Doğan Güneş

Feyza Tunay 557 Görüntüleme Yorum ekle
3 Dak. Okuma

21 Aralık kış dönümüdür.  Kuzey Yarım Küre’de günler uzamaya, Güney Yarım Küre’de ise tam tersine kısalmaya başlar. Bu tarih, bazı ülkelerde Kuzey Yarım Küre’de kış döneminin, Güney Yarım Küre’de yazın başlangıcı sayılır. Bununla beraber bazı ülkelerde de yazın veya kışın tam ortası kabul edilir. Güney Yarım Küre’de en uzun gündüz yaşanırken, Kuzey Yarım Küre’de en uzun gece yaşanır.

Eski Türk inancına göre 21 Aralık günü gece ve gündüz savaşmaya başlarmış. Üç günlük savaş, 22 Aralıktan itibaren Güneşin galibiyeti ile ilerler, savaşın sonunda da daima Güneş kazanırmış. Bu zaferden sonraki ilk dolunayda ve son gün 24 Aralık akşamına kadar ise yeni yıl kutlanırdı. Yılın bu zamanı geldiğinde insanlar yaşadıkları yer ve evlerini temizlerlerdi. Ardından yeni kıyafetler giyilir, güzel sofralar kurulur, sevenler bir araya gelir, şarkılar söylenir, dans edilir, oyunlar oynanır, kutlamalar yapılırdı. Yiyecekler arasında özel hazırlanmış yemekler, yaş ve kuru meyveler, şekerlemeler de olurdu. Yaşlılar, büyük babalar ve nineler görmeye gidilirdi. Eğer yakınlar bir araya gelinerek kutlanılırsa ömrün uzadığına ve uğur getirdiğine inanılırdı. 21 Aralığın ardından günler uzamaya başladığından 22 Aralık günü Türkler için çok önemlidir. İşte yılın bu zamanını Türkler Nardugan Bayramı olarak kutlarlar.

Nardugan, “yeniden doğuş” olarak da adlandırılmaktadır. Güneşin yeniden doğuşu, yeni doğum olarak algılanmaktadır. Çünkü yılın en uzun gecesinden sonra nar gibi kızararak doğan Güneş, karanlığı yenmiştir. Aydınlığın zaferidir. Aynı zamanda elbette yeni bir yıl, tertemiz bir başlangıçtır. Nardugan bayramı, yıl döngüsü olarak da bilinmektedir. Bu bayramdan sonra Güneş, insanlara kendini daha çok gösterecektir. Aslında bu olay bilimsel bir gerçeklikken insanlar tarihten beri bugünü, geleneksel bir törene dönüştürmüştür.

Eski inanışta Soğuk Han olarak da adlandırılan Ayaz Ata ve Kar Kız hikayesi mevcuttur. Ayaz Ata Türk Mitolojisine göre kışın soğukta ortaya çıkan, kimsesizlere ve açlara yardım eden, garipleri sevindiren bir evliyaydı. Ayaz Ata çok yaşlı olduğu için bazen kendisine torunun yani Kar Kız’ın yardım ve eşlik ettiğine inanılırdı. Yılın bu zamanları, Nardugan Bayramı’nda Ayaz Ata’nın geldiğine inancı hakimdi.

Ölümsüzlüğün simgesi olan akçam ağacı ayrıca büyük bir öneme sahiptir. Akçam, ne yaz ne de kış yapraklarını dökmediğinden ona hayat ağacı gibi bir anlam atfedilmiştir. Kutlama esnasında hediyeler, akçam altına konulurdu. Kadınlar, koyun veya keçi yününden yaptıkları ipleri akçama bağlar, güzel dileklerde bulunurlardı. Bazen yünden yapılmış bezler de kullanılır, üzerine hayat ağacı motifi işlenirdi. Aynı zamanda bereket için evlerde nar kırılırdı.

Bolluk, bereket ve güzellikler bizimle olsun. Nardugan Bayramınız kutlu olsun!

Bu İçeriği Paylaş
Yazan Feyza Tunay
Bağlantılar:
Yazar
Yorum yap

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Exit mobile version