Bir Yazlıkçının Anıları

Ebru Bingöl Çağlar 448 Görüntüleme Yorum ekle
4 Dak. Okuma

Yazın belki de en sıcak günüydü. Koltukta yığılıp kalmıştım. Son bir cesaretle ablama dedim ki,

– Hadi denize gidelim.

Onun da gayet ifadesiz bir bakışı vardır. Çok affedersiniz, ‘mal mal’ baktı.

– Hava sıcak, dedi.

– Tamam işte o yüzden diyorum ya, dedim.

Annem bağırmaya başladı.

– Hadi gidin ayağımın altından, temizlik var bugün, dedi. – Ha gitmiyorsanız da temizliğe yardım edin, diye ekledi.

Anında ışın hızıyla toparlandık. Giyinip evden fırladık. Kumsalda yer kaptık. Arkadaşlarımızı beklerken ablam bana,

– Uzak dur, dedi.

– Neden? diye sordum.

– Git ya yanımdan, dedi.

– Defol, diye de ekledi.

Kesinlikle sabah ona mal mal bakıyorsun dedim diye yapıyordu. Onun önündeki şezlonga kuruldum. Açıkçası çok da uzakta olmak istemiyordum. Arkadaşları gelince ben de sırnaşabilirdim. Kulaklıklarımı takıp müzik dinlemeye başladım. Gözlerimi kapamıştım. Bir ara açtığımda bir kalabalık gördüm. Birisi ahtapot yakalamış ve onu taşta köpürtüyordu. Eskiden bu tür manzaralar daha çok olurdu ama uzun zamandan beri yakalayan görmemiştim.

Aslında Ezgi ile tanıştığımdan beri çevremdekileri pek fark edemiyordum. Ezgi bu sene sitemize yeni gelmişti. Kiracıydılar, eğer ev bulabilirlerse satın almak istiyorlardı. Bir diğer önemli ayrıntı ise Ezgi mal ablamın arkadaşıydı. Ama sanırım ondan biraz daha küçüktü. Şansım her zaman vardı. En azından göz zevkimin kimse kahyası olamazdı. Ezgi de ahtapota bakıyordu. Ben de fırladım tabii. Aynı zamanda mal ablama bakıp da haber vermek bir alışkanlıktı. Baktım ama yoktu. Hanımefendi çoktan ahtapotu tutan genç adama yakınlaşmış ve onun her dediğine abartılı bir şekilde gülüyordu. Boşuna mal demiyorum, değil mi, diye sordum kendime. Ben de yanlarına yaklaşırken onları uzaktan seyretmeye karar verdim. Şans bu ya, Ezgi’nin yanına gelmişim. Herkes büyülenmiş gibi izlerken, ablam komikmiş gibi gülerken, Ezgi ağlamaklı olarak “Yazık hayvana,” diyordu.

Hopbala Ezgi ya, hani geçen gün, “Denizden babam çıksa yerim,” diyordun. Pek sarışın değildi ama bütün meziyetlere sahipti Allah’a şükür. Hemen korunmaya alınması gerekiyordu. Gel benim kollarımaaa, demedim ama,

– Gel istersen uzaklaşalım, benim de içim dışıma çıktı, dedim.

Gelmedi… Çünkü ben Ezgi’ye gel benimle diyemedim. Ezgi elinin tersini geçirirdi bana, bence. Yan yana durunca ondan kısa olduğumu fark ettim. Ablamın cilveli gülüşleri akşama kadar devam etti. Akşam da duş alıp, yemeğe bile dokunmadan, sitenin yakınlarındaki diskoda devam etti. Halbuki yemekteki yoğurda kimse görmeden sarımsak eklemiştim.

O sene ablamla, ahtapotu tutan sevgili oldular. Sonra kendi aralarında nişanlandılar. Sonra ayrıldılar. Sonra ablam, kendi gibi mal olan bir adamla evlendi. Yıllar sonra bakıyorum da o gülüşünden eser yok. Evde temizlik yaparken attı bizi. Didişmiyor da benimle eskisi gibi. Çocuklarının başını seviyor, yemek yapmakla övünüyor, gitgide kilo alıyor ve hiç bunu dert etmiyor. Yaşı daha fazla gösteriyor. Kışın onu örgü örerken bile görmüşlüğüm var. Eskiden her şeyi ondan öğreniyordum. Yeni yerler, yeni diskolar, yeni çıkan kaset, şarkı. Dans etmeyi de çok seviyordu. Yeni arkadaşlar, yeni çevre ve her zaman gülen bir yüz. Girdiği yeri aydınlatıyordu. Onun civarında olmak lunaparkta olmak gibiydi. Heyecanlı ve eğlenceli. Heyecanlı olması beni istemediği için, gizli gizli civarında olmaya çalışmaktan ötürüydü. Hem korkar hem de yakınlarından ayrılamazdım. Eğlence onun ve arkadaşlarının etrafında uçuşur, ben de gölge gibi takip ederdim.

Muhasebeci kocası, balkona bilgisayarıyla kaçtı. Çocuklar ‘dayıııı’ diye yalvaran gözlerle bana baktılar. Topladım hepsini kumsala geldim. Kablosuz kulaklıklarımızla müzik dinliyoruz. Nereden aklıma geldi? Çünkü biri ahtapot yakaladı kirlenen bu pis denizden. Onu köpürtüyor. Herkes uzaktan seyrediyor. Pandemi var, kimse birbirine yanaşmıyor. Evde temizlik yapan, artık mal diyemeyeceğim zavallı ablam, yerleri ve tuvaletleri kloraklıyor. Oysaki buradaki adamla cilveleşmesini seyretmek isterdim. Bir de ne isterdim? Ezgiler de bu siteden yıllar öncesinden ev almış olsalardı.

Bu İçeriği Paylaş
Bağlantılar:
Yazar
Yorum yap

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Exit mobile version