Acıya el atsam,
İçinde derin bir yara,
Çok ezelden belli ki,
Geçmemiş tarihten kalma.
Her şey unutulmuş ama,
Bir yerlerde kanayan bir masal var.
İlk telaşları,
İlk adım atmayı öğrenir gibi…
Akılda düşsel hatıralar,
Kiminde göz yaşı olur,
Kiminde şiddet,
Kiminin de gözleri dokunmadan ağlar.
Hayata sorar!
Neredesin ilk aşkın kahramanı?
Çok telaşları olmuş sonra,
Ama akılda kalan ilk kahramanı.
Kimi masalına sadık çıkmış.
Sultanın Süleymanı,
Kimi de kavuşamamış hayaline.
Sevdanın dağlar delen hüzzamı.
Aşkı aşikar etmiş.
İki hece ilan gibi beyanı,
Unutulmaz diyor ilk aşk kahramanı.
Kiminde şiir olmuş,
Anlatmış dilden dile destan misali.
Kiminde beste olmuş,
Sarı saçlı bizim köyün Mihriban’ı.
Kimine ses vermiş,
Ölümsüz aşkların bestekarı.
Ama yürekleri hep aynı şeyi söylermiş.
Hani nerde bu hayatın ilk aşk kahramanı?
Yıllar öncesiymiş anlattıkları,
Sanki bugün gibi…
Demek ki serüvenler hiç bitmezmiş.
Yarını olmayan dünler gibi…
Kimi acıyı dizmiş şişelere,
Kimi serden geçmiş,
Kimi manevi boşluk demiş,
Ve doldurmuş beynine tüm bilge kitapları.
Hepsinde ortak payda,
Anlattıkları hep ilk aşk kahramanı
Şimdi hangi yaraya dokunsam,
İçinde bir acı,
Miladı unutulmuş bir tarih,
Kanayan ağır bir sancı.
Bir başlangıç gibi doğal,
Gözyaşı olsa da sonucu,
Neredesin der, sorar sağır sessizliğe.
Sen destanım, sen masalım,
Sen anlatamadığım hayat hikayem.
Belli ki ilk aşkım,
İlk aşk kahramanım.