Şanslı olmak çok güzel ama bir yere kadar götürebiliyor insanı. Çok şanslıyım ben her sınavdan şansımla (gençlerin tabiri ile sallayarak) başarılı olabilirim demek Polyannacılıktan ileri gidemez. Fazlasıyla içi boş bir öz güven içerir maalesef böyle söylemler… Her seferinde duvara toslamak yerine başarı şansımızı nasıl arttırabiliriz bence bunu düşünmeliyiz.
Başarmak için formül B : Ç + M
Başarı: ÇALIŞMAK + MOTİVASYON
Çalışmak deyince saatlerce masada amaçsız ve zorunlu hissettiğin için oturmak değil. Mesela bir elinde telefon ve sosyal medya hesapları diğer elinde Matematik ders kitabı ve soru bankaları tabi ki bu etkili çalışmak değil. Öncelikle çalışmaya hazır olmak ve ne amaçla çalıştığımızın bilincinde olmamız lazım. Yaptığımız çalışmaların bizi asıl amacımıza ulaştıran araçlar olduğunu bilerek masaya oturmalıyız. Kendi alışkanlıkların doğrultusunda kendine özgü bir ders çalışma planı hazırlamalısın. Planın da mutlaka tekrarlar olmalı tekrar edilmeyen bilgiler seni her zaman yarı yolda bırakır bunu unutma.
Aman Dikkat!
İnsan öğrendiklerini çok çabuk unutur.
%100 öğrendiğimiz bir şeyin;
- 20 dk. ⇒ % 50’sini,
- 60 dk. ⇒ % 70’ini,
- Gün sonunda ⇒ % 80’ini unuturuz.
Vücudumuzun en vefasız organı kesinlikle beynimiz gibi duruyor. Öğrendiklerimizin Yirminci dakikada % 50 sini unutuyoruz, 60 dakikada ise % 70’ini, gün sonunda %80’ini unutuyoruz, o yüzden günlük ve haftalık konu tekrarları mutlaka yapılmalı, oyunu kuralına göre oynamak için vitesimizi yükseltmeliyiz ve beyin gücümüzü arttırıcı etkinlikler yapmalıyız, biraz da kuralları biz koyalım.
Gelelim formüldeki diğer ayağa bizi başarı için iten güç yani motivasyon konusuna. Dışsal motivasyon başkalarının genellikle aile ve öğretmenlerinizin sizi başaracağınıza inandırmaya çalışması (gençlerin tabiri ile gazlaması) diğer türü de içsel motivasyon kişinin kendisini pozitif cümleler ile beslemesi beynine olumlu iletiler göndermesi, örneğin; yapamam yerine yapabilirim, ya yapamazsam yerine çalıştım o halde yapamamam için herhangi bir neden yok, başaramazsam biterim yerine başaramazsam bu dünyanın sonu değil tekrar deneyebilirim gibi cümleler ile kendisini başarıya telkin etme şeklidir. Ve en etkilisi de kişinin kendine yaptığı içsel motivasyondur. Mutlaka başarılı olmak için motivasyonumuzun yüksek olması şarttır. Düşük bir motivasyon, yani isteksizlik ile başarının gelme olasılığı çok düşük. Klasik bir söz var onu hatırlayalım inanmak başarmanın yarısıdır. (Zaman zaman bu konuları daha ayrıntılı inceleyeceğiz).
Peki “başarı şart mıdır?” diye sorduk, beraber cevaplayalım. Tabi ki de şarttır, kişisel gelişimimiz ve toplumdaki statülerimizin buna ihtiyacı var. Başarı, peki derslerde başarılı olmak mıdır? Sadece hayatta birçok şeyi tek başına yapabilecek birikime sahip olmak asıl başarı değil midir? Birey olabilmek, karakter sahibi olabilmek, ayakları üzerinde durabilmek kimseye muhtaç olmamak başarı değil midir? Sosyal ve insanlara yardımcı olmak hiçbir canlıyı incitmemek başarı değil midir? Başarı neye göre kime göre??? Dokuz aylık bir bebeğin yürümeye başlaması başarı değil midir? Doksan yaşında bir teyzenin tek başına alışverişe çıkması başarı değil midir? Bahçesinden on ton fındık üreten Mehmet başarılı değil midir? Annesini kaybetmiş bir çocuğun hayata tutunması başarı değil midir? Tüm engellere rağmen mücadeleden vazgeçmeyen Ampüte Milli Takımı başarılı değil midir? Daha da arttırılabilir. Başarı dediğimiz şey aslında insanın doğasında var. Belki de bütün davranışlarımız başarıya odaklı. İnsanlar başarıya kurulmuş birer saat gibi uçuyorlar dağların zirvesine kuş misali…