Müzik, hayatın her alanında yer almaktadır. Bu kadar hayatımızın bir parçası olan bir alana ne kadar değer veriyoruz? En basit olarak bir alışveriş merkezine bile gidildiğinde ya da bir yere gidip oturulduğunda bize eşlik eden müziktir. ‘‘Müzik ruhun gıdasıdır.’’ Bu sözü herkes bilmesine rağmen ruhu ve psikolojiyi de bozabileceği gerçeğini göz ardı edemeyiz.
Zaman geçtikçe toplumlar değişir ve tabi ki müzik de aynı şekilde bu değişimden etkilenir. Peki müzik anlayışı kendiliğinden mi değişir, yoksa birileri tarafından kontrollü bir şekilde değiştirilebilir mi? Müzik hakkında araştırma yapmak bir toplumun psikolojisini anlamada bize eşlik eder. Anlamsız sözlerin hakim olduğu, ritmin daha ağır bastığı müzik türü mü ön planda olmalı? Yoksa daha anlamlı sözleri olan müzik türleri mi dinlenmelidir?
Neden insana bir şey katmayan müzik türleri piyasaya sunulmaktadır? Günümüzde çekilen kliplerin birçoğu ise basit tarzdadır. ‘’Yapmak için yapılan’’ üzerinde yeterince düşünülmeyen her şey toplumu yozlaşmaya doğru sürükleyecektir.
Barış Manço katıldığı Siyaset Meydanı programında tarihteki belirli yılları öne sürerek toplumun beğenisine sunulan müzik anlayışının değiştiğini açıklamıştır. Bu konuyla ilgili ufak detay bilgiler verip konuyla ilgili belgesel yapacağını açıklamıştır. Fakat bu projeyi gerçekleştiremeden vefat etmiştir. Bu konuya üniversitelerin eğilip araştırma yapmasını ve belgesel çekmesi gerektiğini düşünüyorum.
Barış Manço’ya göre bu müzik türleri empoze edilmektedir. Bu çok önemli bir bilgi olarak önümüzde durmaktadır. Kendisi bedenen aramızdan ayrılmış olsa bile müziğinde verdiği o güzel mesajlarla hayatımıza yön verecektir. Kendisinin müziğine baktığımızda Anadolu kültürü ve tasavvuf anlayışının nasıl birbiriyle harmanlanıp halkın beğenisine sunulduğunu görebiliyoruz. Ayrıca müzik anlayışındaki ritimlerde yaşadığı çağın çok ötesindeydi.
Sanatçımızın yarım kalan projesine halk olarak sahip çıkmamız gerekmektedir. Ülkemizin bugüne dek kazandığı önemli değerlerden biridir. Unutulmamalıdır ki kendisi öleceği zamanı bilmemesine rağmen son ana kadar halkı için mücadele etmiştir.
Sanatçı aydın bir kişilik olmalıdır ki toplumun önündeki karanlığa karşı bir mum yakabilsin. Bazen yaşanılan bu karanlık çağda eline fener alıp tünel çıkışına toplumu ulaştıran aydınlara ihtiyaç gün geçtikçe artmaktadır. Bu yüzden bazen geçmişte yaşayan aydın insanların fikirlerini incelemekte çok önemlidir.
TARİH, GELECEĞE IŞIK TUTTUĞUNDA BİR ANLAM İFADE ETMEKTEDİR.