Bir Lise Hatırası

Arzu Sunar Özcan 427 Görüntüleme Yorum ekle
3 Dak. Okuma

Eylül 1992. İçim kıpır kıpır. Liseye başlıyorum. Gururluyum. Ama bir farkla: hazırlık sınıfı öğrencisiyim. Şimdilerde bu sistem yok, ama bilenler bilir. Hazırlık okumak, iki dönem boyunca yabancı dil eğitimi almak demek. Ben de hazırlık sınıfına adım atmış çiçeği burnunda bir liseliyim.

Otobüs durağındayım. Okuldan çıkıp durağa nasıl geldiğimi şimdi hatırlamıyorum, ama güzergâh belli olduğu için biliyorum.

Öğle saatleri. O yüzden durakta kimse yok. Dolayısıyla sıra başı olarak yerimi alıyorum. Yan tarafta otobüsün kalkış saatlerini gösteren bir çizelge var. Otobüsün on beş-yirmi dakika sonra geleceğini varsayıyor, beklemeye başlıyorum. Az sonra yanıma yaşlıca, açık gri takım elbiseli, kır saçlı, nedense öğretmen emeklisi olduğunu tahmin ettiğim bir amca yaklaşıyor. Bana otobüsün ne zaman geleceğini soruyor, söylüyorum. Birlikte bekliyoruz. Duraklarda uzun süre beklemek, sıra arkadaşlığı denen şeyi beraberinde getirdiğinden ya da artık amcanın canı sıkıldığından sohbet ediyoruz. Sohbet onun sorduğu sorulara benim verdiğim kısa cevaplarla kopuk bir şekilde ilerliyor. Amca kaçıncı sınıf olduğumu soruyor.

“Hazırlık sınıfı öğrencisiyim,” diye bugün bile pişman olduğum cevabı veriyorum. Amca anlamıyor.

“O da ne demek?” Şaşırmasına şaşırıyorum. Demek ki emekli öğretmen değil, ama laf ağızdan çıktı bir kere, anlatmak gerek.

“Bir yıl boyunca İngilizce eğitim alacağım.” Amcanın kafasına yatmıyor. Beni baştan ayağa süzüyor.

“Olmaz öyle şey!” Neden olmasın?

“Yok, var. Hazırlık öğrencisiyim ben.” Amca sinirleniyor. Yaşımı soruyor. Söylüyorum.

“Küçüksün,” diyor. “Sen aslında ortaokula gidiyorsun da bilmiyorsun.” Minnacık kıkırdıyorum, amca duyuyor, kızıyor. Hızını alamadan başlıyor azarlamaya.

“Utanmıyor musun büyüklerine yalan söylemeye? Bir de kız çocuğu olacaksın!” Şimdi olsa cinsiyetçi söylem diye yaftayı yapıştırırlar. Oysa kız çocuğu olmak mesuliyet gerektirir.

“Yalan söylemiyorum,” diye bir fısıltı çıkıyor dudaklarımın arasından; dinlemiyor.

“Öğretmenler senin boyuna posuna bakmıştır. Liseyi yapamayacağını anlamıştır. Bir sene boyunca seni liseye hazırlayacaklardır. Sen aslında ortaokulsun.” Amcaya açıklama yapmak için geç olmasına rağmen hazırlık sınıfı kalıbını aklımdan geçiriyorum. Kendimi ikna etmek için çabalıyor olabilir miyim? Amca o kadar emin ki küçük olduğumdan, mecburen zihnimi yokluyorum.

Olur mu öyle şey? Üç gündür benim gibi hazırlık öğrencisi olan arkadaşlarımla ders işliyoruz. Hayal görmüyorum. Ben savunmaya geçmeyince amcanın çemkirmeleri devam ediyor ve sonunda bana küsüyor. Nihayet otobüs geliyor ve biz hiç tanışmamışız gibi otobüse binip ayrı koltuklara geçiyoruz.

Oturduğum yerde az önce başıma ne geldiğinin muhasebesini yapıyorum. İnsan olduğundan küçük gösteriyor diye azarlanır mı hiç, hatta yalancılıkla suçlanır mı?

Ya amca çok alıngan olduğu için ya da ben fazla sessiz kaldığım için enteresan bir muameleye maruz kalıyorum.

Bugün bana olduğum yaşta göstermediğimi söyleyenlere, “Aslında hiçbir zaman göstermiyordum,” deyip onlarla bu anıyı paylaşıyorum. O yıllarda küçük göstermek pek matah bir şey değilken, şimdi iltifat alıyorum ama amcayla yaşadığım şey aklımdan çıkmıyor. Dost meclislerinde anlatıyorum, gülüyoruz. Umarım siz de gülümsersiniz.

Sevgiyle kalın.

Bu İçeriği Paylaş
Bağlantılar:
Yazar
Yorum yap

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Exit mobile version