Duygusal Zeka

Begüm Vural 591 Görüntüleme 2 Yorum
7 Dak. Okuma

DUYGUSAL ZEKA (EQ) NEDİR?

Zeka, her bireyin yaşamında önemli yere sahip kavramlardan bir tanesidir. Bireyin düşünüp öğrenebilmesi, öğrendiği bilgileri farklı alanlarda uygulayabilmesi, gerektiğinde değerlendirme yapıp çözüm üretebilmesi gibi bilişsel süreçleri kapsar. Bahsettiğimiz bu zeka türü, kişinin zihinsel yeteneklerini ifade eden IQ’dur. Ancak zeka, sadece bilişsel süreçleri içermez.

Bireyin kendisinin ve başkalarının duygularını anlayıp yorumlayabilmesi, değerlendirebilmesi ve buna bağlı olarak duyguları yönetebilme becerisine duygusal zeka, yani “EQ” diyoruz. Duygusal zeka, artık günümüzde en az IQ kadar önemli bir kavram haline gelmiş, hatta bazı alanlarda IQ’dan da işlevsel bir durumda olduğu görülmüştür. Çünkü kişinin kendi duygularını ve başkalarının duygularını algılayıp yorumlayabilmesi ve davranışlarını bunlara göre şekillendirip duruma uygun ve sağlıklı tepkiler verebilmesi, bireyin hem kariyer hayatında hem de sosyal yaşamında daha başarılı ve mutlu olmasını sağlar.

Bilişsel yetilerimizi kapsayan zeka, yaş gruplarına göre çeşitli ölçme araçları aracılığıyla uzmanlar tarafından ölçülebilmektedir. Ancak duygusal zeka, daha çok sosyal ve duygusal yetenekleri kapsadığı için ölçülmesi son derece zordur. Bu konuda uzmanlar tarafından “Mayer-Salovey-Caruso Duygusal Zeka Testi” ile “Duygusal ve Sosyal Yeterlilik Envanteri” kullanılmaktadır.

Duygusal zekayı dört temel başlık altında inceleyebiliriz;

1. Özbilinç: Kişinin duygularının ve iç dünyasında olup bitenin farkında olması anlamına gelir. Birey öncelikle kendisine dair bir farkındalık geliştirerek hislerini algılar ve anlamlandırır.

2. Duygularını Kontrol Etme Becerisi: Bireyin farkına vardığı duyguları üzerinde yönetim becerisini kullanabilmesidir. Kişinin sinirlendiği bir anda öfkesini kontrol edebilmesini, ya da yoğun stres ve karamsarlıktan kurtulabilme, kendini yatıştırabilme kabiliyetine sahip olmasını bu başlığa örnek verebiliriz. Kişinin kendi duygularının yanı sıra karşısındaki kişinin de duygularını anlaması ve buna yönelik uygun tepkiler göstermesi, yani algıladığı duygular doğrultusunda tepkilerini şekillendirebilme becerisini de kapsar.

3. Başkalarının Duygularını Anlamak: Kişinin diğer insanların duygularını anlayabilmesini, buna yönelik farkındalık bilincinin gelişmiş olmasını içerir. Yani empati becerisinin yüksek olduğunun bir göstergesidir. Bu noktada sözlü ve sözsüz iletişim devreye girer. Sözlü olarak ifade edilenlerin yanı sıra kişinin beden dili, ses tonu, jest ve mimikleri de onu anlamada oldukça önemlidir. Hatta vücut dili, bir kişinin duygularını anlamada sözlü iletişimden çok daha gerçekçi bilgiler yansıtır. Bu açıdan duyguları hem sözel hem de fiziksel yönden anlamak ve dışa yansıtmak gereklidir.

4. Kendini Harekete Geçirmek: Kişinin duygularının farkına vararak düşünmesi ve bu doğrultuda hedefler belirleyerek harekete geçmesini ifade eder. Örneğin kişinin belirli bir alana ilgi duyması, onun bu yönde kendisini geliştirme fikrine sahip olmasını sağlayabilir. Birey işine duyduğu tutku ve dengeli seviyede hissettiği kaygı ile motive olur, harekete geçer ve bu alanda başarı sağlar.

Duygusal zekası gelişmiş bireyler,hem kendisinin hem de başkalarının duygularını doğru bir şekilde anlamlandırıp isimlendirebilir. Hissettiği duyguların nedenini anlayabilir,ve bu duyguları dışarı yansıttığında sonuç olarak neler olabileceğini tahmin edebilir. Örneğin; kızgın olduğu bir anda, ileride pişman olacağı bir tepki vermemek için öfkesini şiddetli bir şekilde dışa vurmaktan kaçınır, sağlıklı tepkiler verir.Bu da karşısındaki kişinin duygu ve davranışlarını etkiler. Bu da döngü halinde olumlu sosyal ilişkilerin kurulmasını sağlar.

