Sevgi, en temel ihtiyaçlardandır. Anne babaların ilk görevlerinden biri de sevgidir. Çocuğa hem sevgiyi vermek hem de sevmeyi öğretmek bir sorumluluktur.
Yeterince ve düzenli beslenmeyen çocuklar sağlıklı gelişemezler ve ileriki yaşlarında sağlık sorunları yaşarlar. Gerekli vitamin ve mineralleri alamayan çocuklar gelişim ve sağlık açısından sorunlar yaşayacaktır. Çünkü hayati olarak gerekli olan gıdaları almamıştır. İşte, sevgi ihtiyacı da çocuk için gerekli olan vitamin ve mineraller gibi hayati önem taşır.
Çocukların sevgi ihtiyacının karşılanıp karşılanmaması, onları hayat boyu etkiler. Çocukken sevgi ihtiyacı karşılanmış olan çocuklar, sevmeyi de öğrenecektir. Yani sevmeyi bilen bir çocuk gerekli olan sevgiyi tam olarak almıştır.
Sevgi, çocuğun kendini değerli hissetmesini sağlar. Çocuğu sevmek; “Sen değerlisin” mesajı verir. Kendini değerli hisseden çocuk, değer vermeyi de öğrenecektir. Dolayısıyla diğer insanları, tabiatı ve canlıları da sevmeyi bilecektir.
Çocuğun yaşamı sevgi ile algılayıp sevgiyi alıp vermesi, anne babanın ona olan sevgisine bağlıdır.
İlk yıllarda en çok dokunarak sevgiyi alır. Bebeğin anne tarafından emzirilmesi de sevgi ihtiyacı için gereklidir. Emzirmek hem gıda ihtiyacının karşılanması hem de sevgi ihtiyacının karşılanması için gereklidir. Sevginin bebek için hissedilmesi için, onun beslenme, uyku, temizlik gibi temel ihtiyaçlarının karşılanması gerekir. Annenin, sakin ve sabırlı yaklaşım ile bebeğin yanında olması, ses tonu, sevgi dolu bakışları vb şeyler bebeğe sınırsız sevginin verilmesi sağlar.
Çocuğa sevgiyi öğretmenin yolu, sevgi dolu ve sevgiyi verebilen ebeveynlerin varlığı ile mümkün olur.
Günümüz insanı gerçekten sevmeyi biliyor mu? Çocuklar gerçekten sevgi alabiliyor mu? Günümüzde, insanlar neden suni sevgiler peşinden koşmaktadır?
Bu sorulara cevap vermek için sayfalarca kitap yazmak gerekir. Ancak şu çok önemli; sevgi öğretilmez. Gel sana sevgi öğreteyim, sen de başkasını nasıl seveceğini bil diyemeyiz. Sevgi böyle öğretilmez.
Sevgi, kazandırılır. Sevgi, sevgi verilerek çocuğa kazandırılır. Günümüzde çocuklara gerekli olan sevgi verilmemektedir. Mesela, bebeklikte ilk sevgi, emzirme ve dokunma ile verilmektedir. Ama maalesef günümüzde çocukların çoğu bu sevgiyi alamamaktadır. Bir facia olan sezaryen ile doğum gibi emzirme de bir sorun olmuştur. Sezaryen ile doğum artıyor. (Sezaryen, bazı sağlık sorunlarının sebebi sayılır). Emzirmek ise tam tersine azalmaktadır. Hatta bazı bebekler hiç emzirilmemektedir. Böylece ten teması ile alınması gereken sevgi alınmamaktadır. Ten teması ile sevgi alamayan bebek, sevgideki zincirin biri eksik olduğu için diğer sevgileri de tam olarak hissedememektedir. İşte, günümüz çocuklarının sevgiyi almaması, sevmeyi bilmemesi, suni sevgiler peşinden koşulmasının sebeplerindendir.
Yetişkinler ile çocukların sevgiyi algılama biçimleri nasıldır? Aslında sevginin dili ortaktır. Ancak, çocuklar sevgilerini daha çok davranış ve sözlerle ifade ederler. Ebeveynlerinin de sevgilerini dokunarak, davranışları ile ve sözel olarak ifade etmelerini isterler.
