Değişmeyen Gündem

Neşe Kayan 395 Görüntüleme Yorum ekle
4 Dak. Okuma

Yeryüzündeki duyarlı insanlar olarak 4 aydır hiç değişmeyen bir gündemimiz var: Gazze… “Bu ayki yazımı farklı bir konuda yazayım” düşüncesi aklımdan geçse de kalbim buna hemen itiraz ediyor. Çünkü artık şahsî hayatımızdan bile daha önemli öncelikli hâle gelmiş durumda Gazze. Tabii herkes için değil bu. En başta da yazdığım gibi “duyarlı insanlar” için…

Ülkemizde ve dünyada gündem an be an değişiyor. Yakın zamanda ilk kez bir Türk astronotumuz uzaya giderek araştırmalarda bulundu. Maalesef ülkece diyemeyeceğim, vatanını milletini seven gerçek Türk insanı bundan çok büyük gurur duydu. Sosyal medyada sürekli paylaşımlar yaptım. Şu an ise en önemli gündem meselemiz; yerel seçimler. Siyasetin içerisinde bulunan biri olarak tabii ki yakından takip ediyor ve memleketim için bir şeyler yapmaya çalışıyorum. Yine sürekli paylaşımlar yapıyorum. Siyaset her zaman gündemimde fakat çok şükür ki Gazze her zaman daha çok hayatımın içinde ve en çok paylaşımım da ona dair. Hatta kimi zaman öyle oluyor ki dualarımda şansım için bir şey istemekten çekiniyorum Rabbimden. Çünkü kardeşlerimiz bombalar altında, açlıktan, akıl almaz işkencelerden can verirken kendim için talepte bulunmak ayıbıma gidiyor.

Bazen sitemkâr söylemler olabiliyor: “Filistin meselesi artık eskisi gibi değil, boykotu önemsememeye başladık” vs. gibi. Kalbime, vicdanıma baktığımda acının içimde hep taze kaldığını görüyorum. Yüreğim hep paramparça gözlerim hep nemli..

Bir akşam iş çıkışı markete alışverişe gittim. Akşam yorgunluğu ile yanlışlıkla boykot ürünü almışım. Eve gelip bunu fark ettiğimde elimde bomba varmışçasına fırlatıp hüngür hüngür ağlamaya başladım nasıl bu hatayı yaptım diye. Hemen ürünü ve fişi alarak markete gittim, kasiyere ürünü değiştirmek istediğimi söyledim. Sebebini sorduğumda ise boykot ürünü olduğunu ve yanlışlıkla aldığımı belirttim. Kasiyer hemen market müdürünü aradı iki kişi birlikte geldiler. Kasa alışverişe kapatıldı. Kasiyer müdüre boykot ürün iadesi olduğunu belirtti. Markette resmen bir olağanüstü hâl ilan edildi. İade bu aralar sık olacak ki görevlilerin yüzü düştü. Çok samimi söylüyorum, bu mesele bırakın emniyette, canım pahasına bile sonuçlansa ben kararlılığımı bırakmayacaktım. Bunları kendimi methetmek için söylemiyorum. Hepimizin olması gereken duruş aslında bu. Artık hiçbir şey 7 Ekim öncesi gibi olmayacak. Gazze kurtulana kadar, Kudüs tekrar fethedilene kadar, Siyonist zulmü bitene kadar mücadeleyi bırakmayacağız.

Vietnam savaşında bir adam her gün Beyaz Sarayın önüne gelip bir mum dikiyormuş. İnsanlar ona: “Bu küçük eylemle bir şey değişebileceği mi sanıyorsun?” dediklerinde o da: “Ben bu eylemi onları değiştirmek için yapmıyorum ki, bu vahşet beni, insanlığımı değiştirmesin, buna alışmayayım diye yapıyorum” cevabını veriyor. Biz de bu Amerikalı aktivist gibi: “Bir üründen ne olur ki, savaş mı biter, Siyonistler batar mı?” gibi sığ bir düşünce yapısında olmayıp boykotu, eylemi kendimiz değişmeyelim, vahşete alışmayalım, ayrıca bir mermi de bizden masumlara gitmesin diye yapacağız ölene dek..

Allah (c.c) kalplerimizi merhametten, doğruluktan ayırmasın. Sırat-ı müstakim üzere sabit kılsın, tez zamanda bütün mazlum coğrafyalara esenlik versin. Refah Kapısını açıp yardımlarımızı kardeşlerimize ulaştırılabilmesi nasip etsin, Ebu Ubeyde ve ordusunu muzaffer, zalimleri de kahr-u perişan eylesin inşallah..

Bu İçeriği Paylaş
Yazan Neşe Kayan
Bağlantılar:
Öğretmen / Yazar
Yorum yap

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Exit mobile version