Dünyamız, yaşadığı milyarca yıl boyunca, ilk oluşumundan günümüze kadar nice oluşumlar yaşamış, nice değişimlerle şimdiki biçimi almıştır. Yorgunluğuna başkaldırmış, biçimlenmesi yüzyıllarını almıştır. Bunca devinim içinde, yapısında yaşadığı onca zorlu süreçler sonunda yeryüzümüz evrimleşmiş, güzelleşmiş ve hatta tabiatın şaşırtıcılığını ilginç doğa görselleriyle bizleri büyüler olmuştur.
Nice güzellikleri bağrında taşıyan yorgun dünyamız; insanlarda hayranlık uyandıran, tabiatın etkileyici özellikleriyle ve farklı oluşumlarıyla bizlerde şaşkınlık yaratan, yeryüzünün görülmeye değer yerleri varlığında taşıyan dünyamız ise bu güzellikleri nasıl mı oluşturmuştur? Dünyamız nice doğa harikalarını varlığında yaşatsa da, ben bu doğa oluşumlarından dokuz tanesini kaleme almak ve bu güzellikleri sizlerle paylaşmak istedim.
Hazırsanız bir dünya turuna çıkmaya, sözcüklerimin kılavuzluğunda, gezegenimizin saklı cennetlerini bulmaya, bu etkileyici güzellikleri dünyamızın nasıl oluşturduğuna bakmaya. Başlasın öyleyse masalsı yolculuğumuz;
- Kapadokya-TÜRKİYE:
Milyonlarca yıl önce oluşan ve volkanik patlamaların meydana getirdiği bir oluşum olan Kapadokya; Ülkemizin Orta Anadolu’nda bulunan Aksaray, Niğde ve Kayseri sınırları bulunan bir bölgedir. Merkezine baktığımızda karşımıza Nevşehir ve Ürgüp olarak çıkmaktadır.
Temelinde, yanardağlardan çıkan lavlar, platolar üzerinde tüf adı verilen( lav ve külden oluşan taş) tabakaların zaman içerinde rüzgâr ve yağmur gibi etkenlerle şekillenmesiyle oluşmuş ve günümüzdeki bu ikonik peri bacaları şu zamanki şeklini almıştır.
Kapadokya’daki bu etkileyici tabiat güzelliği, turistik özelliği nedeniyle de yerli ve yabancı misafirlerini ağırlamakta, ev sahipliği yapmakta ve turistlerin her zaman ilgi odağı olmayı başarmanın haklı gurunu yaşamaktadır. Turistlik aktivitelerin yapıldığı, Kapadokya’nın semalarında bu eşsiz güzelliğin seyrinin yapıldığı bir yerdir. Balon turlarıyla bu güzelliğe tepeden seyir keyfi yapılabildiği gibi, fotoğraf tutkunları içinde bu güzellik fotoğraflanabilmektedir. Ve benzersiz uçuş keyfinin de yaşanması bu tura çok daha farklı tat ve lezzet bırakmaktadır.
- Antilop Kanyonu-(ABD- Arizona):
Başka bir gezegene ait bir görsel sunan, Amerika’nın Arizona eyaletinin doğusunda yer alan Navaho’da bulunan bir yarık kanyondur. Erozyon aşınımı sonucu oluşmuştur.
Alt Kanyon ve Üst Kanyon olmak üzere iki kısma ayrılmıştır. Dikey ve sarmal şekilde bir oluşumu vardır.
- Kaktüs Plajı-( AVUSTURALYA):
Kaktüs Plajı, dünyamızın büyüleyici güzellikteki yerlerinden biridir. Peki onu bu kadar güzel ve ayrıcalıklı kılan özelliği nedir diye baktığımızda, plajının eşsiz ve farlı renkteki kumsala sahip olmasıdır. Kumsalının rengi pembedir. Bu pembe rengini almasının nedeniyse, sudaki tuz seviyesinin yüksek olması ve tuz seven algler olarak bilinen pembe bakterilerinle birleşmesiyle bu şahane görselin meydana gelmesine neden olmuştur. Avusturalya’nın, Kaktüs Plajı’nın bu büyüleyici güzelliği fotoğraf severler için de büyüleyici karelerin yakalanmasına fırsat ve imkan tanımaktadır.
- Dallon Volkanı- ETİYOPYA:
Dünyada en yüksek sıcaklığa sahip yerlerden biri olarak bilinmektedir. Buradaki volkanik göller eşsiz seyir keyfi sunsa da rehber eşliğinde gezilmesi bir zorunluluk oluşturmaktadır. Volkanik patlamalar sonucu oluşan bu göller, Afrika plaka tabakasının kırılmasına neden olmuş ve plakanın altında kalan sıcak kaynak yer altı sularının yeryüzüne çıkmasına neden olmuştur. Ve bu sıcak sular, çeşitli minerallerle birleşince de toprağın üzerinde bu benzersiz görüntüler de büyüleyici bir görsel oluşturmaktadır.
- Machu Picchu-PERU:
Peru’nun Cusco şehrine 88 kilometre mesafededir. İnkalı bir hükümdar olan Pachacutec Yupangui tarafından 1450 yıllarında inşa ettirilmiş olup mimari bir şaheser olarak kabul edilmektedir. İnka Medeniyeti’nin mimarisi hakkında etkileyici bir kanıt niteliğindedir. 1983’ te UNESCO’nun Dünya Mirası arasında yer almaktadır. Dünyanın yedi harikasından biri olarak bilinmektedir.
