Çevremizden bir iltifat aldığımızda mutlu oluruz ve keyif duyarız. Öyle ki, “Bugün ışığın parlıyor, ışıldıyorsun” da denildiği an ve zamanlarımızda olmuştur. O güne ya enerjimiz çok iyidir ya da belki, kim bilir, bir aşk bırakmıştır ışıltısını bize. Bu ışık auramızın bir parçası, içsel enerjimizin bir yansımasıdır. Peki ya bu ışıltıyı birebir kendi üreten canlılar var desem, fikriniz ne olurdu acaba? Üstelik bu ışığı kendileri üretebiliyor desem, ne düşünürdünüz?
Gezegenimiz, yorgun dünyamız, milyarlarca yıl boyunca türlü canlılara ev sahipliği yapmış, farklı özellikteki canlıları bünyesinde yaşatmayı başarmıştır. Bu canlıların kimisi toprak üzerinde varlığını sürdürürken, kimisi gökyüzünün maviliklerinde, kimisi de okyanusların serinliğinde değişik özellikleriyle yaşamlarını sürdürmektedir. İşte bu canlılardan ışığını kendi üretenlerin bu ışıltıyı yaymaya gerek duydukları durumları vardır; kimisi avını kandırmak için, kimisi kendini kamufle etmek için, kimisi eş bulmak için, kimisi de iletişim sağlamak içindir. Bu ışığı kendi üretip yayan ve ışıltılarıyla bizlerde hayranlık uyandıran canlılar vardır dünyamızda. Bir canlının kimyasal tepkime sonucu kendi ışığını üretip bu ışığı yaymasına “biyolüminesans” denir. Biyolüminesans bir çeşit kimyasal ışıktır.
Bu canlılardan kimisi suyun karanlıklarında, kimisi gökyüzünün griliğinde, kimisi toprağın serinliğinde bu ışıklarını yaymaktadırlar. Haydi öyleyse, yedi maddede kaleme aldığım bu canlıların özelliklerine bakalım;
Atollo Denizanası
Öncelikle denizanası nedir diye baktığımızda, denizin derinliklerinde yaşayan, gizemli görüntüsüyle bir hayaleti andıran bu deniz canlısı, omurgasızdır. Yapısında beyin, kalp, göz, pul, kemik gibi organları bulunmamaktadır. Bu canlı genel yapısında ağız, dokungaçlar, mide ve yumurtalık barındırır. Işığa ve kokuya karşı da duyarlıdırlar.
Genel özelliklerine baktığımızda, denizanasının bir türü olan Atollo Denizanasını diğerlerinden ayıran özelliği vardır ki, o da kendi ışığını üretebilmesidir. Tehlikeyi fark ettiğinde dış kenarı etrafında hareketli bir dairesel ışık dalgası oluşturarak tepki vermektedir.
Fener Balığı
Büyük bir kafa yapısına sahip olan fener balığının kafasının oranı, vücuduna oranla oldukça büyüktür ve vücudunun 2/3’ünü kapladığı bilinmektedir. İri dişleriyle ürkütücü bir görüntüsü olan fener balıklarının başının üzerinde özel avlanma oltaları bulunmaktadır. Başının üzerinde bulunan ışık nedeniyle avlarını kendine çekmekte ve küçük balıkları bu şekilde avlayarak besin ihtiyacını karşılamaktadır. Vücudu üstten basık ve yassı biçimdedir.
Ateş Böceği
Kanatlı bir böcek olan ateş böcekleri, hem dişileri hem de erkekleri kendi ışıklarını üretebilmektedir. Yaydıkları ışıklarla gökyüzünde bir ışık seli oluşturmakta ve bizlere sevimli görüntüleriyle görsel bir şölen sunmaktadırlar.
Peki nasıl oluyor da bu sevimli canlılar, böylesi güzel ışıkları yaymaya ihtiyaç duyuyor ve bunu nasıl yapabiliyorlar diye baktığımızda, karşımıza şu cevaplar çıktığını görmekteyiz:
Ateş böceklerinin karınlarının alt kısmında bazı enzimler bulunmakta, bu enzimler oksijenle birleştiğinde ışık oluşturmaktadırlar. Bunu bir savunma, kamuflaj, iletişim ve karşı cinsi etkilemek için yaptıkları bilinmektedir.
Mycena lux-coeli Mantarı
Japonya’nın Wakayama bölgesine geldiğinizde yağmur mevsimiyle birlikte ve yağmurdan sonra ortaya çıkan bir mantar türüdür. Bu mantar türünü diğerlerinden farklı kılan en önemli özelliği ise yağmur sonrasında geceleri parlamasıdır. Masalsı güzellikteki bu mantarlar böylesi bir reaksiyon vermelerinin nedenine baktığımızda, büyümelerinde bu ışığı yaydıkları bilgisi karşımıza çıkmaktadır.
Noctiluca Scintillians Planktonu
Denizde yaşayan bu tek hücreli planktonlar, içlerinde bulunan bir enzimin oksijenle tepkimesi sonucunda kimyasal bir enerjiyi ışık enerjisine dönüştürürler. Bu planktonların ışıltılarının halk arasında “yakamoz” olarak adlandırıldığına da şahit olmuşuzdur ve fiziksel bir uyarılma yaşadıklarında denizde mavi ışık seli oluştururlar. Bu tepkime hayatta kalmak içindir ve denizin kıyısında ipeksi ve hayaletimsi bir görsel oluştururlar.
Hawaii Kısa Kuyruklu Mürekkep Balığı
Hawaii’nin sularında yaşayan bu sevimli deniz canlısı, organlarının birinde yaşayan bazı bakteriler sayesinde bu ışığı üretir. Yaydıkları bu ışık sayesinde bulunduğu ortama kamufle olabilmekte ve kendini av olmaktan kurtarabilmektedir. Düşününce sığ sularda yaşayan bir canlının kendini korumak için oluşturduğu etkileyici bir savunma mekanizması… Şaşırmamak elde değil!
Cookiecutter Köpekbalıkları
“Işıklı köpekbalığı” olarak da bilinen bu köpekbalığı türü, nispeten diğer köpekbalıklarından daha ufak boyuttadır. Kısa burun yapısı, grimsi ya da koyu kahverengi sırtı vardır. Bu köpekbalıklarının ilginç bir özelliği vardır, o da biyolüminesan ışık üretebilmesidir. Bu ışık onları olduğundan daha büyük gösterdiği için kamufle olabilmekte ve avını kendine çekebilmektedir. Okyanusların tropik sularında yaşamaktadırlar.