Bir ay önce, özel bir kız yurdunda işe başladım. Tüm eğitim hayatımı memleketimde geçirdiğim için öğrencilik yıllarımda hiç yurt deneyimim olmadı. Arkadaşlardan, çevreden yurt anıları dinlerdim fakat deneyimlemek iş hayatımda nasip oldu. Gece sorumlusuydum, dolayısıyla yurtta kalacaktım.
İşe başladığım ikinci hafta Müdürüm Hatice Hanım yurda bir öğrencinin giriş yapacağını ve artık gündüz mesailerimin geceye döneceğini bildirdi. İlk günlerden itibaren var olan heyecanımın üzerine bir kat daha heyecan eklenmişti. İlk defa bir yurtta kalacaktım hem de sorumlu olarak! Gelen öğrenciye her ne kadar heyecanımı belli etmemeye çalışsam da acemiliğim her halimden anlaşılıyordu. Zaten duygularımı da hiçbir zaman gizleyemedim..
Öğrencimiz çok tatlı ve cesur bir kızdı ve yıllardır da yurt deneyimi vardı. Sanki eviymiş gibi hareket ediyor beni de teskin ediyordu. İlk akşamı atlattık ve her sabah olduğu gibi müdürümle toplantıya geçtik. Karşımda da 28 yıllık yöneticilik tecrübesi olan bir müdür olunca bir ara bayılacağım sandım. Bendeki yoğun heyecan halini görünce konuşmaları ve mütebessim çehresiyle beni sakinleştirdi, kısa toplantımız biter bitmez kendimi odama attım. Nefesimi öyle tutmuşum ve kendimi öyle sıkmışım ki bir süre hareketsiz ve tepkisiz öylece durdum. Öğrencilerimiz gün geçtikçe arttı ve artmaya da devam ediyor.
Önceki mesleğim olan okul öncesi öğretmenliğini çok seviyor ve işimi büyük bir şevkle yapıyordum fakat yazarlık ve kişisel gelişimci tarafım da olduğundan artık daha çok gençlere hitap edeceğim bir iş istiyordum. Rabbim dualarımı kabul etti ve beni hepsi birbirinden güzel gençlerin içine düşürdü elhamdülillah! Yurdumuzu, dünyanın küçültülmüş hali olarak adlandırıyorum. Sebebi ise dünyanın bir çok kıtasından ve ülkesinden öğrencimizin olması. Orta Doğu, Balkanlar, Kafkaslar, Afrika, Güney Amerika.. Bir çok ırktan, dinden, dilden ve renkten kız çocuğu..
Bazılarıyla aynı dilden konuşamasak da yarım İngilizcemiz, yarım Arapçamız, Türkçemiz ile anlaşmaya çalışmak, en sonunda da bu komik hallerimize gülüp kahkahalara boğulmak bütün yorgunluğumu ve stresimi alıyor. Onların dertlerine derman olmaya çalışmak, zaman zaman solan yüzlerine gözlerine ışık olabilmek, hayır dualarını alıp kucaklaşmak, sabah namazlarını cemaat halinde kılıp seher vaktini birlikte karşılamak paha biçilemez bir güzellik..
Biliyorum ki hepsinin ayrı bir hikayesi var her birimizin olduğu gibi. O birbirinden güzel, ibretlik ve hayret verici hikayeleri dinlemeyi hatta kaleme alıp sizlerle paylaşmayı da Rabbim bana nasip etsin inşaallah.
Kaleminize, yüreğinize sağlık. Yazınızdaki içtenliği olayların gözümde canlanmasıyla daha çok hissettim. Başarılarınızın devamını diliyorum.