Doğrunun Tanımı

Öyküm Akpil Arslan 350 Görüntüleme Yorum ekle
4 Dak. Okuma

Sizin için “doğru” tam olarak ne demek?

Herkesin doğrusu kendine göredir. Mesela bazen bir konuda bir arkadaşımızla konuşurken bir şey anlatır ve “hayır bu çok yanlış” diye uyarırız. Neye göre kime göre?

Evet, toplumumuzun belli başlı normal veya anormal olarak kalıplaştırdığı düşünceler var. Ve bizde buna göre doğru veya yanlışı ayırt etmeye çalışırız. Ama farkına vardım ki yaşa göre doğru ve yanlış dediğimiz düşünceler sürekli değişiyor. Çok daha gençken doğru diye tanımladığımız bir olay veya düşüncenin, ileride bir yaşta tecrübe sayesinde yanlış olduğunu anlayabiliyoruz. Ve bunun sonu yok. Her gün öğreniyor, gelişiyor, veya çok yanlış deyip kınadığınız bir olay başımıza geliyor. Bu sayede bizim de doğrularımız sürekli değişiyor. Önemli olan doğrunun (doğru) zamanda olması.

Bir yerde çok güzel bir söz okumuştum:

“Belki şu ana kadar katil olmadım ama, katil olmaya zorlanan bir sınavın içinden geçmedim.

Belki hırsız olmadım ama hırsız olmama beni mecbur edecek bir sınavın içinden geçmedim.

Bu yüzden deriz ki, başkalarının kaybettiği sınavları gördüğünde hemen kınama! Çünkü onun kaybettiği sınavı sen henüz yaşamamışsın.” Bu söz o kadar çok hoşuma gitti ki, benim düşüncem tam olarak budur.

Ama söze dökemiyordum, görünce “tam olarak bu!” demiştim.

İnsanlarla çok fazla empati yaparım. Ve eğer dünyadaki herkes bu yeteneğe sahip olsa kimse kimseyi kınamazdı ve bu sayede herkes mutlu yaşardı diye düşünüyorum

Aslında mesele doğru veya yanlış da değil bence. Önyargılı olup da kimseyi kınamamak. Çünkü hayat elbet bir gün kınadığınız şeyi size tattırır. Hayatta başımıza neler geleceğini bilemeyiz. Çünkü çok enteresan bir dünyada yaşıyoruz. Yarınımızı kestiremiyoruz.

Hayat dönem dönemdir.

Herkesin dönemi birbirinden ayrıdır.

Yeri gelecek çok ağlayacaksın.

Yeri gelecek mutluluktan havalara uçacaksın.

Ama hiçbiri kesin ve ebedi değil.

Hep mutlu veya hep kötü günlerin olamaz. Denge olacak hep hayatında.

Ama emin ol ki kötü günler olmasaydı güzel günlerinin farkında olamazdın o yüzden her şeyiyle hayatı benimse. Her duygun hayatın sana kattığı bir parça.

Yaşanmışlıklar ve yaşanacak olan günler hep senin ve sana ait bu yüzden hayatında doğruların veya yanlışların dönemine göre değişecek.

Önemli olan senin ne hissettiğin. İç sesine güven, sonuçlarını düşün ve eğer aklın yatıyorsa ve içinde en ufak bir şüphe veya endişe yoksa o senin o anki doğrundur.

Kendine inanabilirsin.

Eğer yine de yanılırsan ve doğru diye düşündüğün bir olay veya düşüncen yanlış çıkarsa da üzülme. Tecrübe etmiş olursun ve yanlış olduğuna kesin kanaat getirmiş olursun ki bir daha aynı hataya düşmezsin. Bu da senin hayatında ve o anki döneminde kendine göre senin doğrun veya yanlışın olmuş olur. Yine de herkes için geçerli değil senin tanımladığın yanlışın. Çünkü başta da dediğim gibi doğrular ve yanlışlar kişiseldir.

Senin yanlış diye tabir ettiğin ve seni yanlışa sürükleyen olay örgüsü başka bir insanın tamda bu (doğru) diye tanımladığı düşünce olabilir.

Bu yüzden kimsenin yaşamına müdahale etmemek en iyisi. Tavsiye vermek istediğin yakın bir arkadaşın ise eğer ve gerçekten sana söylediği düşüncesinin yanlış olduğunu düşünüyorsan, tecrübe ettiysen; başından geçenleri (çok özel değilse) uygun bir dille anlatabilir ve tercih hakkını ona bırakabilirsin.

Herkesin kendi doğrusunu bulup çok güzel ve mutlu bir ömür geçirmesi dileğiyle…

Bu İçeriği Paylaş
Bağlantılar:
Yazar
Yorum yap

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Exit mobile version