Empati becerisi, duygusal zekada çok önemli bir faktördür. Bu zeka türünde iyi olan bireyler; başkalarını dinleyebilir, onları anlayabilir ve sorunlara yapıcı çözümler üretebilirler. İletişimin sözlü olduğu kadar sözsüz diline de önem verirler. Başkalarının beden dili, ses tonu, jest ve mimiklerine dikkat eder ve duyguları bu yönden de değerlendirerek anlamaya çalışırlar. Başka insanların bakış açısı ve deneyimlerini hesaba katarak neden böyle davranıp hissettiklerini anlayabilir ve kendi davranışlarını da bu yönde şekillendirebilirler. Öz farkındalık becerileri gelişmiştir. Hislerinin altında yatan faktörleri anlayabilirler ve kendi duygularını ifade etmekten çekinmezler. Kendilerine gelen eleştirileri kabul edebilirler, yaptıkları hataların bilincine varıp yanlışlarını telafi etme çabasına girerler ve hayatlarındaki sorunları yapıcı yollarla çözmeye çalışırlar. Sorumluluk almaktan ve hayır demekten korkmazlar. Başkalarını yargılamazlar, olayları tarafsız bir bakış açısıyla değerlendirir ve gerektiğinde kendi öz eleştirilerini de yaparlar.

DUYGUSAL ZEKA GELİŞTİRİLEBİLİR Mİ?

Duygusal zeka, temel olarak sosyal ve sezgisel yetileri içerir. Bu anlamda kişinin duygusal zekasının temelleri çocukluk dönemlerinde atılır. Ebeveynlerin duygularını tanımaları,bunları kontrol edebilmeleri ve duygularını uygun bir şekilde ifade edebilmeleri, çocuğun da hisleri anlama ve bu açıdan doğru tepkiler verebilme becerisinin gelişmesini sağlar. Ebeveynin düşük empati becerisi, çocuğun da duygusal zeka gelişimini olumsuz yönde etkileyebilir. Ailenin yanı sıra okul ortamı da çocuğun duygusal zekasını geliştirmesinde oldukça önemli bir yere sahiptir. Çocukların belirli kurallar dahilinde duygularını ifade etme becerisi kazanabileceği okul ortamı, çocuğun ileride daha mutlu ve başarılı bir yetişkin olmasına destek olacaktır. Ancak duygusal zeka, kişinin sadece çocukluk döneminde geliştirebileceği bir yeti değildir. Yetişkinlik döneminde de duygusal zeka geliştirilebilir. EQ seviyesini yükseltmek isteyen bir birey, öncelikle dinleme becerisini geliştirme ile işe başlayabilir. Sözlü ve sözsüz olarak ne anlatılmak istendiğine odaklanabilir,bu konuda çeşitli okumalar yapabilir.Karşılaştığı durumlara yönelik olarak “Ben olsam ne yapardım?” sorusunu kendisine sorabilir ve bu konuda pratik yapabilir. Roman okumak ve film izlemek de EQ’nun gelişmesinde etkilidir. Bu tür kurgusal eserlerle bir başkasının duygu ve düşüncelerini anlamaya çalışmak empati becerisinin güçlenmesini sağlayacaktır. Yine bazı uzmanlar tarafından verilen stres yönetimi,motivasyonu sağlama odaklı eğitimler de duygusal zekanın gelişimine destek olur.

Duygusal zekası güçlü olan bireyler hayatta pek çok konuda başarılı olabilirler. Bu yönde zekası gelişmiş olan bireyler, başkalarını yargılamak yerine anlamaya çalıştıkları için hem kendilerini hem de karşısındaki kişileri kolayca motive edebilirler. Böylece iş yaşamlarında başarılı olabilir ve üst pozisyonlara yükselebilirler. Empati becerilerini kullanarak başka insanların tepkilerine göre davranışlarını biçimlendirebilir ve sağlıklı tepkiler verebilirler. Yapıcı bir iletişim şekliyle sosyal hayatlarında da başarıyı ve mutluluğu yakalayabilirler. Dolayısıyla duygusal zeka, kişinin yaşamının her alanında ona büyük katkılar sağlayacaktır.

Bu İçeriği Paylaş
Yazan Begüm Vural
Bağlantılar:
Psikolojik Danışman
2 Yorum
  • Biz bu IQ aşk diyebilir miyiz algılamak duygusal adına? Sanki hiç farkı yokmuş gibi geliyor sanki…Emeğinize gönlünüze sağlık hanım kızım kardeşim selamlarımla.

    • EQ’yu belirli duygularla sınırlandırmak yanlış olur. Duygusal zeka; öfke,neşe,korku,üzüntü,sevgi gibi pek çok hissin farkındalığı ve buna bağlı gelişen sağlıklı tepkileri içeriyor. Yorumlarınız için teşekkürler..

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Exit mobile version