Bazen öyle anlar gelir ki tarif etmek için, “Yaşamalıydınız nasıl anlatılır ki” demek ister yine de o anı anlatmaya gayret edersiniz. İşte o anlardan biri de bu an. Şöyle ki;
Ayasofya’nın o eşsiz güzelliğine doğru sabahın ilk ışıkları eşlik ediyor adımlarınıza ve tabi yalnız değilsiniz arkanızda onlarcası, bir adım ötenizde size rehberlik eden nice güzel insan seli. Bir süre ilerliyorsunuz sonra o kutlu buluşma gerçekleşiyor işte karşıda Ayasofya ne muhteşem bir duruş, hoş geldiniz der gibi gülümsüyor, ardından Sultan Ahmet selamlıyor sizi.
Kalabalığı yarıp ilerlemek istiyorsunuz ama ne mümkün bir ses yükseliyor. “Gençler maşaallah size” diye başlayan övgü dolu sözler ile bir ses yankılanıyor kulaklarınızda, gözleriniz doluyor.
İşte diyorsunuz “Ait olduğumuz yerdeyiz” ve doğru yoldayız. Kutlu bir gaye bu.
İnsanlığın postallarla ezildiği Srebrenitsa geliyor aklınıza ve batı kanlı elleriyle şuanda Gazze’de aynı zihniyetle bebekleri ve masum insanları öldürmeye devam ediyor.
Srebrenitsa katliamı için geçmişte yapılan haberleri okuduğum da şöyle demiştim “Neredeydi bu insanlar, neden engel olmadılar ve nasıl izin verdiler?”
Şimdi ise yine yeniden Srebrenitsa’da yapılan vahşetin daha da fazlasını yapıyordu o sözde medeniyetin beşiğini sallayan batı ve biz inanmışlar ordusu eli kolu bağlı izlemekle yetinmiyor yürüyor ve selamlıyorduk Ayasofya’yı. Bir gün Kudüs’ü de böyle selamlayacağımız gibi.
Bilge Kral Aliya İzzet Begoviç’in sözleri geliyordu aklımıza; “Ve her şey bittiğinde hatırlayacağımız şey; düşmanlarımızın sözleri değil dostlarımızın sessizliği olacaktır.”
Şimdi ise bizler, Kudüs’ün bekçisi olan bir avuç onurlu insana ses olmak için yürüdük, daha adil bir dünya için yürüdük.
Yürüdük evet, sadece yürümekle durduramayacak olduğumuzu elbette biliyoruz. Bir şeyler yapmak hiçbir şey yapmamaktan çok daha iyidir bunu da biliyoruz.
Öylesine atılmış sıradan bir adımla değil, çocukların öldürülmediği adil bir dünyanın kapılarını aralayan ilk adımla yürüdük.
Peki katliama son vermek için gerekli olan nedir, sorusunun cevabı ise; İlerlemek, her alanda gelişmek, öncü olmak, üretmek ve güçlü olmak. Bu katliamı ancak güç ile durdurabiliriz.