Bizim Yunus

Yunus Emre Kösoğlu 168 Görüntüleme Yorum ekle
4 Dak. Okuma

Aşkın aldı benden beni,
bana seni gerek seni.
Ben yanarım dünü günü,
bana seni gerek seni…

İşte bunun gibi yüzlerce şiirin sahibi, sevginin somut hâli, daha da güzeli, Türkçenin muhafızı… Nice sayısız eserlerinde sevgi ve aşkın tohumlarını insanların gönüllerine eken bir isim o. Bir abide şahsiyet. Muhafız. Türkçenin yılmaz savunucusu…

Anadolu’da Moğol zulmünün en şiddetli yaşandığı dönemlerde, bütün zorluklara rağmen sevginin dili olmuş; başkaları gibi “Moğollarla birlikte yaşayalım, onları incitmeyelim, beraber yaşayalım” dememiş, bu zorlu ve çetin süreçte Türkçenin en saf hâlinin ve Türk dilinin muazzam savunucusu olmuştur.

Herkesin, bütün çevrelerin Farsça şiirler yazdığı, sanat ve devlet dilinin İranî özellikler taşıdığı bir dönemde, en zengin ve en musiki ağırlıklı dil olan Türk dilini yüceltmiş; şiirlerini hep bu kendi içinde musiki hazzı ve makamı olan, hatta kendi içinde bir matematiği olan Türkçeyle yazmıştır.

Söz ola kese savaşı,
söz ola kestire başı.
Söz ola ağulu aşı,
yağ ile bal ede bir söz…

Türkçenin en nadide örneklerini saya saya bitiremeyeceğimiz, Türkçenin savunuculuğunu yapan işte bu Yunus Emre’nin sayısız eserlerinde hep aynı dili görüyoruz. Aşk, sevgi ve hakikat üzerine kaleme aldığı tüm eserlerinde, İranî dil olan Farsça yerine, Moğol baskısı altındaki bu vatan topraklarında bu vatanın mayası olan, her daim kendi öz dilimiz olan Türk dilini kullanmış ve bu zengin dilin mihmandarlığını üstlenmiştir.

Yunus Emre, bu toprakların bağrından çıkmış, Tapduk Emre’nin duasıyla yine bu topraklarda filiz vermiştir. O filiz, fidan olmuş, fidan ormanlar oluşturmuştur. Hocası Tapduk Emre’nin “Bizim Yunus” diye buyurduğu Yunus Emre, yaşadığı dönemde veyahut sonrasında eserleriyle tanınmış, şiirleriyle yâd edilmiş; kullandığı dil ile en zorlu dönemlerde bu topraklara olan vefasını bir kez daha göstermiştir.

Peki, biz vefalı dost “Yunus Emre”yi tanıyor muyuz? Bakın, “Ne kadar tanıyoruz?” demiyorum; “Tanıyor muyuz?” diyorum. Ne yazık ki tanımıyoruz, bilmiyoruz. Tanımaya gerek bile duymuyoruz belki de. Peki, neden?

Neden bu büyük dava adamını, bu büyük aşk adamını, bu sevgi insanını gençlerimize tanıtmıyoruz? Neden “Bizim Yunus” gün geçtikçe unutuluyor? Neden bu unutma hastalığımıza ilaç bulamıyoruz?

Çünkü milletimizde ne yazık ki eziklik psikolojisi var. Kendi atalarımızı, kendi öz evlatlarımızı bir kenara atıp, Akif’in dediği gibi, “Tek dişi kalmış bir medeniyetsizliğin uydurduğu karakterleri” kendi adamlarımıza tercih ediyoruz. Kendi dostlarımızı tanımak, bilmek yerine başka sahte şeyler öğreniyoruz. Ezik Türk çocuğu Superman’i bilir, Batman’i öğrenir; onlar gibi giyinir, onlar gibi kahraman olmak ister, hatta onları gerçek zannedip kahraman gözüyle bakar, onları kopya eder. Bilmez ki asıl kahraman kimlerdir. Kısacası, “Bizim Yunus”u bilmez. Çünkü aşkı bilmez, Türkçeyi bilmez. Türk’ü bilmez. Bu boyunduruktan, bu tasmadan kurtulmanın yolu yine Yunus’tan geçer. Onun aşkından, sevgisinden ve dilinden geçer. Ah, Yunus bu günleri görseydi kahrolurdu. Bu topraklarda unutulduğunu görseydi, kendi yazdığı gibi derdinden inlerdi:

Dolap niçin inilersin?
Derdim vardır inilerim…

Yunus bugün unutulmuştur. Hatırlanmamaktadır. Dünyanın en acı şeyidir unutulmak ve Yunus bu acıya muhatap olmuştur.

Ama umuyorum ki, duam her zaman aynı yönde. İnşallah bir gün bu vatanın evlatları Yunus gibi kendi öz evlatlarını bir gün öğrenecek, öğretecek ve işte o zaman destanlar yazacağız yeniden. Unutmayın ki bizim en iyi ilacımız köklerimizdedir. Oku ne kadar geriye çekersen o kadar ileri gider mantığıyla köklerimize sıkı sıkıya bağlanmak gerek. Fabrika ayarlarına dönmek gerek, daha ileri gidebilmek için. Bunu yapacak güçteyiz, lakin tek yapmamız gereken Yunus’a bir adım gitmek. Yunus’ça bir adım. Yunus’la bir adım. “Ben tek kişiyim, ne olur ki?” diye düşünmeden. Unutmayın ki bir çiçekle bahar olmaz ama bahar bir çiçekle başlar.

Vesselam…

Bu İçeriği Paylaş
Bağlantılar:
Yazar
Yorum yap

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Exit mobile version