Elektroensefalografi (EEG)

Kemale Şirinova 657 Görüntüleme Yorum ekle
3 Dak. Okuma

Richard Caton’un 1875 yılında yaptığı çalışmalarla beyin titreşimlerinin tespiti, beyin aktivitesinin elektrofizyolojik ölçümlerle izlenebileceğinin ilk belirtilerini verdi. Daha sonra, Alman bilim adamı Hans Berger, 1924 yılında kendi tasarladığı basit bir radyo cihazıyla, elektroensefalogram (EEG) adı verilen bir teknik geliştirdi. Bu teknik sayesinde, beyin dalgalarının elektriksel aktivitesi kağıda kaydedilebilir hale geldi. Berger’ın araştırmaları, beyin dalgalarının kişinin bulunduğu bilinç durumuna göre değişebileceğini gösterdi.

EEG tarafından keşfedilen beyin dalgaları, genellikle dört ana gruba ayrılır: Alpha, Beta, Theta ve Delta dalgaları. Bu dalgaların her biri belirli bir frekansta ve amplitüdde olup, farklı beyin aktiviteleri ve bilinç durumlarıyla ilişkilendirilmiştir. Bu sınıflandırma, beyin dalgalarının çeşitli duyusal, duygusal ve bilişsel işlevler üzerindeki etkilerini anlamamıza yardımcı olur.

Beta
Alpha
Theta
Delta
Hangi duygu ve titreşim seviyesinde olduğumuzu bize gösteren en önemli anahtardır.

Her duygunun frekansı farklıdır:

  • Korkunun
  • Aşkın
  • Neşenin
  • Hüznün
  • Korkunun
  • Sevginin
  • Huzurun

Hepsi yaydığı titreşimle aynı frekansta olan durumları kendisine çeker.

Beyin, gece gündüz elektrik sinyallerini üreten ve beyin dalgası modelleri adı verilen farklı düzenlemeler oluşturan sinir hücrelerinden oluşur. Bu benzersiz modeller, düşüncelerimiz, duygularımız, ruh halimiz, biyolojik kimyamız ve yaptığımız her şeyle sıkı bir şekilde ilişkilidir.

Beta Dalgaları (13-30 Hz):

  • Beta dalgaları, tamamen uyanık ve dikkatli olduğumuzda baskın hale gelir.
  • Dış dünyaya odaklanmış aktif farkındalık durumlarında ortaya çıkar.
  • Stres, endişe, öfke, korku ve kaygı gibi durumlar beta beyin dalgaları ile ilişkilendirilir.
  • Aşırı beta dalgaları üretimi, stres, uykusuzluk ve zihinsel gevezelikle ilişkilendirilir.
  • Beta durumunda uzun süre kalmak bağışıklık sistemini zayıflatabilir.

Alfa Dalgaları (7-13 Hz):

  • Alfa dalgaları, meditasyon ve rahatlamanın başladığı yer olarak kabul edilir.
  • Odaklanma ve derin rahatlama sırasında ortaya çıkar.
  • Yüksek performansla ilişkilendirilen “alfa durumu”, odaklanmayı ve performansı artırabilir.
  • Alfa durumunda öğrenme, işleme ve hatırlama yetenekleri artar.
  • Alfa dalgaları, rahatlık, huzur, mutluluk ve uyum duygularını getirir.

Teta Dalgaları (4-7 Hz):

  • Meditasyon ve derin rahatlamanın derinliklerine inildiğinde teta dalgaları belirgin hale gelir.
  • Teta durumunda problem çözme becerileri artar ve içgörü ve sezgi gelişir.
  • Bilinçli rüya görmeye ve ilham kaynaklarına erişmeye yardımcı olur.

Delta Dalgaları (0-4 Hz):

  • Delta dalgaları, meditasyonun en derin seviyesidir ve derin, rüyasız uyku ile ilişkilendirilir.
  • Yenilenme, iyileşme ve gençleşme için önemlidir.
  • Delta durumu, zihnin bilinçdışı kısmıyla bağlantılıdır ve bağışıklık sistemi güçlenir.

Gama Dalgaları (30-100 Hz):

  • Gama beyin dalgaları, yoğun konsantrasyon ve derin bağlantı durumlarında ortaya çıkar.
  • Bilim insanları, gama dalgalarının beyin aktivitesini hızlandırdığını ve bilgi iletişimini artırdığını düşünmektedir.
  • Yüksek gama dalgalarına sahip bireyler, mutluluk, yaratıcılık, şefkat ve zeka gibi özelliklerde yüksek puan alabilirler.

Bu dalgalar, beyin aktivitesinin farklı yönlerini temsil eder ve beyin fonksiyonlarının çeşitli yönleriyle ilişkilendirilir. Bu nedenle, beyin dalgalarının modülasyonu, daha bilimsel ve mutlu bir yaşam için potansiyel bir anahtar olabilir.

O zaman beynimizin dalga formunu değişerek olmak istediğimiz moda yüklenip daha bilimsel, daha mutlu, hızlı öğrenen, daha mutlu bir insana dönüşebiliriz. Neden yapmıyoruz? 🙂

– devamı bir sonraki yazımda.

ALFA  dalga formunda kalın, mutlu kalın, sevgiyle kalın. 🙂

Bu İçeriği Paylaş
Bağlantılar:
Doktor / Anestezist
Yorum yap

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Exit mobile version