- Abraham Gölü-KANADA:
Kanada’nın Alberta eyaletinde yer almaktadır. Çarpıcı güzelliğiyle başka bir gezegene ait bir görüntü hissi bırakan Abraham Gölü, -30 derecenin altına düşen sıcaklıkta muhteşem bir manzaraya ulaşmaktadır. Yapay bir göl olmasına rağmen diğer buzul göllerinde olduğu gibi rengi mavidir. Göl donduğunda da gölün üzeri baloncuklarla kaplanır. Fakat bu baloncuklar göründüğü kadar masumane değildir. Metan gazının sıkışmasıyla oluşan bu baloncuklar, havayla temasıyla patlayıcı bir etki oluşturabilmektedir. Ve bu baloncuklar sadece göl donduğunda ortaya çıkmaktadır.
- Saklı Plaj- MEKSİKA:
Eşsiz bir görsel deneyim sunan Saklı plaj, Meksika’da bulunmaktadır. Derin bir çukurun içinde gizli kalmış bir plajdır. Romantik ve benzersiz görseliyle ağırladığı yerli ve yabancı turistlere, benzersiz ekosistemi ve doğal atmosferiyle etkileyici bir görsel sunmaktadır.
- Baykal Gölü-RUSYA:
Dünyanın en derin gölü olarak kabul edilen Baykal Gölü, Sibirya’da yer almaktadır. 25 milyon yılı aşkın zaman önce oluşmuş olan Baykal Gölü, jeolojik özellikleriyle de, çevresindeki endemik türlere de ev sahipliği yapmakta ve zengin bir ekosistemine sahip olmasını sağlamaktadır. “ Sibirya’nın Mavi Gölü” olarak bilinen Baykal Gölü, sularının diplerindeki tortul kayaçların da 5 km’den fazla kalınlığa sahip olması da bu gölün yeryüzünün en derin yarıklarını göstermekte ve en derin göl olduğunun kanıtı niteliğindedir.
- Glowworn (Waitomo Ateş Böceği ) Mağaraları- YENİ ZELENDA:
Öyle bir mağara düşünün ki, karanlığın içinde yüzlerce yıldızın üzerinize yağdığını ve bu minik ışıltıların size göz kıptığını ve dahası bu mavi- yeşil ışıkların üstünüze yağmur bir aktığını. Böylesi bir durumun ancak masallarda olabileceğini düşündürse de, bu etkileyici tabiat olayını Yeni Zellenda’da görmeniz mümkün desem ne düşünürdünüz ? Peki bu nasıl mı oluyor? Gelin birlikte nedenlerine bakalım.
Yeni Zelenda ‘nın en çok turist alan yerlerinden biri bu mağarayı aydınlatan minik canlılar sayesinde olmaktadır. Mağaranın diğer adı “Glowworn” olarak geçse de ve bu ad ateş böceği olarak anlamına gelse de bu ışıltıya nedene baktığımızdaysa Yeni Zelenda’da yaşayan bir sivrisinek türü sayesinde olduğu cevabı karşımıza çıkmaktadır. Farklı kaynaklarda “ yıldız kurdu” olarak da geçen bu sivrisineklerin larvaları, avını bu ışıklarla kendine çekmektedir. Bu larvalar, 30 cm civarında uzunluğundaki mukus ile su damlacıklarını tutmaktadır.
Peki bu ışık nasıl oluyor derseniz de, bir önceki blog yazımda da bahsettiğim, biyolümisans sayesinde olmaktadır. Biyolüminesans ise, bu şekilde ışık üretebilen canlılarda görülen bir özelliktir ve kimyasal ışık üretimiyle kendi ışıklarını oluşturmalarıdır, farklı nedenlerden ötürü. Yeni Zelenda’da yaşayan bu sivrisinek türü, diğer adıyla da “ yıldız kurdu” olarak bilinen bu tür sivrisineklerin, genelde lüsiferaz molekülünün lüsiferaz enzimi ile tepkimeye girmesiyle ışık üretir. İşte bu ışığın oluşumu “ biyolüminesans” adı verilen sistemin bu canlılarda kimyasal ışık oluşturmasını sağlar ve bu canlılarda etrafına da bu ışığı yayar.
Yeni Zelenda’daki bu mağaraya geldiğinizde bu görsel şölen sizi karşılayacak ve büyüleyici atmosferinden çarpıcı bu güzelliğe kendinizi ediyor olarak bulacaksınız.
Dokuz maddede ele aldığım ve yeryüzünün farklı noktalarında yer alan bu sarsıcı güzellikteki farklı yerlerin ve değişik ülkelerin coğrafyasında bu şaşırtıcı tabiat harikalarını görebileceğiniz yerleri, sözcüklerimin ezgisiyle sizlere ulaştırmaya ve bu benzersiz dünya turunu cümlelerimle görmenizi sağlamaya çalıştım. peki siz bu yeryüzünün farklı noktalarındaki ve doğaüstü bu güzelliklerden hangisine ya da hangilerinde görsel deneyim yaşamak ve anılarınıza hangi farklı tadı bırakmak isterdiniz dimağınızda?
Yolculuklar güzeldir. Görmek ne kadar güzel olsa da, hayalinizdeki mekan ve yerlere kim dokunabilir, hayaliniz kadar?
Yeni yerlere, farklı düşüncelere, çarpıcı güzelliklere sözcüklerimin kılavuzluğunda yeniden karşılaşıncaya dek yeni rotamda yine sizlerle buluşmak üzere…