Ömür serüveni taşlı bir yoldur. Sona varıncaya dek düşer, kalkar, acır, acıtırız. İnsan olmanın en temel taşıdır imtihan! Sevdiklerimizden, eşimizden, dostumuzdan, ailemizden sınanırız. Düşmek kaçınılmazdır… Önemli olan, düştüğün yerden dersini alıp, ayağa kalkmaktır.
Günümüzün insanı üç maymunu oynamakta, kendini aynalarda kutsamakta, düşene yardım etmek yerine, üzerine yolu ve imtihanı zorlaştırmaktadır. Her insan kendi imtihanındadır elbet, lakin bir başkasına el uzatmayan, yaraya dokunmayan, bilakis tuzlayan insan, bir sormalıdır kendine!
“Ben duyduysam, gördüysem, öğrendiysem burada benim de bir görevim var! İmtihanın bir diğer parçası benimdir diye…”
Günlerden bir gün, bir kral yolun ortasına kocaman bir taş koyar ve insanları seyreder. Yoldan vezir geçiyordur. Taşı yolu kapatmış bir halde görür, hemen sultana gideyim, işçi tahsis edelim, bu taşı yolun ortasından kaldıralım diyerek söylenir.
Sonra yoldan komutan geçiyordur. Bakıyor yolun ortasında koca bir taş. “Vezire gideyim, sorayım! Bu taşı kim koyduysa cezasını keselim” diyerek veziri aramaya koyulur.
Ardından bir şair gelir. Bakar yolun ortasında koca bir taş, şairane ruhuna ilham geliverir. Ve şiirler dizmeye başlar koca taşa…!
Ve daha sonra iki köylü geçiverir yoldan… Sırtlarında küfe, işten yorgun argın dönüyorlardır. Taşın yolu tıkadığını düşünürler. Küfeleri bir kenara bırakıp, “Ya Allah! Bismillah!” diyerek taşı yoldan zar zor yol kenarına çekerler. Sonra bir bakarlar, ne görsünler? Taşın altında bir kese; kesenin içinde altınlar ve üzerinde bir not: “Bu taşı yoldan kim kaldırırsa halkın rahatını ve iyiliğini düşünerek, bu altınlar onundur.” diye yazmaktadır.
Ve devam eder sultan: “Elini taşın altına koyma görevini kim üstlenecek diye bu taşı ben koydum.” Elini taşın altına koyma deyimi buradan gelir…
Yoldan, gönülden, dilden taşları temizleyenler belki bir kese altın bulamayacaklar, ama..! İnsanlığa ve vicdanlarına hizmet ettiklerinden, kese kese altın değerinde insan olacaklardır.
Yollarımızı temiz tutalım! Kimsenin ne ayağı ne kalbi taşa değmesin.