Çocukların sevgisi koşulsuzdur. Ne olursa olsun sevgilerini gösterirler ve ne olursa olsun sevildiğini bilmek isterler. Anne babalar ise bazen sevgi için koşullar koyar. Koşul koymak, sevgiyi engeller. Anne babalar, öğrendikleri sevgi modelleri ile çocuklarını sevmeye çalışır. Oysa bu yetersiz ya da yanlış olabilir. Çünkü, her çocuğun sevgi dili farklıdır. Aynı zamanda, çocuğun mutlu olacağı şeyler zamana ve duruma göre de değişebilir. Bu nedenle, anne babalar çocuklarını her açıdan iyi tanımalıdır.
Ebeveynler arasındaki iletişim de çocuğun sevgisini etkiler. Evde sevgi dolu bir iletişim, bir ilişki varsa çocuğun dünyasında da sevgi dolu bir mutluluk olacaktır. Ebeveynler anlaşmazlıklarını çocuğun yanında dile getirmemelidir. Yetişkine göre normal görülen tartışma ve ses yükselmeleri, çocuk için travmatik olabilir. Çocuğun önünde tartışmamak ya da uygun boyutlarda sadece fikir tartışması yapabilmek gelişmiş bir iletişim becerisi ve düşünce yapısı gerektirir. Sabah kalktığında birbirine “günaydın” diyen, bakışlarıyla, davranışlarıyla, sözleriyle birbirine sevgilerini ifade edebilen anne baba iletişimi, çocuğun kendini huzurlu, güvenli ve sevgi dolu hissetmesine yardımcı olacaktır. Bu koşulların var olduğu ev ortamındaki küçük çatışmalar, çocuk için de kabul edici olacaktır.
Çocuklar neden sevgiyi tam olarak alamazlar? sorusunu tekrar sormak istiyorum. Bazen sevgi ile yetişmeyen anne babadan kaynaklanır bazen ise toplumsal sebeplerden kaynaklanır.
Çocukken yeterli sevgi almayan bazı ebeveynler, kendi çocuklarına da yeterli sevgi vermemektedir. Peki bu durumdaki ebeveynler bu durumunu değiştiremezler mi? Elbette değiştirebilirler. Önemli olan hatalarının farkına varmaları ve değişmek için adım atmalarıdır. “Ben çocukken babam bizi hiç sevmezdi. Daha doğrusu sevmesi gerektiğini bilmezdi. Sevginin bir ihtiyaç olduğunu düşünmezdi. Bu benim içimde bir hep kaldı. Ben büyüyüp farkına vardığımda; öğrendim ki babamın da kendi ebeveynleri onu sevmemişlerdi…” diyordu danışmanım.
Çocukluğumda karşılaştığım bir durum vardı: Kendi çocuğunu, kendi babasının yanında sevmek ayıp sayılırdı. Bu, bir gelenek olduğu için çocuklar sevgi ile büyümüyorlardı. O zamanın çocukları şimdi anne baba oldular. Dolayısıyla, yüksek ihtimalle o şekilde yetişen o anne babalar şimdi de kendi çocuklarına sevgi göstermemektedir.
Mesleğimin ilk yıllarıydı. Okul fobisi yani okul korkusu yaşayan bir öğrencimiz için çocuğun anne ve babasını okula davet etmiştim. Çözümü konuşurken, öğrenci tam o an odama girdi. Baba ani bir tepki ile çocuğu azarladı. Anne müdahale ederek çocuğu sınıfa götürmek için dışarı çıkardı. Babaya, “çocuğuna daha çok sevgi yüklü bir cümleler kullanmasını ve sevgi ile yaklaşmasını” tavsiye ettiğimde baba bana; “Hocam, şımartmayalım şimdi çocuğu. Şımarırsa daha da altından kalkamam…” Baba, çocuğunu sevince şımaracağını düşünüyordu. Gerçekten de toplumuzda, şımarmasın diye çocuğuna sevgi göstermeyen anne ve babalar var. Hatta şımarmasın diye çocuğunu sadece uykuda seven babalar var.
