Varoluş seviyelerine ufak bir bakış atalım ve gelin birlikte irdeleyelim. Boyutlar konusu, yedinci boyut bir şifa tekniği olan Theta Healing tekniğinde yedi varoluş seviyesi olarak bahsedilmektedir. Basic DNA ders kitabında yer alan soruyu size yönelterek başlayayım;
Dünya’nın işleyişinin neden ve nasıl olduğunu biliyor musunuz?
Aslına bakarsanız boyutlar kavramını tıpkı üst üste birer katmanmışçasına veya bilinç düzeyinde bir örtüymüşçesine ortaya sermek elimize kavramsal araçlar verir. Bilmeliyiz ki, sadece zihnimizin buna ihtiyacı vardır. Bu satırları okurken kalbinizle okuyunuz. Ancak yine de zihninizin kavrayacağı kolaylıkta olacaktır. Zira çapamız hala sevgili Dünya’mız gerçekliğindedir.
Dünya’nın fiziksel ve spiritüel düzeyde nasıl işlediği konusu bizi her şeyin yaratıcısına götürür. Her şeyin yaratıcısından talep ederek fiziksel iyileşme ve spiritüel anlamda yol kat etmeve aydınlanmayı nasıl bulacağımızı öğreniriz.
Kozmosun görülen ve görülmeyen güçleri olan farklı boyutlar o kadar geniştir ve her an genişlemektedir ki, insan zihni bunları olabildiğince kavrayabilmek için soyut bir durumda olması gerekir. Biz, Theta Healer’lar, theta durumunda zihnimizi soyut duruma getirerek her şeyi yaratan Yaratıcı’nın sayesinde bu açıklanamayan güçleri tüm ihtişamıyla algılarız ve hissederiz.
Her boyut, titreşimlerden meydana gelir ve her titreşimin de denk geldiği belli bir frekans aralığı vardır. Boyutlar kapsamında seviyelerin her biri, kendi potansiyelinin en iyi ve en yüce titreşimi olarak tanımlanabilecek eşsiz bir enerjiye sahiptir. Bu özellik her yaratılmış olanın muhteşem yaratımından meydana gelir. Titreşiminiz, frekansınız ne ise siz “o” sunuzdur. Bunu basitçe şöyle anlatayım; Bruce Tainio, yıllar önce yaptığı bir araştırmayla gün içinde insan vücudunun frekansının 62-72 MHz olduğunu göstermiştir. Bu titreşim kadın, erkek, farklı ırklar ve fiziksel yapı fark etmeden her insanda aynıdır. Eğer frekansınızı 58 MHz’ye düşürürseniz soğuk algınlığı, grip gibi hastalıklara yatkın olursunuz. Kanser gibi hastalıklarda ise bu frekans aralığı 42 MHz gibi daha düşük seviyelere inmektedir.
Her seviyenin büyük veya küçük titreşim kuvvetleri vardır. Bunu bir kez anlamanız yeterlidir. Anladığınızda ise büyük oyunun küçük oyuncuları olduğunuzu fark edersiniz. Saf düşünce formunun gücüyle boyut seviyelerine müdahale edilebilir. Bu minvalde hiçbir seviyeden ayrı değil, hepsine bağlıyızdır. Her varoluş seviyesi ise kendi koşullarına bağlı olarak yasalar ve taahhütlere tabidir.
Birinci seviye toprak ana gücüdür. Bu Dünya’daki tüm inorganik maddeler bu boyut seviyesindedir. Kristaller, mineraller, toprak, kaya, tüm ham elementler birinci boyut varoluş seviyesinde bulunur.
İkinci varoluş seviyesi organik maddelerden oluşur. Bu seviye aynı zamanda bitkilerden oluşur. Vitaminler, periler ve elementaller de ikinci boyut varoluş seviyesindedir. Dünya üzerinde her hastalığa iyi gelen birinci ve ikinci boyuta tabi olan şifa araçları vardır.
İnsan ve ego gerçeğinin seviyesi üçüncü boyut varoluş seviyesidir. İnsanlar ve hayvanlar bu seviyededir. Aynı zamanda protein bazlı moleküllerin, karbon bazlı yapıların ve amino asit zincirlerin seviyesidir. Bu seviyede duygular, arzular, içgüdüler vardır ve fiziksel dünyada insan vücudunda olma deneyimini gerçekleştiririz. Tedriç yasası gereği sırası ile dördüncü ve beşinci varoluş seviyelerine nasıl devam edileceği ve nasıl mezun olunabileceğini öğreniriz.
Ruhların diyarı, dördüncü boyut varoluş seviyesine geldiğimizde hala öğrenme gerçekliğini deneyimleyen ve henüz yüksek realite titreşimine terfi etmemiş ruhları görürüz. Şamanlar ve ölümden sonra var olduğumuz, atalarımızın bizi beklediği yerdir.
Beşinci varoluş seviyesi, ilahi varlıkların seviyesidir. Reiki şifa sistemi bu seviyenin yüksek bilinç boyutunda çalışır. Beşinci varoluş seviyesi, ruhlar için derecelerine ayrılmıştır. Kimisi bu derecede öğrenci, kimisi rehber ve kimisi üstattır. Her bir seviye kendi içinde kırk dört dereceye ayrılır. En alt derecelerde düalite ve ego, üst seviyede deneyimlenir. Bizler de bir tür beşinci boyut varlıklarıyızdır…
Yasaların seviyesi altıncı seviye varoluş seviyesidir. Zaman yasası, çekim yasası, manyetizma yasası, yerçekimi yasası ve dahası gibi evrenin dokusunu oluşturan yasaların bulunduğu seviyedir.
Ve geldik yedinci seviye varoluş seviyesine… Bu seviye yüce Yaratıcı’nın seviyesidir. Var olan her şeyin yaratıcısının koşulsuz sevgisinin boyutudur. Her şeyin içinden akan kutsal enerjinin seviyesidir. Yedinci boyutta, var olan her şeyin yaratıcısının bir parçası olduğumuzun farkına varırız. Aynı zamanda titreşimsel olarak en yüksek tezahür noktasıdır. Şifalanmalar basitçe anda gerçekleşir. Bu seviyede sevgiyle, güvenle, koşulsuzca “sadece olma” halimizle bulunuruz.
Tüm bu boyutlar yaratılışın bütününü oluşturmaktadır ve bizler varoluş seviyelerinin mikrokozmosuyuzdur. İnsan varlığının beş temel bileşeni olan karbonhidratlar, lipitler (yağlar), proteinler, DNA ve ATP belirli bir seviyeye bağlanır ve kim olduğumuzu oluştururlar. Evreninin içindeki insan varlığı, kendi içinde de koskoca bir evreni taşımaktadır.
Ne dersiniz, sizce Yunus Emre’nin satırlarında; “Bir ben vardır bende, benden içeru.” diyerek kastettiği şey, bu mudur? Benden içeri olan şey de bir ben olacaktır. O halde gerçekte içeride olan asıl parça nedir?
Sizden en içeridekine selamla…