Fikrini her zaman, akıl süzgecimden geçirerek, rehber edindiğim bir büyüğüm dün bana ‘’Okyanustan geldin ve havuzda yüzmeye çalışıyorsun. İlginç olan ise halinden hoşnut gibisin. Sakın köklerini salma.’’ deyince ilk kez yazacak olmanın verdiği telaşı bilindik sularda aramaya karar verdim, ‘’Daha’’nın gücünde. Çünkü Enis Batur’un da dediği gibi ‘’İnsan, tutkularına gösterdiği özen ve bağlılık oranında kendi kendisini gerçekleştirme sınırına yaklaşabilir, onu genişletebilir. Daha, diyebilmek çok önemlidir.’’
Peki ne kadar derine gidebilirsin? Bu yolda neleri feda edebilir ve nelerin mücadelesini kendi benliğinden taviz vermeden yapabilirsin? Çünkü marifet sadece hangi suya dalmış olmanda da değil, asıl marifet göze alabildiklerinde ya da gücünü artırıp daldığın sesi kesilmiş derin sularda başarmış olmanın hazzını yaşarken verdiğin mücadelenin uzunluğundan dolayı varış noktasını unutmamakta. Aslında tüm mesele mutluluk içine gizlenen tatmin olma duygumuzda. Bunu sağlayacak olansa doğru zamanda doğru geçişi yapabilmekte. Peki hangi suların bizim için doğru olduğundan nasıl emin olabilir veya nereden öğrenebiliriz? Seneca diyor ki: “En kötü tercihin kanıtı kalabalığın kendisidir.” Dolayısıyla en çok ne yapıldığı değil, yapılması gereken en iyi şeyin ne olduğunu, hakikatin en kötü yorumcusu olan avamın neyi onayladığını değil, ebedi mutluluğa nasıl erişebileceğimizi araştıralım.
Durumu akışına bırakmanın ve böylece kaygıdan uzaklaşma şemsiyesi altına sığınmanın cesaretsizlik olduğunu düşünüyorum. Çünkü zaman akıyor sen aynı sen değilsin ki. Toplumun çizdiği sınırlara karşı koymak her zaman mümkün. Kendine yeni bir yol çizmenin yanında süreç ilerlerken o yolu doğru inşa etmek ve seçimlerinle tatmin olmak mühim mesele. Cesare Pavese’nin günlüklerinden oluşan Yaşama Uğraşı kitabında denildiği gibi: Yaşamak uzun bir toplama işlemi gibidir, arada bir toplama yanlışı yaparsan, doğru sonucu hiçbir zaman bulamazsın. Sen hangi yolun doğru seçim olduğuna karar ver ama artık arkana bakma. Çünkü Herakleitos’un dediği gibi ‘’ Bir nehirde iki defa yıkanılmaz.’’ Seçiminle mutlu olmayıp geri dönmeyi düşünme, Tarık Bin Ziyad gibi gemilerini yak. Yoksa sen o havuzda da boğulursun.
Özetle, yola çıkmış olmanın yeterli olmadığı günümüzde ‘’Daha’’nın gücüne doğru zamanda doğru yolda, kalabalığın sesinden uzak, neleri kaybettiğinin bilincinde ve anda kalarak erişilebileceğini düşünüyorum. Yola çıkarken vicdan, akıl ve etik değerler pusulanız olsun. Çünkü derin sularda doğru karaya çıkabilmek ancak bu üç ilkeye bağlı.