Patolojik İnatlaşma
Çocuk ve ergenlerde görülen bir davranış bozukluğudur. Sık öfke nöbetleri, alınganlık, kolay sinirlenme, yetişkinlerle sık tartışma, kuralları sorgulama ve uymama, bilerek başkalarını kızdırma, kendi hataları için başkalarını suçlama, üzüldüğünde kaba ve nefret dolu konuşma, düşmanlık, kin gütme ve intikam arayışı şeklinde görülür. Gelişim sürecinde birçok çocuk karşı koyma davranışı sergileyebilir fakat karşıt olma karşıt gelme bozukluğu olan çocuklarda bu şekilde davranışlar daha uzun sürer. Yaşantısını ve kişilerarası ilişkilerini olumsuz yönde etkiler ve okul başarısında bozulmaya neden olur. Bunlara ek olarak öz saygı azlığı, engellenmeye tahammülde yetersizlik ve depresif duygudurum görülebilir. Karşıt Olma Karşıt Gelme Bozukluğu belirtileri genellikle okul öncesi yıllarda başlar. Bazı çocuklarda belirtiler ilk başta sadece evde görülebilir, ancak zamanla okul ve arkadaş gibi diğer ortamlarda da gözlenmeye başlar.
Okul çağındaki çocuklarda ve ergenlerde görülme oranı yaklaşık %3’tür. Karşıt Olma Karşıt Gelme Bozukluğu’nun nedenleri tam olarak bilinmemektedir.
Karşıt Olma Karşıt Gelme Bozukluğu için risk faktörleri;
- Genetik,
- Çocuğun mizacı,
- Çocuğun beyin yapısındaki farklılıklar,
- Ailenin yetersiz ilgilenmesi ve gözetmesi,
- Hatalı yetiştirme ve disiplin tutumları,
- Aile içi sorunlar,
- Çocuğun ihmali ve istismarı,
- Ailede ruhsal bozukluk ya da bağımlılık olması,
- Karşıt olma ve karşı gelmenin desteklendiği/pekiştirildiği bir çevrede büyümektir.
Karşıt Olma Karşıt Gelme Bozukluğu olan okul öncesi çocuklarda otoriteye karşı gelme davranışını çok belirgin olarak gözlemleriz. Bu çocuklar aslında düşünmeden, yorum yapmadan, hemen hızlıca “HAYIR” deme eğilimindedirler. Dolayısıyla dik başlı, dirençli, uyumsuz, isteksiz ve sonunda uzlaşamayan bir tavır sergilerler. Özellikle evde anne babanın her uyarısına her isteğine karşı gelmeleri söz konusudur. Bunu ya “HAYIR YAPMAYACAĞIM” diye sözel olarak ifade eder ya da pasif olarak yapmamak için direnirler. Bu çocuklar genellikle ebeveynleri tarafından ‘’Hiç söz dinlemiyor, ne söylersek söyleyelim ilk cevabı hep hayır olur.’’ şeklinde ifadelerle tanımlanırlar. Sataşmayı şaka yapmayı, kızdırmayı seven bu çocuklar aynı şey kendilerine yapıldığında ise aşırı hassas davranır, rahatsız olur ve tepki verirler. Bu durum aile içinde aşırı çatışmalara ve sorunlara neden olur. Adeta anne ve babayı bıktıran hiçe sayan tavırları vardır. Büyükler isteklerinin ya da kuralların yerine gelmemesinden dolayı hiddetlenip çocuğa ağır cezalar verebilir hatta şiddet uygulayabilirler. Çoğunlukla yenilmeyi kabul etmez, mutlaka kazanmak ister, kazanma noktasında oyunun kurallarını kendine göre değiştirerek arkadaş ilişkilerinde başka bir boyutta sorun daha yaratırlar. Yani bu çocuklar sadece ev ortamlarında değil arkadaş ortamında da oldukça yoğun, ilişkiye girme ve ilişkiyi sürdürme sorunu yaşamaktadırlar. Sürekli benim dediğim olsun kuralları ben belirleyeyim düşüncesinde hareket edip oyunda kendilerinden başka otorite kabul etmezler. Sürekli etraflarında yönetebilecekleri birilerini ararlar. Bu olmadığı zaman ya oyunu terk ederler ya da oyunu bozucu hareketler sergilerler. Bu iki durumda çocuğun diğer arkadaşları tarafından grupta istenmemesine daha sonra grup oyunlarına çağırılmamasına neden olur. Oyunlarda “itirazcı, mızıkçı” olarak bilinirler.
Özellikle anne-babanın yanlış tutumlarının bu bozukluğa zemin oluşturduğu bilinmektedir. Bazı anneler, çocuktan herhangi bir talep gelmediği halde çocuğun yapacağı her işi ödüle bağlar. Çocuk ikincil kazanç olarak davranış yapmamak üzere her zaman için direnç gösterir. Annenin yanlış pekiştirmeleri bu bozukluğun ortaya çıkmasını sıklaştırır. Tutumlarda görülen yanlışlıklar; ilgisizlik, aşırı ilgi ya da yanlış pekiştirme, çocuğu tam olarak anlayamama, duygularına empati yapamama, aile içinde ortaya çıkan problemleri çözememe ve olumlu uzlaşmacı model olamama olarak karşımıza çıkar. Bunların artmasının sebebi, anne ve babalar çocuklarını izleyememekte ve duygularını çok fazla fark edememekten kaynaklanır. Bu da çocukta olumsuz davranışı söndürmekte yetersiz kılmaktadır. Kısacası ebeveynler çocuklarıyla daha çok ilgilenmeli ve yanlış davranışları ödüllendirmemelidir.
Karşıt Olma Karşıt Gelme Bozukluğu’nun tedavisinde;
- Aile ve çocuğa bozukluk hakkında bilgi verme,
- Hatalı anne-baba tutumlarını değiştirme,
- Ebeveynlik becerilerini artırma,
- Aile içi iletişim ve anlayışı arttırma,
- Çocuğa öfke kontrol becerisi kazandırma,
- Çocuğun sosyal becerisini arttırma,
- Çocuğa duygu yönetim becerisi kazandırma vardır.
Karşıt Olma Karşıt Gelme Bozukluğu tedavi edilmemesi durumunda;
- Otorite figürleriyle ilişkilerinde sorun yaşama,
- Arkadaş ilişkisi kuramama ve sürdürememe,
- Okul ve işte başarısızlık,
- Dürtü kontrol sorunları,
- Davranım bozukluğu,
- Madde kullanımı,
- İntihar riski artar.
Karşıt Olma Karşıt Gelme Bozukluğu erken tanı ve tedavisi çocuğun ruhsal durumunun kötüleşmesini önler, sosyal ilişkilerinin düzelmesini ve özgüvenini geri kazanmasını sağlar.