Billur beyaz yürekleri şiire vurunca edebiyata doğan yedi renk onlar. Gökkuşağı misali gönül dünyamızı süsleyen ifadelerin sahipleri… Bu güzel hünerleri ile gücün sözcülüğüne hizmet etmemişler bilakis sözün gücüne yaptıkları katkılarla edebiyat tarihine isimlerini altın harflerle yazdırmış güzel insanlar, yürek yolcuları, fikir işçileri, kelime ustaları, gönül yoldaşları, hak-dert-dava ve aşk adamları.
Hikmet şehri Maraş’ın Karacaoğlan, Necip Fazıl Kısakürek, Âşık Mahsuni gibi ustalardan sonra edebiyat dünyasına yeni armağanları.
Önce şiir onları güzelleştirdi sonrada onlar şiiri güzelleştirdiler iyiden iyiye…
Güzele meyil insanın fıtratında vardır, peşin verilmiş, uğruna zahmet harcanmamış sahibinin dahi kıymetini bilmediği beş on senelik fani güzelliklerin peşinden ancak nefsini beslemiş olanlar gider.
Mevla’nın armağanı, fıtratının güzelliklerini geliştirmiş ruhunu eğitmiş zarafeti, letafeti, nezaketi, ahlakı, edebi, edebiyatı ile fark ortaya koymuş bu güzel insanlara ise ancak gönül ve maneviyat yolcuları meyleder ki öyle de olmuş, bu güzel insanlar da bir nesle ağabeylik yapmışlar, rehberlik etmişler, ufuklar çizmişler, bulundukları yerlere sürekli bir motivasyon kaynağı olmuşlar.
Mayalarını çalmış üstat Necip fazıl, utandırmamışlar, her biri kendi yolunda ustalığa kadar yürümüş, hatta bazıları üstat rütbesini de takmıştır.
Dertleri müspet çığırlar açmak olan bu güzel insanlardan benim size anlatmaya çalışacağım güzel insan Erdem Bayazıt.
Erdem Bayazıt’ın her şeyden önce bir dava adamı olduğunun bilinmesi gerektiği düşüncesindeyim. O inancını davasının merkezine koymuş ve sürekli inancından beslenmiş ve tabiri caiz ise Müslümanlığını her fırsatta adeta avaz avaz bağırmıştır. ‘‘Günde beş vakit namazı dosdoğru kılmak, bir vakit namazı geçirmektense tüm dünya nimetlerini feda etmeyi göze alabilecek bir şuura ermek gerek… Özellikle sabah ve yatsı namazlarımızı cemaatle kılma durumuna gelmeden değil, toplumu nefsimizi bile kurtaracağımızın çok şüpheli olduğunu bilmemiz gerekir’’ diyerek şu anda bize lazım olan dava bilincinin ilk basamaklarını bize göstermiş, hatta resmini çekmiş diyebiliriz.
‘‘İnanca sahip olmak insan olmanın şartı’’ sözü ile hem inanca verdiği önemi hem de insan olmanın gereğini tek cümlede açıklamıştır.
O aidiyet duygusu taşıyan adanmış bir ruha sahip, hayata, ölüme, aşka, ayrılığa derin bir bakış açısı olan söylemek istediğini evirip çevirmeden açık ve duru bir şekilde izah eden destansı ve net bir dil kullanan dik duruşu ile davasının ön saflarında yer alan memleket sevdalısı, kültürüne bağlı, inancı sağlam, tarihini bilen, karakter sahibi, zarif, naif, güçlü bir dava adamı, sevgi adamı, Anadolu insanı. Kibar, tok sesli, ağır ağır konuşan, kızmayan, gözleri gülen bir gönül insanı.
‘‘Dağıttıkça çoğalır zenginliğimiz,
Aşkın bir adıda berekettir.’’
dizeleriyle kendini en iyi şekilde yine kendi anlatıyor. Belki bir kitap konusu olabilecek meseleyi bir veya birkaç cümlede ifade edebilen edebi bir kabiliyete sahip Erdem Bayazıt’ın bütün şiirlerinde İslami bir bakış açısı görülmektedir.
‘‘Dervişim dünyaları taşırım cebimde,
Hayat bir elimde; ölüm diğerinde.’’
dizelerinde de hayatına mana katan ukba bilinci ve ölüm gerçeği ile hayatı nasıl harmanladığı görülmektedir.
Garip hareketinin etkisine girmeden, şiiri basitleştirmeden, şiirdeki sesi, ahengi kaybetmeden, lirizmi yitirmeden kendi tarzını oluşturmuş bir usta Erdem Bayazıt.
Devletin çeşitli kademelerinde en üst seviyede hizmetlerde bulunmuş.
Erdem Bayazıt ve arkadaşları ve bu güzel insanlar gibi gönülleri İslam’ın nuru ile dolu dava bilincini sindirmiş ustaların, üstatların tanınırlıklarının düşüklüğü gönüllerimizi yaralayan gerçeklerden.
İslami hassasiyeti olan, davasını dert edinmiş, hayatını, hünerlerinin, davasının, doğrularını yoluna adanmış kişiler bilinçli bir şekilde gözlerden ırak tutulmuş, kendilerinden sonraki kuşaklara ilham verememeleri için adeta bir asimilasyona tabi tutulmuşlardır. Çok şükür Allah var ve hep bir ihtimal daha var hesaplar dönmüştür ve gömüler topraktan çıkarılmaya, hak ettikleri değer verilmeye başlanmıştır.
Erdem Bayazıt gibi üstatları iyi tanımak ve tanıtmak bizim en önemli görevlerimizden biri olmalıdır. Varlığı ile davasına ve toplumuna enerji veren hayata derin bakışıyla tespitlerini yapan, cesurca sade ve en anlaşılır biçimde yazan Erdem Bayazıt’a birkaç örnek daha verelim.
‘‘Bilincindeyim doğan ayın, eriyen karın, akan suyun ve usul usul tükenen zamanın.’’
‘‘Hep yarınları bekledi bu insanlar, geldiğini hiç fark etmediler.’’
Yazımı naçizane kendi şiirimle bitirmek istiyorum.
Bir Adam Bilirim
Elinde kelimelerle oynar sürekli,
Çünkü o adam şair yürekli,
Şiirleri gücünü hakikatin feyzinden alır,
Okudukça irkilirim,
Kalemiyle öyle zarif, davası için demir bilekli,
Bir dava için yüzde yüz gerekli,
Bir adam bilirim.
Kaleminize kuvvet hocam. Rabbim hayırlı eylesin İnşaAllah.