Dikkat! Sen de Bir Aleksitimi Olabilirsin

Özge Güner 383 Görüntüleme Yorum ekle
4 Dak. Okuma

Hayat, duygularımızla akar ve duygularımızla şekillenir…

Aşık olur, zihnimizde kurduğumuz tozpembe dünyamızın en mutlu insanı oluruz. Hayatımızdaki tüm çirkinlikleri bir anda güzelleşmeye layık buluruz.

Hayal kırıklığına uğrar, başımıza yıkılan dünyamızın ise en aptalı oluruz.

Pişman oluruz bazen; eksildiklerimize, eksilttiklerimize ve tüm şükrettiklerimize…

Bazen de sızlayan yarasına rağmen özlem duyar sol yanımız. Fırtınalar kopar derinlerde bir yerlerde, severken nefret eder, gülerken ağlarız…

Peki ya yaşanamasaydı bu duygular hayat nasıl akardı?

Ne acı ne özlem ne de nefret, hatta bir yudum sevgi bile sığmasaydı o bedene. Ne feci bir boşluk olurdu.

Düşünsene sevdiğine bakmakta bir, celladına bakmakta. Hatta gökyüzüne bakmakta bir.

Avucuna konan serçenin pır pır atan kalbini hissedersin de ellerinde son nefesini veren annenin acısını yüreğinde hissedemezsin… (Özge Güner / Bir Kalp Çizdim Karanlıktan Kitabından)

İşte tam da böyle bir şeydir Aleksitimi. Hissedememek ya da ne hissettiğini bilmemektir. Karşındaki kişinin senin için değerli olduğunu biliyorsun ama o kişinin yokluğunda ne gibi eksikliğin olur bilemiyorsun. Bir aileye doğuyorsun ama o aileye kendini ait hissedemiyorsun. Büyüyorsun dostlarına güvenemiyorsun. Yaşın geliyor evlenmem lazım diyorsun ve laf olsun diye evleniyorsun. Gel gör ki hayat arkadaşına bir türlü aşık olamıyorsun. Hepsi bir derece tahammül edilebilir belki ama bir şey var ki ona tahammül edemiyorsun.

Evladını sevememek…

Kendi canından var olan bir cana hiç bir duygu besleyememek. Gözlerine baktığında huzura değil bir boşluğa çekilmek.

Tartışmasız en tahammül edilmezi bu olmamalı. Bu olmalı ki Aleksitimi hastası bir birey yapılan bir röportajda hastalığını şu kelimeler ile anlatıyor. “Evliyim ve iki tane de evladım var. Onları görmediğimde özlemiyorum ama nasıl desem sol kolumda bir ağrı hissediyorum.”

Duygular yok oluyor yerine sadece bir ağrı kalıyor. Bu yüzden bu hastalığa en yakışan isim “DUYGU KÖRLÜĞÜ” olmuş.

Halk arasında duygu körlüğü olarak bilinen Aleksitimi: En basit tanımıyla duygularını fark etme, tanıma, ayırt etme ve ifade etme güçlüğü olarak tanımlanır. Aleksitimik kişilerin temel özellikleri; mutluluk, acı, özlem, sevgi, coşku, öfke vb. duyguların farkındalığından veya bunları ifade edecek sözcüklerden yoksun olmalarıdır.

Bu kişiler aynı şekilde başkalarının duygularını anlamakta ve empati kurmakta da zorluk yaşadıklarından, duygusal yanıt vermekte yetersiz kalırlar. Haliyle de, sosyal bağlılıkta ve kişiler arası ilişkilerde problemler yaşarlar. Aleksitimi başlangıçta ruh sağlığı alanında psikosomatik bir durumu ve belirtiyi anlatmak amacıyla ortaya atılmışken zaman içinde aleksitiminin sağlıklı bireylerde de sıkça görüldüğü fark edilmiştir.

PEKİ BU HASTALIK NASIL BAŞLAR?

Daha çok çocukluk çağlardaki travmalar sonucunda aileye oluşan bağ kopukluğu ile başlar ve ilerleyerek daha da büyür. Aile iletişimi olmayan ve sevgi alamayan çocuklar psikolojik savunma kalkanı olarak kendilerini iç dünyalarına hapseder ve tüm bağlarını koparır. Daha çok çocuklukta görülse de ilk gençlik ve yetişkinlik dönemlerinde yaşanılan zorbalık sonucunda da bu hastalık baş gösterebilmektedir. Tedavisi bazen mümkün olsa da uzun bir süreç gerektirir. Şimdi sıra o altın soruda sen de Aleksitimi hastası olabilir misin ? Bunu öğrenmek için şu cümleleri tekrar etmelisin.

  • Ne hissettiğimi çoğu kez tam olarak bilemem.
  • Duygularım için uygun kelimeleri bulmak benim için zordur.
  • İçimde ne olup bittiğini bilmiyorum.
  • İçimdeki duyguları yakın arkadaşlarıma bile açıklamak bana zor gelir.
  • İnsanlarla, duygularından çok günlük uğraşları hakkında konuşmayı yeğlerim.

Bu kelimeleri okurken; Evet tam beni anlatıyor diyorsan dikkat!!! Sen de Aleksitimik birey olabilirsin.

Gelin son olarak Aleksitimi hastalığının başka türlerde ifade edilişlerine bakalım.

“Suretler diyorum mösyö, suretler…
Ne çirkin, ne iğreti ne lanetler.
Masumiyetten bir zerre arama boşuna,
Bir gülümseme ile örtülür,
Günahların gömüldüğü o çizgiler…”
(Özge Güner / Bir Kalp Çizdim Karanlıktan Kitabından)

Bu İçeriği Paylaş
Yazan Özge Güner
Bağlantılar:
Yazar
Yorum yap

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Exit mobile version