“Benimki az olsun.”
“Sadece bir kepçe yeter.”
“Yersem yine isterim.”
“Tabakta ziyan olmasın.”
“Evde yedik de geldik.”
“Sofradan kalktık.”
“Aç olsam yerim.”
Hepimizin sofrada sıkça duyduğu, kullandığı kelimeler. Bize söylenen; bize söyletilen kelimeler. Sadece misafirlikte değil aile sofralarında da bol bol kullanıyoruz değil mi?
Belki çok yiyen biri gibi görünmek istemediğimizden, ayıp olmasın misafirlikte diye aç olsak da benimki az olsun diyebiliyoruz, bu ayrı bir konu…
Ama ev içinde aile dediğimiz, çekinmediğimiz sofralarda da ne çok tekrar ederiz. Hatta ısrar edilir değil mi?
Al bakalım şunu da tabağına, itiraz istemiyorum. O kadarla insan mı doyar? Sonra o tabağı bitirmek için mücadele ederiz. Bazen de edemeyiz, tabakta kalır; barbunya Pilaki, et sote, türlü. Üstündeki kirlenmiş peçetelerle bir kaşık yardımıyla çöpe sıyrılır her biri. Oysa nasıl da yerindeydi tadı tuzu. Tenceredeyken iştah kabartan eve kokusuyla mutluluk yayan o yemekler; tabaktaki artıklara dönüşünce nasıl da iştah kaçırıyor değil mi? Malzeme aynı malzeme, tat aynı tat, emek aynı emek. Ertesi günü bile beklemeden piştiği gibi taze taze onu çöpe çeviren tam olarak neydi?
Birinin ya da birilerinin ihtiyaçtan fazlasını tabağına alması veya koyması işte bu kadar. Bizim kendi emeğimize olan kadirbilmezliğimiz. Sevgimizi, zamanımızı, emeğimizi bol kepçeden pervasızca başkalarının önüne sunmamız. Şunu unutuyoruz: Gereğinden fazla gösterilen, yapılan, sunulan, verilen her şey çöp olmaya bu kadar yakın işte. O sofralarda ziyan olan sadece tabaktaki pilav mı?
Yolumuzun kesiştiği, birlikte vakit geçirdiğimiz her insanla aynı sofrada sayılmaz mıyız? Hislerimizi, sevgimizi, emeklerimizi, iyi niyetimizi paylaştığımız sofralar. Bütün bunları, bol kepçeden fazla fazla dağıttığımızda birilerinin tabağından kirli bir peçeteyle çöpe sıyrılmaya mahkûm. Fazla sudan çürümedi mi çiçek? Her şeyin fazlası zarar ya, fazla şiirden öldü Edip Cansever, diyor. Cemal Süreya. Ne kendi tabağımıza ne başkasının tabağına ziyan edilecek olanı almayalım, koymayalım.
Bırakalım tabağın sahibi aç kalma sorumluluğunu alsın. Yetmezse biraz daha isteyebilsin. Kimselere ayıp olmaz. Çöpe dökmek, tabakta ziyan etmek ayıp olsun.
Yıksak bazı duvarları olmaz mı?
Sizi bilmem ama benimki az olsun!
Sevginizi de aşınızı da ziyan ettirmeyin! İyi niyetiniz kirli peçetelerle çöpe sıyrıldığında suçlunun önemi kalmayacak.
Çok güzel hocam gerçekten tam olarak yaşanan konular
Özellikle deprem gibi bir felaketten sonra her anlamda bir kez daha düşünmeliyiz, israf ederken. 🙏
Kaleminize sağlık Güvercin hanım yazdıklarınızla insanları kırmadan doğruları aşılıyorsunuz.
Çok teşekkür ederim 🙏
Kaleminizden ruhumuza akıyor cümleleriniz, yine tam isabet vurdunuz vicdanımızdan bizi.
Kaleminize, yüreğinize sağlık.
Öyleyse ne mutlu bana.🌼
Diğerleri gibi buda cok güzel olmuş. 👏👏👏
Çok teşekkür ederim 🙏
Kalemine diline sağlık çok güzel aciklamissin güvercin 👍👍👍
Çok teşekkür ederim. 🌼
Kaleminize sağlık