Eski zamanlardan bu yana kadın haklarında sürekli değişiklikler olmuştur. Seçme ve seçilme hakkından başlayarak bir sürü, tabiri caizse, özgürlük kadının olmuştur. Fakat bu özgürlükler dışında çözülemeyen bir sorun vardır. Yıllar geçse de, asırlar geçse de bu sorun hep kalmış ve maalesef birçok kadın bu sorunun mağduru olmuştur. Herkes susmuş. Susan ise dünyadan yok olmuştur. Caniler her gün kol gezmiş, olan yine kadına olmuştur.
Bitmesi için ne olacak fikrim olmasa da, bu sorunu çözmek için sessiz kalmak bana göre değil. Her sene, hatta her ay, kayıp yaşıyoruz. Bir anne, bir kız, hatta bir çocuk; sadece yaşları farklı ama mağdurlukları aynı. Sorunumuzu herkes anlamıştır: Bir caninin kurbanı olmak. Daha kaç kadınımız, çocuğumuza üzüleceğiz, bilmiyoruz, bilmek de istemiyoruz. Çünkü artık olsun istemiyoruz.
Bir hayat solmasın istiyoruz. Gençliğinin baharında kara toprak altına girmesin istiyoruz. Hayalleri yarım kalmasın istiyoruz. Bir anne, bir baba kahrolmasın istiyoruz. Sokakta özgür olmak, korkmadan ilerlemek istiyoruz. “Sen kadınsın, yapamazsın” değil, “Kadınsın, her şeyi yaparsın” diyerek övülmek istiyoruz. Yerin dibine girmek değil, baş üstünde olmak istiyoruz. İslam’a göre muamele görmek istiyoruz.
Daha ne kadar hayal kırıklığına uğrayarak yaşayacağız, bilmiyoruz. Artık korkmadan yaşamak, varsa evladımızı büyütmek, yoksa da evlat sahibi olmak istiyoruz. İyi insanlar tarafından sevilmek, dövülmeden, hakaret edilmeden insanca hayatta olmak istiyoruz. Rahat yaşamak bizim de hakkımız. Bu rahatı elimizden alacak hiçbir insanı hayatımızda istemiyoruz.
Biz kadınız, güçlü olsak da kırgınız da. Biz kadınız, anne olsak da evladız da. Biz kadınız, zorluk yaşasak da ayakta kalırız. Ve biz kadınız, bin ah çeksek de bir kere “of” demeyen insanız.
Bu dünyada kadın, çok zulüm gören, ayaklar altına alınan, hatta yok sayılan bir varlık. Kadın, kadının kurdudur. Her zaman arkasında durur, ne olursa olsun savunur. Hatalarında uyarır; kadın hata da yapsa o hatayı düzeltmesini iyi bilir. Kadın, ölmeyi hak etmez. Kadın, zulmü hak etmez. Kadın, evlatlarından ayrılmayı hak etmez. Kadın, sevilmeyi hak eder, gülmeyi hak eder, evlatlarının iyi yerlere geldiğini görmeyi hak eder.
Ama bazı kadınlarımız, hatta kızlarımız ve çocuklarımız bunları görmez ve göremeyecektir de. Hayattan canice katledilerek koparılan müsveddeler de yaşamaya devam edecektir. Elbet adalet yerini bulacak; elbet onlar da hesap vereceklerdir. Bu dünyada kalsa da, bu cezalarını ahirette elbet vereceklerdir. Hiçbir şey, hiç kimsenin yanına kalmaz; bu da kalmayacak. Zulüm görenler rahata kavuşacak, zulüm edenler de cezalarını çekecektir.