Bazı insanlar ilişki kurmakta daha rahatken bazıları kendini ifade etmekte neden bu kadar zorlanırlar? Kimisi karşılaştığı bir sorunu kendi başına halledebiliyorken kimileri neden daha çok yardıma ihtiyaç duyarlar? İşte bu gibi soruların cevabı bir psikoterapi efsanesi olarak görülse de çocukluk yıllarında gizlidir.
Bağlanma stilleri üzerine yapılan araştırmalar çocukluk döneminde geliştirilen bağlanma stillerinin yetişkinlikteki tutum ve davranışlar üzerinde oldukça etkili olduğunu göstermektedir. Bu da demek oluyor ki erken çocukluk döneminde bize bakım verenle yaşadığımız deneyimler ilerleyen dönemlerde hayatımıza aldığımız yakın çevremizdeki kişilerle ilişkilerimizi ve onlara karşı olan beklentilerimizi şekillendiriyor.
Bağlanma Teorisi’ne göre bağlanma stilleri dört tanedir. Bunlar;
- Güvenli Bağlanma
- Kaygılı (Güvensiz) Bağlanma
- Kaçıngan Bağlanma
- Düzensiz (Darmadağın) Bağlanma
Güvenli bağlanma stili sağlıklı ve olması arzu edilen bağlanmadır. Bu stilde çocuk bakım vereninin yanında olduğunu ve duyarlı davrandığını bilir. Duygularına karşılık bulabildiği bağlanma türüdür. Bakım veren çocuğu kendi belirlediği alan dışına rahatlıkla çıkarır ve bunu destekler. Böylelikle çocuk bakım vereni gittiği taktirde geri geleceğini bilir ve olumlu ya da olumsuz bütün duygularını dışarı yansıtabilir. Bu tür bağlanma geliştirmiş kişiler yetişkinlik dönemlerinde rahatlıkla ilişki kurup devam ettirebilirler. Duygu ve düşüncelerini ifade etmekte zorlanmazlar. Net ve kararlı davranarak ilişkide bulundukları kişilere sınırlar koyarlar. Genelde daha olumlu bir görünüşe sahip olurlar.
Kaygılı bağlanma stilinde çocuğun ihtiyaçları bakım vereni tarafından istikrarsız ve/veya yetersiz karşılanmaktadır. Bu durumda çocuğa verilen mesaj karışıktır. Güvenlik duygusunu geliştirmesine engel olan davranışlar sebebiyle çocuk kaygılanır. Bakım vereni yanındayken bile kolay kolay sakinleşemez ona karşı öfkelidir. Bu tür bağlanmada yetişkinlik dönemi ilişkileri oldukça karmaşıktır. Sevilip sevilmediğinden, sevip sevmediğinden emin olamayan kaygılı, kaybetme korkusunu yoğun yaşayan bireyler olurlar. Tanıştıkları kişilere karşı olumsuz düşünceler geliştirirler. Güven duygusunu bir türlü hissedemediklerinden özellikle romantik ilişkilerinde kaygılı, gergin ve güvensiz olurlar.
Kaçıngan bağlanma türünde çocuğa bakım veren kişi ilgisiz ve mesafelidir. Çocuğun ihtiyaçlarını fark edemez ya da fark etse dahi ona karşı ilgisiz tutum sergiler. Bu sebeple çocuk bakım verenin ne varlığına ne de yokluğuna tepki göstermez. Duygu ve ihtiyaçlarını gizlemeyi tercih eder. Sadece kendisine güvenmenin doğru olduğu mesajını alır. Bu kişiler yetişkinlik döneminde de yakın ilişkiler geliştirmekten ve özellikle samimiyetten kaçınırlar. Bir konu ile ilgili birilerinden yardım veya destek almaktan hoşlanmazlar. İlişkide bulundukları kişilerle duygu ve düşüncelerini paylaşmakta güçlük çektiklerinden ilişkileri genelde sorunlu olur.
Düzensiz diğer adıyla darmadağın bağlanma stilinde tutarsızlık söz konusudur. Genelde bakım veren psikiyatrik bir bozukluğa sahiptir. İhmal ya da taciz, bakım verenin kendi bağlanma nesneleriyle olan sorunları da bu bağlanma stilini geliştirmektedir. Çocuk her an korku ve çatışma içindedir. Maruz kaldığı davranışlar normal olmadığından her an karmaşa yaşar. Hareket ve tepkileri oldukça karışıktır. Bakım verenini güvenilmez ve hatta korkutucu olarak görür. Korku bu bağlanma stilinde en etkili faktördür. Dolasıyla yetişkinlik dönemi ilişkileri de olumsuzluklarla doludur. Alkol ve madde kullanımı ile şiddet ve suça eğilim oranı yüksektir. Hiçbir konuda sorumluluk almak istemezler, kendilerini yönetmekte ve sosyal yaşama uyum sağlamakta güçlük çekerler.