Çocuk, sevgiden şımarmaz; sınır koyamayışımızdan dolayı şımarır. Çünkü disiplin için, sevgi kadar sınırlar da gerekir. Çocuk sevgiyi hissetmekle beraber nerede duracağını da bilmelidir ki sorun yaşamasın ve yaşatmasın.
Çocuğun sevgiyi almasını engelleyen yukarıda verdiğim durumları ortadan kaldırmak ya da en aza indirmek mümkündür. Yeter ki anne babalar durumlarının farkında olsunlar. Yanlışlarını ve eksikliklerini gören anne babalar telafi için de gerekli önlemleri alacaklardır.
Çocuklara Sevgi Öğretimi İçin Neler Yapılabilir?
Şu ana kadar anlattıklarım, çocuklara sevgi öğretimi için gerekli olan şeylerdir. Burada derli toplu olarak tekrar yazmak istiyorum:
- Sevgi için, sevgi vermek gerekir. Çocuklarınızı sevgi ile büyütünüz ki onlar da sevmeyi öğrensinler. Sevgi dillerinin hepsini kullanın: Emzirme döneminde emzirin, dokunun, ten teması kurun, öpün, sarılarak sevin. İltifat edin, ruhunu okşayın, taktir edin. Böylece yeteri kadar sevgi alan ve sevgi ile büyüyen çocuk da sevmeyi öğrenecektir.
- Sevgi vermemeyi bir ceza aracı olarak kullanmayın. Ceza ve yaptırım aracı olarak sevgi vermemek, çocuğun ruhunda yaralar açar. Çocuk da sevmemeyi öğrenmiş olur.
- Anne ve babaların bazen yaptıkları hatalardan bir tanesi koşullu sevmektir. Aslında koşullu sevgi denilen şeyi hayatımızdan çıkarmalıyız. Şartlar ne olursa olsun, çocuk sevileceğini bilmelidir. Çocuğunuz hata da yapsa, ders çalışmasa da iyi not almasa da sevilmelidir. “Anne ve babamın istediğini yaparsam, sevilirim.” düşüncesinde olmamalı. Şartlı sevgi, aslında rüşvettir. Şartlı sevgi ile büyüyen çocuk da aynı sevgi türü ile sevmeyi öğrenecektir.
- Sevgi dilini kullanması için çocuğu teşvik edin. Dahası bu konuda örnek olun. Siz sevgi sözcüklerini kullandıkça o da sevgi dilini kullanmayı öğrenecektir.
- Hayata olumlu bir bakışınız olsun. Olayların, durumların ve kişilerin olumlu taraflarını, güzel taraflarını görmeyi öğrenin. Çocuğun hayatında olan insanlardan sevgi ile bahsedin. Çocuğun iletişim halinde olduğu kişilerin olumsuz taraflarını çocuğun yanında dile getirmeyin.
- Küçük çocukları kıyaslamayın. Kıyaslanan çocuk kıyas edildiği kişi sevmez. Kıyas, kıskançlığın da bir sebebidir. Aslında kıskanmak insanın yapısında var. Çocuğunuzun, küçük kardeşini kıskanması gayet normaldir. Kardeşini kıskanan çocuğa; “Sen kardeşini sevmiyorsun.” demek kesinlikle doğru değildir. Anne ve baba olarak sizin yapmanız gereken, ortamı yumuşatmak için çocukların dikkatini başka yöne çekmek olmalıdır.
- Çocuklarınıza sevgi sözcüklerini cömertçe kullanın. “Onu sevdiğimi biliyor” diye düşünmeyin. Sevginizi ifade edin. Siz sevginizi ifade ettikçe onlar da sevgilerini ifade etmeyi öğrenecekler.
Görüldüğü gibi anne babaların çocuklarına verebilecekleri en değerli şey sevgidir. Sevgi olmazsa olmaz bir değerdir. Bu değere sahip olan bireyler hem mutlu olurlar hem de mutlu etmeyi bilirler.
Sevgiden mahrum olarak büyüyen çocuklar, hayatları boyunca sevgi arayışına girerler ve yapıcı ilişkiler geliştiremezler.
Selam ve sevgilerimle…