İnsanlar kendilerine bir amaç koymadıkları zaman bomboş hissediyorlar; hem hayatı hem kendilerini… Bu yüzden hep bir amaç bulunduruyor bünyesinde. Bu, kimi zaman bir araba, kimi zaman bir ev. Ya da bir kadın, bir erkek. İyi bir elbise bile amaçtır. Ya da iyi bir fotoğraf makinesi. Hedef ne kadar zor olursa, o kadar uzun sürüyor. Ne kadar uzun sürerse de, o kadar kıymetli oluyor. Ne kadar kıymetli olursa da, vuslatına erince o kadar keyif verici oluyor. Amaçsız bir insan bir hiçtir. Bir yokluktur. Değersizdir. Sokakta yaşayan adamın bile bir amacı, emeli var. Belki bir kulübe ya da sığınılacak güvenli bir yer…
Kendinizi mutsuz ve boşlukta hissediyorsanız, bilin ki bir amaca ihtiyacınız var. Bu amaç uzun vadeli olmak zorunda da değil. Yapacağınız işleri yazıp, onları yapmak için zaman ayırmak bile amacınıza hizmet edecek ve sizi tatmin edecektir.
Gün içinde yapacaklarınızı listeleyin ve yaptıkça silin ya da tik koyun. Bu yaptığınız şey, size bir başarı kazanmışçasına mutluluk verecek.
Ekmek alınacak, ütü yapılacak, perde asılacak, belediyeye gidilecek, faturalar ödenecek, çocuklar okuldan alınacak, yemek yapılacak, çamaşırlar makinaya koyulacak, sonrasında asılacak. Ha, bir de dizinin bir bölümü izlenecek, sonrasında yirmi sayfa kitap okunup uyunacak…
Liste basit ve yapılabilir. Bunlara tik koydukça, içiniz rahatlayacak ve başarıya ulaşma hissinin verdiği keyifle uyuyacaksınız. Deneyin. Zor değil.
İnsan yarış halinde her zaman. Her an herkesle, her şeyle yarış halindeyiz. Zamanla da. Zamanınız boşa geçiyorsa, bilin ki yarışı kaybediyorsunuz. Yetişin zamana. Yüce Kur’an’da çeşitli ayetlerde, “Dünya hayatı oyun ve eğlenceden ibaret” demiş Yaradan. Bu oyuna ortak olun.
Sağlıcakla…