Bir Papatya

Firdevs Daş 51 Görüntüleme Yorum ekle
2 Dak. Okuma

Papatya bir kır çiçeği olmayacaktı bundan sonra. Dalından koparılmış, evdeki vazoda bekliyordu. Eski halinden eser yoktu. Kırlarda açan bir çiçekti o. Hiç kimseden bir beklentisi de yoktu. Sadece yalnız kalmak istiyordu. Şimdi ise Ayla Hanım’ın evinde vazoda kurumayı bekleyen bir çiçek olmuştu. Bir gün bir kız çocuğu gelmişti ve koparmıştı dalından onu. Ağlamaklı olmuştu o günden beri Papatya. Kır bahçesini özlüyordu. Biliyordu artık kuruyacaktı. Ölüm yaklaşıyordu. Bir Papatya bir vazoda son günlerini yaşıyordu. Kırda Papatya falı olup korumayı seçerdi bu Papatya. Kırda kurumak, çiçeklerin arasına karışmak vardı. Şimdi bu vazoda neyin nesiydi? Bu havasız, rutubetli odada çok sıkılmıştı Papatya. Papatyalar arasına karışıp oksijen almak istiyordu. Bir taç olmak istedi, hem de en güzelinden bir taç olmak istedi. Kırda gezen bir kızın saçında bir taç.

Vazoda bir çiçekti. Ev ahalini izliyordu bazen. Bazen ise suyu değişiyordu. Yorgundu Papatya. Eski günleri anıyordu. Şimdi TV’de bir maçı izlerken gözyaşlarına bozulmuştu. Ayla Hanım, “Ağlama, Papatya, ağlama, senden tohumlar yapıp bahçeye ekeceğim,” dedi.

Bir Papatya daha vazoda solarken son sözlerini söylüyordu artık: “Bırakın beni eski günlere, bırakın özgürlüğüme, bırakın kırlara. Doyasıya takılayım kır çiçeklerinin arasında.”

Beklenen gün gelmişti. Vazoda son yapraklarını da döküp solmuştu Papatya. Bundan sonra o olmayacaktı. Bir hasretle ayrılmıştı dünyadan. Kim bilir yerine hangi papatyalar gelecekti? Yokluğunda o kırda hangi papatyalar açacaktı? Bir Papatya daha göç edip gitmişti bu dünyadan. Bir Papatya daha göç edip gitmişti çok uzaklara.

Papatyalar gelin o kırlara, hepiniz açın yeniden ve mutlu olalım dalımızda yeniden. Gel, Papatya, gel.

Bu İçeriği Paylaş
Yazan Firdevs Daş
Bağlantılar:
Yazar / Öğretmen
Yorum yap

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Exit mobile version