Merhaba, bugün çocuklarımızdan bahsedelim istiyorum. Genel olarak tüm ebeveynlerin kendilerinden önce düşündükleri çocuklarımızdan. Ama bazen ne kadar dikkat etsek de maalesef çocuklarımızı koruyamayabiliyoruz. Ne yazık ki herkes için durum aynı değil. Çocuğunu ihmal eden, yok sayan, ölüme terk eden ve hatta çocuğu üzerinden para kazanma yolunu seçen ebeveynler de var. İnsan demeye dilimizin varmadığı insanlar…
Çocuk ihmal ve istismarı aslında dünya genelinde yaşanan sorunların başında gelen sorunlardan biri. Maalesef ki bu sorun bizim ülkemizde de toplumun kanayan yaralarından biri durumundadır. Yakın zamanda yaşananları hepimiz biliyoruz.
Çocuklar doğaları gereği çaresizdirler. Yetişkinler tarafından korunmaya ve bakılmaya muhtaçtırlar. Hayatlarını kendi başlarına idame ettirmeleri de mümkün olmamaktadır. Çocuklar hem yaş bakımından hem psikolojik ve fiziki olarak gelişimlerini tamamlamamış olduklarından, yaşadıkları her türlü olaydan etkilenme dereceleri ve bunun üzerlerinde bıraktığı izler nedeni ile yetişkinlerden farklıdırlar. Bu nedenle İnsan Ticareti Protokolünde yetişkinler için suç unsuru oluşturan şartlar ve çocuklar için suç unsuru oluşturan şartlar birbirinden bağımsız olarak ifade edilmiştir. Protokole göre yetişkin bir insanın bu suçun mağduru sayılabilmesi için istismar amacıyla ve zorla temini, herhangi bir yerden başka bir yere taşınması, devredilmesi, barındırılması ya da teslim alınması gerekir. Çocuklarda durum daha farklıdır. İstismar için temini, taşınması, devredilmesi ve barındırılması veya teslim alınması insan ticareti suçu mağduru olması için yeterlidir. Çocukların yaşayabilmek adına yetişkinlerin himayesine ihtiyaçları bulunduğu gerçeğinden hareketle, çaresizlik ve istismar durumlarına maruz kalmaları gerekli görülmemektedir.
Çocukların insan ticareti suçu içerisinde bu kadar çok bulunmalarının nedenleri;
- Çocukların doğal çaresizlikleri
- Kendi üzerlerinde tasarruf imkanlarının az olması hatta olmaması
- Kolayca kontrol edilebilir olmaları
- Yaşamak için yetişkinlerin yardımına muhtaç olmaları
- Her çeşit etkiye fazlasıyla açık olmaları
- Kolayca yönlendirilebiliyor olmaları
- Cinsel yolla bulaşan hastalıkların yaygınlığı nedeniyle çocuklara olan talebin artması
- Çocukların bir kısmının doğum kayıtlarının olmaması
- Çatışmaların yaşandığı ya da doğal afetlerin yaşandığı bölgeler
- Fakirlik
- Pedofili ya da sübyancılık
Cinsel amaçlı turizm özellikle ekonomik sıkıntıların olduğu ve fakirliğin ileri boyutlarda olduğu ülkelerde görülmektedir. Gelişmiş ülkelerde çocuklara yönelik cinsel suçlar ağır cezalar gerektiren bir suç olarak kabul edilmiş ve yasalarla yasaklanmıştır. Kendi ülkelerinde bunu yapamayan ancak yapmak isteyen kişiler ekonomik problem yaşayan ülkelere götürülmekte ve istekleri buralarda karşılanmaktadır. Çocuklara yönelik cinsel istismar ile ilgili yasal düzenlemelerin yapıldığı ülkelerin dahi bazılarında ekonomik kazançtan olmamak adına buna sessiz kalınmakta hatta bu durum kolaylaştırmaktadırlar. Bu turistlerin bir kısmı ise yaptıkları bu eylem ile çocuklara ve ailelerine yardım ettiklerini düşündüklerini ifade etmektedirler. Bazı insanlar ise yaptıkları eylemin bulundukları ülkede zaten yasak olmadığını söylemektedirler. Ev sahibi ülkedeki duruma ayak uydurmanın suç sayılamayacağını savunanlar da vardır. Hatta üçüncü dünya ülkelerindeki çocukların önemli varlıklar olmadıklarını bu nedenle de eylemlerinin suç teşkil etmeyeceğini savunanlar vardır. Son yıllarda insan ticareti mağduru olan çocuk sayısında hızlı bir artış olmakla birlikte mağdur çocukların yaşlarının da küçüldüğü dikkat çekmektedir.
