Mübarek Ramazan-ı Şerif için çok çeşitli tanımlamalar mevcuttur: 11 ayın sultanı, Şehr-i Ramazan vs.
Bu yazımı hazırlamaya başladığımda ise aklıma bir anda düştü bu başlık. Yaşadığımız dört mevsime bir parantez açıyor, sanki ayrı bir huzur iklimi oluşturuyor. İnsanlar arası diyaloglarda, sokakların ikliminde, alışveriş yerlerinde gözle görülür bir tatlı telaş, koşuşturma hâkim. Kış ayına yaklaştıkça da ayrı bir tatlanıyor sanki.
Özellikle bu yılki Ramazan Ayı’nda gözlemlediğim insanlarda farklı bir sevinç hâkim. Okullar, caddeler, yollar ayrı bir süsleniyor; ağaçlar, meydanlar ışıklandırılıyor. Ülkemize gelen turistler bile—yılbaşında yapılan hazırlıklara şaşıran yabancı turistlere sosyal medyada şahit olduk. “Neden siz yılbaşına hazırlık yapıyorsunuz ki?” demişti İngiliz bir turist. Bu söz üzerine ne kadar üzüldüğümü hatırlarım. Asırlara dayanan muhteşem bir geleneğe sahipken başka yollara sapışımız…
Ve yıllar sonra mübarek Ramazan’a yurdun her yerinde tatlı bir telaş ile hazırlanılması beni çok sevindirdi ve çok gururlandım.
Kendi evlerimizde de ışıklandırmalar, afişler vs. ile bu kervana katıldık ve eminim ki bu hazırlanış, çocuklarımızın ruhunda müspet olarak harika bir iz bırakacaktır.
Ramazan-ı Şerif ile birlikte aydınlanan şehirlerimiz gibi ruhlarımız da yıkansa… Nihai hedef olarak ise Ramazan Ayı’ndaki güzellikleri hem ailemizde hem de toplum düzeyinde diğer aylara da sirayet ettirebilsek…
Hak dostları ise Ramazan Ayı’nın gelişini büyük bir sevinç ile karşılar, gidişinden de o derece müteessir olurlardı. Hatta Aziz Mahmut Hüdayi Hazretleri bu üzüntüsünü:
Elden çıkardık mahımız,
Eflâke çıksın âhımız,
Rahmeylesin Allah’ımız…
“Ey Mah-ı Gufran elveda” şiiriyle muhteşem bir şekilde dile getirmiştir.
Ramazan aylarını Üsküdarlı Aziz Mahmut Hüdayi Hazretleri gibi yaşayabilme temennisiyle.
Hayırla kalınız.