Seksenli yılların ortaların da henüz yedi sekiz yaşlarında bir çocukken yaşadığımız mahallede tek katlı, bahçeli evlerin oluşturduğu, araç trafiğinin az olduğu o dar sokaklar da koşturarak oyun oynamanın dışında bir diğer en büyük eğlencemiz de televizyon izlemekti.
Aksiyon başta olmak üzere diğer bilim kurgu filmler o yıllarda inanılmaz bir geleceği bizlere masal gibi anlatıyordu.
Hele o “Back to The Future” yani geleceğe dönüş film serisini izleyen herkesin aklından geçtiğine emin olduğum “Acaba geleceğe gitsek nasıl bir hayatımız olurdu?” sorusunun cevabını bende merak ediyordum.
Maalesef bu ay geçenlerde kaybettiğimiz Allahtan rahmet dileyerek andığım MFÖ grubunun üyesi ve Türk halkının biricik Özkan abisi, Cem Yılmaz’ın AROG filminin bir sahnesin de zaman makinasını icat ettiğini söyleyerek ağaç dallarından ve hayvan derilerinden yapılmış derme çatma bir nesnenin içine oturup gözlerini yumarak iki saniye bekledikten sonra tekrar açıp; “Bak deminden, şimdiye geldim” demişti… (gülümsetti)
Her ne kadar saçma gibi görünsede bu felsefe ile olaya bakacak olursak: Aslında insanın yeterince uzun yaşaması durumunda fiziksel olarak geçmişe gidemese de pek ala geleceğe gitmiş olması gerçeği ile karşılaşıyoruz.
Bugün, yani elli yılın ardından ben. Her uyandığımda etrafım da tıpkı filmlerde anlatılan, hayallerimizde canlandırdığımız, teknolojinin hızla ilerlediği o Dünya’yı görüyorum ve kendi kendime; “İşte Murat! Artık gelecektesin…” diye mırıldanıyorum.
Biliyorum geçmişte, gelecekle ilgili sadece neşe dolu aksiyon ve bilim kurgu öyküler yazılmamıştı. Pek çok distopik, savaş ve yıkım içeren içerikler de üretildi. Dünya’nın sonu ile ilgili hikayeler…
Ve maalesef onlarında pek çoğu gerçekleşti ya da gerçekleşmek üzere. Ama ne olursa olsun zaman denizinde açtığımız ağaç dalları ve hayvan derilerinden yapılmış delik deşik bir yelkeni olan derme çatma zaman makinamızın güvertesin de akıntının bizi götüreceği o yere doğru yolculuğumuz hızla devam etmekte.
Evet, ben bir zaman yolcusuyum.
Hayallerim sayesinde geleceğe, anılarım sayesinde de geçmişe gidebiliyorum.
Herhangi bir zamanda tekrar görüşmek üzere… 🙂