Deneyim ve Bilinç

Yasemin Köse 73 Görüntüleme Yorum ekle
2 Dak. Okuma

Bir baba, kızıyla sohbet ederken, kızı “Seni anlıyorum baba,” dedi. Babanın cevabı beni derinden etkiledi: “Ben senin yaşını yaşadım, güzel kızım ama sen benim yaşımı yaşamadın.” Bu, ne kadar etkileyici ve düşündürücü bir sözdü. Gerçekten de biz, yaşadığımız yaşların ustası, yaşamadığımız yaşların acemisiyiz.

Yaşanılan her dönemde, deneyimlerimizi ve tecrübelerimizi heybemize koyup yola devam ederiz. İhtiyaç duyduğumuzda bu deneyimlerden cevaplarımızı çıkarıp önümüze koyarız. Bazen de henüz cevaplanmamış sorularımızı irdeleriz. Ancak, gelecekteki yaşlara dair öngörülerimizi de diri tutmaya çalışırız. Ne kadar isabetli olacağını ise yaşadıkça görürüz.

Hiç kimse, yaşamadığı durumlar, olaylar ve yaşamla ilgili kesin bir fikirde bulunamaz; bu sadece bir tahmin yürütme olabilir. Yaşamış ve yaşamakta olan kişilere öncelik verip deneyimlerini dinlemek, yaşanmışlıklara duyulan saygının bir ifadesidir. Çocuklarımızla konuşurken ya da dostlarımıza yaşadığımız olayları anlatırken, deneyimlerden çıkarım yapmalarını sağlamak önemlidir. Çünkü insan, olumlu ya da olumsuz her şeyi yaşayıp çıkarımda bulunamaz. Olması gereken, yorumdan sonuca varmalarını göstermek, yaşamın bir gerçeğidir.

Günümüz insanının ve gençlerin en büyük handikabı, her şeyi en çok ve en derinden yalnızca kendilerinin yaşadığı inancıdır. Zamanla, bencil düşünceler üzerine evirilen bir toplum oluşmakta ve çevresinde ne olup bittiğiyle ilgilenmeyen soyutlanmış bireyler ortaya çıkmaktadır. Bizlerin, büyüklerimizden aldığı öğretileri göz ardı etmesi, bu sorunu tetiklemektedir. Oysa başta ne demişti baba kızı için? “Sen henüz benim yaşımı yaşamadın.”

Bilinç seviyemizi yükselterek, yaşamadığımız yaşlar üzerine konuşurken, bu yoldan daha önce geçmiş olanlara kulak vermenin tam zamanı. Geçmişle geleceği harmanlayıp insanlık düzeyinde hassasiyetimizi inşa etmeye başlamalıyız.

“İnsan, yaşamadığı acının yabancısı, duymadığı vicdan azabının sağırı, görmediği acının körüdür.”

Acıya yabancı olmadan, vicdanımıza sağır kalmadan, körlüğümüzü yenebiliriz. Bunun yöntemlerini herkes kendi bilinç düzeyinde arayıp bulabilir.

Bu İçeriği Paylaş
Bağlantılar:
Yazar
Yorum yap

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Exit mobile version