Ben eskiden;
Kırların düz çizgisi,
Kurumuş otların kederi,
Korkudan çekilen damarların ateşi,
İçine kapanık şiddetli genişlik.
Ben eskiden;
Gıcırdayan ranzada durgun hava,
Pencerede deniz kenarları toplardım.
Değişmeyen her şeyde paramparça,
Göğe çalımlar atan,
Gölgelik dünyada dört köşeli keder.
Ben eskiden;
Bebeğin ağzındaki düzen,
Gürültünün geride bıraktığı sabır,
Şiddetli sabah ağrısına direnen fedai,
Yokluğu tercüme eden resimler,
Uzamayan gölge, terle sevişen mendil.
Ben eskiden;
Atların çekemediği savaş arabası,
Akraba dehşeti, kimsesizlik düğümü,
Kışın ucunda yaralı coğrafya,
Tuğla parçalarının kestiği su,
Gri bayrakla sallanan rüzgar.
Ben eskiden;
Kayalar parçalayan zap suyu,
Hafiftim ağırlaştırdı zaman,
Çirkini kesildim sarıldığım tütünün,
Nazlı, gözüne kara sular inen çocuk,
Yine de severdi beni annem.