Çocuk ticareti çok karlı bir insan ticareti çeşidi olması nedeniyle engellenememekte hatta giderek artmaktadır. Genellikle fuhuş amaçlı olmakla birlikte suç örgütlerinin eline düşen çocuklar fuhuş yanında pornografi sektöründe de çalıştırılmakta, dilendirilmekte, evlatlık olarak verilmekte sirklerde ya da fabrikalarda çalıştırılmakta, ev hizmetlerinde çalıştırılmakta, yankesicilik yaptırılmakta, uyuşturucu satışı yaptırılmakta, deve jokeyliği gibi tehlikeli işlerde çalıştırılmakta, balıkçı botlarında, inşaatlarda, tarlalarda, madenlerde çalıştırılmaktadırlar.
Bazı insan tacirleri fuhuş yaptırdıkları kadınlardan çocuk yapmalarını istemekte ve bu bebekleri evlatlık olarak satmaktadırlar. Bununla birlikte ailelerinden çalınan çocuklar da vardır. İnsan ticareti suçunun yapısı gereği mağdur çocukların sayısı tam bilinememektedir. Örnek bir olay olarak elde edilen 1263 çocuk pornografisi resminden sadece 16 çocuğun kimlik tespiti yapılabilmiştir. Tespit edilebilen bu çocukların Portekiz, Arjantin, Şili, İngiltere ve ABD vatandaşı oldukları görülmüştür. Çocukların dilendirildikleri durumlarda doğuştan sakat olan çocukların kullanılabildikleri gibi sağlıklı uzuvları kesilerek de kullanıldıkları bilinmektedir. Deve yarışlarında kullanılan çocukların gelişmemeleri için az uyutulduğu ve az yiyecek verildiği bilinmektedir. Ayrıca çok tehlikeli bir iş olan deve jokeyliğinde ciddi yaralanmalar hatta ölümler görülmektedir. Çocuklar her ne amaç ile olursa olsun köklerinden koparılmakta, anadilleri, isimleri, aileleri unutturulup, çok kötü ve zor şartlarda çalıştırılmaktadırlar.
Buraya kadar bahsettiğimiz sadece bir şekilde suç örgütlerinin eline düşen çocuklardır. Bir de ailelerinin yanında yaşayan ama aile bireyleri ama akraba, komşu, arkadaş gibi kimselerin istismarına uğrayan çocuklarımız da vardır. Bu çocuklar ne yazık ki ya sessiz kalmakta ya da birileri tarafından susturulmaktadır. Ta ki…
İnsanlar dünya genelinde de bizim ülkemizde de ne yazık ki en değerli varlıkları olan çocuklarının en devletlerin olumsuz politikalarından, ne yasalardan, ne yasalarda ki boşluklardan, ne suç örgütlerinden ve ne de yakınımız dedikleri kişilerden koruyamamaktadırlar. Bilindiği üzere bu kişiler maalesef bazen o çocuğun akrabası, arkadaşı, komşusu hatta kardeşi, babası ve annesi dahi olabilmekteler.
Tüm çocukların ve elbette tüm dezavantajlı grupların güven içerisinde yaşayabildikleri bir dünya dileğiyle, sağlıcakla ve güvenle kalın.