Eksiklik

İlaha Guluyeva 538 Görüntüleme Yorum ekle
3 Dak. Okuma

Unutma, güçlü kalman için, acıya ve yalnızlığa ihtiyacın var. Acı ve yalnızlık, bu hayattaki en büyük öğreticilerdir. Onlardan ders almayan, ilelebet eksik kalmaya mahkûmdur… (Nietzsche)

Ne zaman eksik hissederiz?

Yerine göre eksik hissetmek iyidir. Bir işi senden daha iyi bilenleri fark etmek gibi… Bu eksiklik hissi o işi daha iyi yapmaya vesile olmak içindir mesela. Tabii ki niyetin fesat değilse… (P.S. bu da ayrı bir konu) Aslında etrafını işini iyi bilen insanlar sarmışsa, çok şanslısın. Çünkü onlardan öğrenebileceğin bir sürü tecrübe ve tüyo var. Ama eğer ki etrafında böyle insanların çok olmasına rağmen onları aşağıya çekmeye çalışarak onları gözünde değersizleştirmeye çalışıyorsan, bu çok tehlikeli ve kötü niyetli olduğunu ifade eder maalesef. Ama bir iyi, bir kötü haberim var; kötü haber zarar verici olabilirsin. İyi haber ise iyileşebilirsin. Başkalarının başarısına hasetle bakmakla değil, sevinmekle başlayabilirsin mesela. Ama önemlisi tedavi almak değildir, kendinde yanlış bir şeylerin gittiğini fark etmektir. Bunu idrak etmeden herhangi bir iyileşmeni iyi sonuçlara ulaştırmak çok zordur. Belki biraz sert konuştum, olabilir. Kusura bakma. Gerçeklerin acı olduğu da ayrı bir gerçek olduğunu itiraf etmekte fayda var. Sen kendini biliyorsan, kendini +1 adım ötede görebilirsin. Çünkü bunu çoğu başaramaz. Yalnızca iyileşmek isteyenler başarır. Belki de fark edenler de az değildir ama bu kişiler ya kendisiyle yüzleşmekten kaçarlar, ya umursamazlar ya da iyileşmek istemezler.

Demek istediğim eksiklik duygusu seni eksik düşürmez, seni eksik hissetmen için değil, daha başarılı olman için bir mesajdır. Kötülük, kötü niyetli olmak veya kötü eylemde bulunmak hiç kimseye huzur vermemiştir. Bu kaçınılmaz bir gerçektir. Unutmamak gerekir ki hayat sana her zaman “ettiğini bulursun” mesajını sürekli verir durur. Yaptığın her şey, hatta belki daha fazlası kuruşuna kadar sana geri döner; ister iyi, ister kötü olsun. Onun için içinde ne yaşıyorsan bunu en çok sen kendin bilirsin ve etrafındaki her şeyi şekillendiren ve onları anlamlara sokan da sensin. İçini kendinden başka hiçbir insanoğlu bilmiyor, bilemez…

Kendini başka nesnelerden dolayı da eksik hissedebilirsin; mesela birinin güzelliği, aklı, zekâsı, yeteneği, eğitimi, maddi durumu, mevkii ve sair seni eksik hissettirebilir. Ama unutmaman gereken bir nokta var: eksiklik hissini aşman gereken konulardan. Bunlar içini zenginleştiren şeyler değil. Buradaki “zenginliğin” seni hiçbir şekilde onarmaz. Çünkü bu tür zenginlikle mutlaka karşına başka bir “zengin” çıkar ve seni “ezer”.

Öncelikle eksik olduğunu kabul etmek gerekiyor. Merak etme, gördüğün herkesin eksikliği bol. Çünkü insan eksikliği ile zengin, ama aynı şekilde “var olma zenginliği” ile eksik hissettirmeye yeterli olabilen bir varlık. Eksikliğini kabul ederek onu iyi huyla birleştirdikçe “tedavin” başlamış oluyor… Bir nevi kendine iyilik yapıyorsun gibi düşünebilirsin…

Bu İçeriği Paylaş
Bağlantılar:
Çevirmen / Yazar
Yorum yap

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Exit mobile version