İnsanın girdiği her yolda bir öğreti vardır. Bu yolda fark ettikleri, kişinin kendi algısıyla doğru orantılıdır. İnsanoğlu, çıktığı her seyahatte biraz daha iyileşir, derinleşir, ustalaşır. Öğretilerle kazanımlar elde eder. Kazanımlar, yola çıkan kişi tarafından doğru yorumlanır, hayatına doğru serpiştirilirse öğretiler yerini bulmuş olur.
Yolda başarısızlık diye bir olgudan söz etmek çok da doğru olmayacaktır. Çünkü ne olursa olsun, oradan cebimiz boş geri dönmemişizdir. Bununla birlikte, bizimle yola revan olan sevdiklerimiz, arkadaşlarımız, dostlarımız, ailemiz ve hatta yanından geçtiğimiz kişiler bile bizim için kazanç öğretisidir. Kim sana yoldaş, kim candaş, kim arkadaş, bu süreçte tanır, tanıdıkça deneyimlerin katmerleşir.
Heybemizdeki kazanımlarımızı karıştırıp neler almışız diye bilinçli bir şekilde kalbimize bakmalıyız. Her yolculuğu erdemleşme süreci olarak görürsek, insanoğlu hep kazançlıdır. Kamil insan olma yolunda istikrarla ilerliyor demektir. Bizi istikrarda sabit kılan ise kalbimiz, duygularımız ve akıl yürütmelerimizdir.
Bu öğretilerin ışığında yeniden düzenlemeler, insanoğlunu muktedir kılacaktır. Hayatta kalanları, gidenleri, kaybettiklerimizi ya da kazandıklarımızı bir kayıp olarak değil bir güzellik olarak değerlendirmeliyiz. Bu hayat, kazanma ya da kaybetme yeri değil. İçinden geçtiğimiz, bize keşmekeş, curcuna gibi gelen, kriz oluşturan ortamlar bile bizim için bir ring değildir. Eğer kendimizi kazanan ya da kaybeden olarak addedersek, esas o zaman yenilmiş oluruz.
Revan olduğumuz her istikamette en mühim mesele ahde vefadır. Öğretilerimizde ehemmiyetle ihtimam göstermemiz gereken ince nüansları ve bel kemiğini oluşturan kavramları asla heybemizde diplere atmamamızdır. O zaman, sizinle tekrar yan yana gelecek yoldaşlarınız, kaybolmuş ya da kaybolmaya yüz tutmuş kavramları sizde yaşayacaklarından emin olurlar. Dolayısıyla rotanızda şaşma olmayacağı gibi, artık siz öğretinin kendisi olmuşsunuzdur.
Geçtiğiniz yollara ne ekmek istersiniz? Öyle bir şey olsun ki arkaya dönüp baktığınızda, büyüyen, çoğalan şeyler sizi huzurlu kılsın. Yalan eken, doğruluk biçemez, onu da bekleyemez. Kötülük eken, iyilik bekleyemez. Nefret eken, sevgi biçemez. Sadakatsizlik, sadakati büyütmez. Ezcümle yine atalarımıza geliyoruz. Ne diyorlardı? “Ne ekersen, onu biçersin.” İyilik ve sevgi tohumları hep kalbimizde ve heybemizde var olsun.
Yalan eken, doğruluk biçemez.
Kötülük yapan, iyilik göremez.
Nefret eden, sevgi alamaz.
Sadakatsiz olan, sadakat bekleyemez.
Ektiğine dikkat et ki, biçtiğinden fayda göresin…
👏👏👏Çok güzel olmuş yazın kardeşim
Teşekkür ederim ablacım beğenen yüreğin dert görmesin. 😘🥰💙🌺