Emektarın Güçlü Sesi

30 Görüntüleme
2 Dak. Okuma

“Emek çoktu, karşılığı az.” Emektar yoruluyordu, patron ise koltukta keyif sürüyordu. Ve fazla emekten arta kalan emektarların maaşlarını biriktirerek zenginleşiyordu patron. Emektar yorgundu, patronun cebi ise doygun. “Bu düzen böyle gitmez!” diye hiç düşünmüyordu.

Emektarların çocukları günden güne açlıktan ağlama sesi yükseldikçe emektarın öfkesi ve isyanî duyguları birikirken, patron umarsızca daha da keyifleniyordu. Ve patlak verdi bir gün birinin isyanı, diğeri derken bütün emektarlar örgütlenip sesini çıkardı. Patronun keyfi kaçtı, endişelendi. Bir şeyler oluyordu; hoşa gitmeyen bir şeyler. Koltuğun rahatı kaçıyordu. Ve içinde bir korku büyüyordu. Odadan çıkmakta korksa da emektar kapıya dayanmış ve yumrukluyordu. Bir isyan kopmuştu fabrikada. İş bırakma, grev gibi eylemler baş göstermişti…

Artık patron can korkusu ve endişe yaşıyordu odanın içinde dört dönerek. Güvenlik için telsize uzandı ama nafile. Kalabalık bir emektar topluluğuna güvenliğin müdahalesi, daha da güvensiz bir ortama sebebiyet verebilirdi… Giderek sesler daha da yükseliyordu. Ve küçülüyordu patron. Korkuyordu. Çünkü bütün bu olanlar hesapta yoktu. Hesapta olan tek şey; para, hırs, bencillik ve zenginleşme vardı.

Kopmuştu artık kıyamet ve yerle bir olmuştu kıymet. Daha çok kazanma hırsı, daha çok kaybetmeye kadar götürmüştü patronu. Böyle giderse iflasa gidecekti.

Bütün bunlar neden mi olmuştu? Başkasının emeği üzerinden zenginleşmeye çalışmanın ve acısı üzerinden keyif sürmenin akılsızlığından olmuştu.

Başkasının emeğine göz koymayın! Emeğinizden olursunuz…

Emek, koltuktan kutsal ve güçlüdür…

Bu İçeriği Paylaş
Bağlantılar:
Yazar
Yorum yap

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Exit mobile version