Çiçek Dürbünü

35 Görüntüleme
1 Dak. Okuma

İçime çektikçe gençliğime geri dönen duman,
Kendimde öldüğüm saatleri istifliyor.
Ucuz puro, nedensiz acılara karşı.

Kendine çardak bulamayan sır,
Karşımda,
Durmadan üzülüyorum.
Doyumsuz gün batımı dekoru,
Yeteneğini taşıdı her tarafa.
Gözlerim, Tanrı’nın bir ayrıcalığı.
Süvariler, şafak ve mızrak şakırtıları…
Ötekiler yürümeyi bıraktı,
Ağaçlar zaten karanlığa ait.

Kayıp düşleri nereye dikmişler?

Dünyayı parmaklarımıza sarsak,
Hayaller güneşe bir yenilik katar mı?
Çiçekler, sıkılmayı denemekten
Dört bir yanda nöbette.
Çiçek dürbünleri, rüyasız uyuyanların elinde.
Geri kalanı, yarın sabah.

Kelimeler herkesin, şarkılar doğulu bir sır.
Şarkılar, uzak bir ülkeden.
Mutluluk, mutluluğun dışında.
Eprimiş duran eller benimdir.
Hafif sarhoşluk, bükülen gözyaşı,
Kimsenin bilmediklerini anlatıyor.
Ceketimi ilikliyorum.
İşe karıştı, şehre direnen çiçekler.

Yalnızlık ne kadar, ev geniş zaman?
Zafere odaklanmış YouTube şakaları,
İnsanlar, sahte unvanları mirası.
Günlük yaşayan kıskançlıklar ve hayaller,
İstila ediyor çekingen masaları.
Yolumdan etmiyor beni,
İradenin mezarına yaptığım ziyaret.
Yine de…

Çiçekler toprağa verildiği gün,
Saklı kalsalar toprağın gözünde,
Kimse bilmese bendeki yerini.
Bu hayatın acemisidir yüreğim.

Bu İçeriği Paylaş
Bağlantılar:
Şair
Yorum yap

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Exit mobile version