Çocuk Kalbi

Neşe Kayan 659 Görüntüleme Yorum ekle
3 Dak. Okuma

Yaklaşık iki yıldır uzman öğretici olarak rehabilitasyon merkezinde çalışıyorum. Yakın zaman önce, kendi bölümüm olan okul öncesine dönmek isteyerek kurumdan ayrıldım. Tabii ayrılmadan önce de anaokulları ile görüşmeler yapıyordum. Bir anaokulunun kapısından girdim ve tanıdık bir sima! Rehabilitasyon merkezinden öğrencim Yusuf Mert… Annesi ile kısa bir şaşkınlık yaşadıktan sonra konuşmaya başladık. Meğer okul öncesi eğitimi için Yusuf Mert bu kuruma geliyormuş.

Özel eğitimde en sevdiğim öğrencilerimden birisiydi. Annesiyle de aynı şekilde güzel bir muhabbetimiz vardı. Kendi bölümüme dönmek istediğimi söyleyince hâliyle üzüldüler. Belki de burada tekrar öğretmeni olabileceğimi söyleyince de gözlerinin içi güldü ikisinin de.

Başvurduğum anaokullarından geri dönüş olmadı. Yazın öğrenci az olduğu için öğretmen ihtiyacı da pek olmuyordu dolayısıyla.

Bir gün Bursa’daki network büromuza uğradım. Her seferinde müdürüm ve sponsorum ile karşılaşırken bu sefer daha önce hiç karşılaşmadığım farklı insanlar vardı. Hâliyle biraz yadırgamakla birlikte müdürümü sordum, masada oturan bayan az önce çıktığını söyledi. Sonra o bayanla tanıştık. Meğer o da büromuzun müdürlerindenmiş. Mesleğimi söylediğimde şaşırmakla birlikte mutlu oldu çünkü otistik bir çocuğu varmış. Çocuğu için verdiği mücadeleyi, gösterdiği çabayı öyle anlatıyordu ki tekrar görüşmek üzere vedalaşıp ayrıldığımızda beni bir düşünce sarmıştı. Sanırım benim, özel öğrenciler ve annelerini bırakmamam gerekiyordu. Eve gelince yaşadığım ilçede bulunan bir özel eğitim merkezinin Instagram sayfasını inceledim, sayfadaki numaraya öğretmen ihtiyacı olup olmadığını sordum. İhtiyaç olduğunu ve görüşmeye beklediklerini söylediler.

Ertesi gün gittim, kurum müdürü Özge Hanım ile tanıştık. Yaklaşık bir saat içerisinde evraklarımı da hazırlayarak işe girmiş buldum kendimi. Hayatımda ilk defa bu kadar hızlı bir şekilde işe girmiştim! Hatta müdürümüz, evraklarımın hemen şimdi hazırlanmasını söyledi ve muhasebeci arkadaş kısa sürede halletti. Vardı bunda bir hayır elbet.

Birkaç zaman sonra müdürüm arayarak onayımın geldiğini ve Salı günü işe başlayabileceğimi söyledi. Yeni kurumumda 4. günüm, yani Cuma günü… Dersimiz bitti ve öğrencimi de alarak yukarı çıktık. Velilerin arasında öğrencimin babasını ararken bir baktım karşımda Yusuf Mert ve annesi! Onlar şaşkın, ben daha şaşkın… Veliye hemen derste neler yaptığımızı söyledikten sonra Yusuf ve annesinin yanına gittim. Bu karşılaştığımız ikinci kurumdu ve bu asla tesadüf olamazdı! İkisiyle de kucaklaştık. Tekrar özel eğitime döndüğümü söyledim. Onlar da diğer kurumu bırakıp buraya yeni kaydolmuşlar.

Ben gittiğimden beri Yusuf Mert beni sayıklıyormuş. Her geldiklerinde, “Ama ben Neşe öğretmenimi istiyorum ki!” diyormuş. Bunları duyunca duygulandım, gözlerim doldu ve Yusuf’u kucağıma alıp öptüm. Her zamanki gibi utanmakla birlikte mutlu da olmuş, yüzünde tatlı bir gülümseme oluşmuştu. Kurumdan farklı bir sebeple ayrılmışlardı. Ben de kendi bölümüme dönme düşüncesiyle ayrılmıştım ama Yusuf’un o tertemiz çocuk kalbi böyle güzel tevafuklar ile bizi tekrar buluşturmuştu.

Bu İçeriği Paylaş
Yazan Neşe Kayan
Bağlantılar:
Öğretmen / Yazar
Yorum yap

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Exit mobile version