Yaşamanın bir sırrı mı var bir bedeli mi!..
Nedir ya da ne değildir yaşamak… Sorgusuz sualsiz bir kabulleniş mi yoksa neden buradayım diye araştırmak, sorgulamak mı?
Hayatta olmamızın bir yada birkaç nedeni var elbette. Neyi niçin ve nasıl yaptıklarımız, amacımız ve sonumuzun ne olacağı.
Kimine göre basit kimine göre sıradan hayatların içinde var olduk. Kimimiz ise varlığının bu dünyaya gelişinin özel olduğunu hisseder. Her biri de doğru diyebiliriz.
Nerede ve hangi şartlarda dünyaya geldiğimiz kadar kaderin döngüsünden de ne şekilde etkilenip yönümüzü belirlememiz gerektiğinin çoğu zaman farkında olmadan yaşıyoruz. Birey olmanın yanı sıra toplumda kendimize yer etmek için var olma savaşı veririz.
Hangimiz ne kadar yaşayıp ne bırakıp ardımızda gideceğiz kim bilir?
Bir anı ya da bir iz ya da birilerinin hayatına dokunmak… En değerli şey ise sonrasında güzel anılmak, iyi bir insandı diye hatıralarda kalmak.
Güzel olan şeyler var, inanıyorum. Güzel insanlar güzel duygular, hayırlar dualar ve gülen yüzlü çocuk masumiyetinde insanlar hâlâ var. İçimizde ki güzelliği kaybetmeden çoğaltmak hatta çevremizdeki insanlara bulaştırmak gerektiğini düşünüyorum.
Eskiden yollarda yanımızdan geçerken bile selam verip gülümseyen nur yüzlü insanlar vardı. Sizler de denk gelmişsinizdir belki de. O sadelik o içten sıcaklık nasıl bir huzur verir insana. Şimdilerde az da olsa hâlâ varlar ve iyi ki varlar.
Kötülük değil insanlık yayılsın dalga dalga dünyaya. İnsanlar mutluluk saçsın etrafa. Çıkar ilişkileri değil gerçek insanî duygularla paylaşımlar olsun bu hayatta. İyi düşünceler beslemek bu kadar zor olmamalı.
Hayat kısa, yaşamak ise sadece andan ibaret değil mi aslında…