Öfke, belirsiz bir şekilde ortaya çıkan, küçük şeyleri sorun eden, kızgınlığın sonunu düşünmeden hareket edilmesi sonucu ortaya çıkan bir davranıştır.
Öfkeli bir insan, tutumsuz hal ve hareketleri sonucu karşı tarafa baskı uygulayarak haksızlığını bastırmaya, haklı olana imkan vermeden sert söylemlerle kabul ettirmeye çalışır. Öfkeli hareketleri onu güçlü kılacak ve böylece her istediğini yaptırabileceği kanısına varır.
Atasözlerimiz, öfkenin zararlarını en güzel şekilde anlatır:
“Keskin sirke küpüne zarar.”
“Öfke ile kalkan zararla oturur.”
Hadis-i şerifte ise Peygamber Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyurmaktadır:
“Gerçek babayiğit, güreşte rakibini yenen değil, öfkelendiği zaman nefsine hâkim olabilen kimsedir.” (Buhârî,102; Müslim, 108)
Öfkesi geçen, her şeyi yıkıp döken, insanın kalbini parçalayan sözler kullanan kişi, ancak o anın ardından kendisine söylenenleri fark eder. O anda pişmanlık duysa da, aradan geçen birkaç zaman sonra aynı öfkeli davranışı tekrar sergiler.
Kendini unutur. Asıl zararın kendisine döndüğünü, beynini gereksiz bir öfke ile doldurduğunu, kendini yıprattığını, gereksiz yere öfkelendiğini bilmeden bu durum devam eder.
Sakin kalmak insana her zaman kazandırır. Bir anlık düşünmeden yapılan bir davranış, bir eylem, kötü söz ve kızgınlık, insanı geri dönüşü olmayan bir yere sürükler.
Nedir insana bu kadar öfke veren? Neden düzgün ve sakin bir şekilde konuşmak varken öfkeli tavırlar sergiler?
Cevap çok basit aslında: “EGO”. Kendi duygularına hâkim olamayan, dünyanın sadece kendi etrafında döndüğünü sanan, “Sadece benim hakimiyetim geçerli!” düşüncesinde olan kişiler, karşı tarafın duygularını hiçe sayarak öfke ile kendilerini kabul ettirmeye çalışır.
Empati duygusundan yoksun, iletişimi beceremeyen ve öfke problemi yaşayan kişilerin bir kenara çekilip kendilerine şu soruları sorması gerekir:
Ben ne yapıyorum?
Ben neden böyleyim?
Öfkeli hareketlerim ve sözlerimle karşımdakini, sevdiklerimi neden kırdım?
Kişi, bu soruların cevabını bulmalı, kendini iyileştirme yoluna gitmeli ve öfke kontrolünü sağlamalıdır. Öfkeli iken hiçbir söz söylenmemeli ve karar verilmemelidir.
Çok düşün, bir söyle…
Öfke, bir bardağın kırılması gibidir. Parçalar etrafa dağılır; ancak bir daha asla tam anlamıyla toplanamaz.