Vardır böylesi. Boşa mı çıkmış adı el iyisine? Adına onlarca methiye düzülmüşçesine, kim bilir kaç cümle kurulur böylesine.
Sözlükler şöyle yazar: Yakınlarına değil, yabancılara yardım etmeyi seven; zamanını ailesi yerine başkalarının işini yapmaya harcayan kişi.
Bendeniz, biraz bir şeyler karalayan, kimi sözcüklerin üzerinde ara sıra fazlaca duran acemi bir yazarım desem abartılı olmaz herhalde. İşte bugün de sizlere el iyisinden söz edeyim istedim.
Böylesi kimseler esasında çokça yaygındır. Başta herkese iyi gözükürler; öyle kibar, öyle nazik ve hoşsohbettirler ki kendilerine çekiverirler insanları. Sanırım birkaç tanesine pek çoğumuz rastlamışızdır. Başta onların sahte yüzlerini anlamak zordur. Samimi gelirler insana. Sohbetleriyle güldürürler, önemli hissettirirler size kendinizi. Kendileriyle ilgili de bir şeyler dile getirirler ki samimiyetlerine kanarız.
Ne zaman ki böyle insanların yakını olursunuz, işte o zaman foyaları ortaya çıkar. Öfkelendiklerinde, öfkelerinin size olup olmaması pek mühim değildir. Kalp kırmaktan asla çekinmezler. Öyle zamanlarda söylenirken yarını düşünmezler. Çünkü size kendilerini o kadar samimi ve içten gösterip bağ kurmuşlardır ki gönlünüzün yoluna; şaşıp kalsanız da gönül iplerinizi öyle hemen çözemezsiniz çünkü çoktan yakın oluvermişsinizdir.
Yakın; uzağın tersi olan, hani elinizin ucunda, yanı başınızda, dibinizde olan işte. Ne yapacaksınız şimdi peki? Hadi çözün ipleri(!) Birbirine giren bilmem kaç ip nasıl çözülsün? Bu kimseler, gönlünüze giden ipleri çözüleceği sırada birbirine dolar, kafanızda onlarca soru dolanır. Sizi karmaşık bir yola sokar. Vazgeçmek istersiniz, ipleri kökünden kesivermek istersiniz. Sebepleriniz de vardır. Bir değil, birden fazla hem de. Oysa kurduğunuz yakınlık sizi ona bağlı mı kıldı, bağımlı mı bilemezsiniz.
El iyisi etrafa kur yapar. Siz, kafanızda onlarca soruyla dolanırken avare…
Kökünden kesemediğiniz o ipler, birbirine dolanıp kopması daha zor hale geldikçe, çektiğiniz acıyı da günbegün unutturur size. Kanayan yer kabuk bağlayacak olduğunda yarayı kaşıyıp kopartan da yine odur: El iyisi(!)
Ama el iyisi başta iyi olup sonra hiç mi gülmez sanırsınız? Hayır, hayır, öyle söylemiyorum elbette. İşi düşünce güler, işine yarayacaksanız normale döner. Yani onun normali değil elbette, toplumun kabul ettiği normal. Dahası, sizden bir şey talep ediyorsa sizi sever gibi bile görünür. İşte tam da böylesini vaktinde tanıyın. Tanıyın ki avare gibi aval aval dolaşmayın sokak köşelerinde. Yaşam göbeğinin tam orta yerinde, bir kavşakta çarpar yoksa bir araba!
Hadi uyanın! Etrafta kaç el iyisi varsa avlamaya ve tuzağa düşecek kim varsa uyandırmaya(!)
Not (el iyisine):
Hey el iyisi, dikkat! Gün olur el de uyanır, ev de!