Yakamoz var dediler gözlerinin mehtâbında,
Arzun çoktu, haşmetin çok, denizler gibi efgânın çoktu.
Sarhoş bir mâziden seslenip zihnime ansızın,
Eğildim, kulak verdim, ihtişamıyla sesin:
Ben burda bidârım, izânım yok diyordu.
Gece iner kirpiklerine, gökkubbe bahşeder didârını.
Huşu verir zihnime, yalnızlığım anbean,
Çekildi sığ bir orman gibi ruhum asra,
Gelgit edaların saplandı hançer gibi birer kasra,
Heybetin döküldü avuçlarıma ve zulmeti saçlarının,
Onulmaz girdâbıyla, deryadan incilerini taktı.
Hareminde açtı yüzünü, ay geceden inceden,
Serkeş vücudum baş eğdi mehtâbının önünde,
Yıldız telli saçlarına, geceyi bürüyüp uzandı seyyale.
Karanlığın nazlı süvarisini arzuyla selamladı.
Okşayışı engin ve vahşi edasının görkeminde,
Göğün misafiri oldu, safa geldi hoş geldi,
Endama şevk, burca nizam, ruha şifa verdi.
Gelgit edaların saplandı hançer gibi birer kasra…
Yüreğinize sağlık, kelamınıza hüzün uğramasın inşaAllah🌹