Her insanın hayatında basamaklar vardır. Bu basamaklar o insanın ölümüne kadar olan hayat yolculuğunu kapsar Ahmet Haşim’in de “Merdiven” şiirinde bahsettiği şey muhtemelen budur.
Her basamağın kendi içinde bir hikayesi, bir güzelliği vardır. Bir anda birden çok basamakta duramazsınız, hangi basamağın üzerinde iseniz bir an önce bir üst basamağa çıkmanın hayalini kurmak, zamanı en iyi şekilde değerlendirmek ve sizi mutlu edecek ayrıntıları yakalamak yapacağınız en önemli iştir.
Her insanın mutlu olduğu, kendini bulduğu basamak aynı değildir. Kimi insan üçüncü basamakta mutlu olurken kimisi beşinci basamakta, bir başkası da son basamakta mutlu olabilir.
İnsanın hedefleri, çalışmaları ile doğru orantılıdır. İnsan toplum içinde yaşayan bir canlıdır. Dolayısıyla sadece kendinden sorumlu değildir. Toplum içinde yaşanan her şey onu da ilgilendirir.
Sorumluluk sahibi bir insanın bana ne demek gibi bir lüksü yoktur. Dolayısıyla insan yaşadığı her dönemde kendini iyi hatırlatacak izler bırakmalıdır. Çevresindeki insanları sevgi çemberine dahil etmek, ihtiyacı olanlara yardım etmek, en azından küçük bir tebessüm etmek onu unutulmaz kılmaya yetecektir.
İnsan rüzgar gibi her şeyi yıkan yakan değil aheste yağan bir yağmur gibi onlara can vermelidir. Yangını alevlendiren rüzgar değil, söndüren su olmalıdır.
İnsan merdivenin son basamağına geldiğinde ise huzur içinde olmak istiyorsa geride bıraktığı iyilik tohumları onun bahçesinde iyilik ve mutluluk çiçekleri olarak kendini gösterecektir. Kötülük, haset ve kin tohumları ekmişse son basamakta bu tohumlar bitecek ve kötülük çiçekleri olarak hayatını huzursuz edecektir.
Öyleyse hayatımızı her anını dolu dolu yaşarken son basamakta lazım olacak iyilik tohumları ekmeyi de ihmal etmemek gerekir.