“Bir konuda uzmanlaştıkça körleşirsiniz” sözünü ilk duyduğumda aksine inandırılmış aklımla eleştirmiştim bir tartışma esnasında, ama zamanla sözün doğruluğunu edindiğim tecrübeyle anlayabildim. Bilen, okuyan, araştıran, soran sorgulayan bir zihinle aksi elbette kıyaslanamaz, evet ama, bunun yan etkilerini unutmamak gerek.
Daha açık olmam gerekirse şöyle örnek vermek isterim:
Bir konu üzerinde tartışırken o konuya dair bilgisi olan kişi bildikleri üzerinden giderken hiçbir şey bilmeyen ya da kendini yeterli görmeyen biri konuya dair daha açık olur ve farklı bakış açıları geliştirir. Bunu yaparken de tüm renkleri olabildiğince elinde tutmaya çalışır ve harmanlamaya başlar. Bir alanda tecrübesiz olan biri daha cesur davranırken işinde iyi olduğuna karar veren kişi risk almaz kesin ve dikensiz yolu seçer. Bu ve buna benzer daha birçok konuda duruma örnekleme yapılabilir. Eleştiri kabul etmeyen ayaklı kütüphaneler vardır çevrenizde, dikkat ederseniz tek düz kişiliklerdir, en azından benim nazarımda durum bu. Okumadığı kitap, dergi gitmediği yer mekan, muhabbet etmediği insan yokmuş gibi davranmaları bir şeyleri gizlemek adına perdelenmiş ego ve körlüklerini örtmeye yetmediğini anlamak da kapasitelerini zorlar. Biraz sert olmuş olabilir ama maalesef bu konuya değinmeden geçemedim. Siyaset, ekonomi, sosyal, dini, dünya sistemi… Birçok alanda örneklerini görmek mümkün.
Cesur açlar, korkak tok dahilerden daha yeğdir ve daha çok yol katedebilir ve ufkunuzun genişlemesine vesile olabilirler. Hayatımıza giren hayatımızdan çıkan herkes kendi gök kuşağımızdaki renklerin ta kendisidir.
Umarım hayatınızı tamamlayacak ve varlığını güzelleştirecek renklere denk gelirsiniz ve ne olursa olsun” ben tamamım” demekten kaçınıp her daim aç olmayı seçersiniz. Ama gıda zehirlenmesi yaşayacağınız bir açlıktan da imtina etmeyi unutmayın!!!