- Kız çocuğu bu saatte dışarı çıkar mı ‘el alem ne der’?
- Oğlan çocuğu oturaklı yoksa ‘el alem ne der’?
- Kız çocuğu erkeklerle gezmez ‘el alem ne der’?
Sürekli kız veya erkek fark etmeksizin ‘el alem’ baskısı altındayız. Çocukluktan itibaren bu şekilde büyütülmüş bir nesil bulunmaktadır.
Peki ‘el alem’ neden bu kadar önemli?
El alem, aslında toplum, çevre ve sosyal gruptur. Her toplumun kendisine göre normları, kuralları, inançları, yaşam biçimi vardır. İhtiyaçlar hiyerarşisine göre hareket edilir. Hiyerarşiyi tamamlayamayan insanlar sürekli toplum normları kabul etmek zorunda olduğunu hisseder ve kendisinde olduğu kadar başkasına da baskı yapar. İnsanların yadırgayacakları duygusu sürekli aktiftir.
Aslına bakarsanız bu el alem dediğimiz şey her zaman çokta kötü bir şey değil. Bizlerin geçmişte yapmış olduğu hataları tekrarlamasını engelliyor. Sonuçta el alem’in bir kural ve çerçevesi var ki çoğu zaman fayda sağlar çünkü toplumun ihtiyaçları doğrultusunda gelişmiştir bu kurallar. Ancak bu el alemin ne diyeceği korkusu zihnimizi bulandırmaya, içimizi daraltmaya başlıyorsa burada bir problem var demektir. Çünkü bu korku yükseldiği zaman kendimizi el aleme muhtaç ve güvensiz hissediyoruz. Böylece ya başkalarına göre yaşamaya başlıyoruz ya da insanlardan uzaklaşıyoruz. Sonuç olarak kendimize olan saygımızı kaybediyoruz ve sosyal olarak yabancılaşarak ötekileşiyoruz.
Peki bu durumdan nasıl kurtulabiliriz?
Öncelikle diğer merkezci olmaktan vazgeçmelisin. Merkeze kendini almalısın. Bunu başardığında insanlar seni sen olduğun için kabullenmiş olacak, onlara göre yaşamış olduğun için değil. Bunun bir diğer avantajı da hata yaptığında durumu kabullenmek senin için daha kolay olacak çünkü bu senin kendi tercihinle yapmış olduğun bir hata. Oysaki başkalarına uyum sağlamak için yapacağın bir hatayı kabullenmek bu kadar kolay değildir. Çünkü başkaları için hata yaptığında keşke der, pişmanlık duyarsın ama kendi hataların sana büyümeyi öğretir. Başkalarını daha kolay affetmeni sağlar. Bazen yaptığın hatalar başkaları tarafından yanlış anlaşılabilir. Eğer hata kendi şahsi hatan ise iyi niyetini kalben hisseder, iç huzura daha kolay kavuşabilirsin. Zihinsel olarak daha rahatlarsın ve el alem ne der diye kaygılanmaktansa kendine odaklanırsın.
Diğer merkezli olmanın getirdiği bir diğer sonuç ise sen başkaları için ne kadar iyi olursan ol, ne kadar çaba harcarsan harca seni olumsuz söylemlerle yargılayabilirler ve her şeyi yapmış olmana rağmen nerede hata yaptığını düşünür durursun. Yeri gelir kendini kullanılmış ve değersiz hissedersiniz. Aslında problem insanlarda değildir. Senin onlarla seni sevsinler, yargılamasınlar diye kendinden ödün verdiğin bir ilişki kurmuş olman problem. Oysaki kendini merkeze alsan sen sen olduğun için yanında olan insanlarla ağı oluşturmuş olsan, vermiş oldukların ve çabaların seni mutlu ederdi. Kendin mutlu olduğun için çabalardın başkalarını mutlu etme gayesiyle değil. Ve kimseden bir beklentiniz olmayacağı için el alem ne der diye bir kaygın olmazdı.