Erkeklerin Yalanlarına Neden İnanırız?

Sema Aktaş 1.1b Görüntüleme Yorum ekle
6 Dak. Okuma

Bu hisleri yaşamak zor ve can sıkıcı olabilir, ama bu sorunun yanıtını aramak, kendinizi daha iyi anlamanıza ve gelecekteki ilişkilerinizde daha sağlıklı sınırlar koymanıza yardımcı olabilir. Erkeklerin yalanlarına kanmak ya da onların sizi kullanmasına izin vermek genellikle derinlerde yatan bazı duygusal ihtiyaçlardan, geçmiş yaşantılardan ya da kendinize dair inançlarınızdan kaynaklanabilir. İşte bu durumun ardında olabilecek bazı olası nedenler:

Sevilme ve Onaylanma İhtiyacı

Her insan, sevildiğini hissetmeye ihtiyaç duyar. Eğer çocukluk veya gençlik döneminde sevgiye ve onaya dair eksiklikler yaşadıysanız, bu ihtiyaç daha yoğun hale gelebilir. Sevildiğinizi, onaylandığınızı hissetmek için partnerinizin yalanlarına inanmayı veya hatalı davranışlarına göz yummayı bilinçsiz bir şekilde tercih edebilirsiniz. Bu durum, kişinin kendi değerini başkasının sevgisine bağlamasıyla ilişkilidir.

Böyle bir durumda, kendi içsel değer duygunuzu geliştirmenin yollarını aramak yararlı olabilir. Kendinizi ve ihtiyaçlarınızı daha derinden anlamak, başkalarının sizi sevmesi ya da onaylamasından bağımsız bir öz-değer oluşturmanıza katkı sağlayabilir.

Yalnız Kalma Korkusu

Yalnız kalma korkusu, birçok insanı olumsuz ilişkilere yöneltebilir. Eğer yalnız kalmaktan korkuyorsanız, sırf bir ilişkiyi sürdürmek uğruna partnerinizin sizi kullanmasına ya da yalanlarına göz yumabilirsiniz. Bu korku, ilişkideki toksik davranışlara karşı daha hoşgörülü olmanıza neden olabilir. Terk edilme veya yalnız kalma düşüncesi, bazı durumlarda duygusal olarak yıpratıcı bir ilişkiyi bile sürdürmeye itebilir.

Bu tür bir korkunun farkına varmak, kendinize daha güçlü bir yalnızlık algısı inşa etmenize yardımcı olabilir. Tek başınıza mutlu olabilmeyi öğrenmek, başkalarıyla kurduğunuz bağlarda daha seçici ve sağlıklı bir denge kurmanızı sağlar.

Öz güven Eksikliği

Öz güven eksikliği, kişinin kendisine dair düşük bir değer algısına sahip olmasına neden olabilir. Bu durumda, bazı erkeklerin manipülasyonlarına ya da yalanlarına kanmak daha kolay hale gelir, çünkü kişi kendisini değerli hissetmek için partnerinin ilgisine bağımlı hale gelebilir. Öz güven eksikliği, sizi kullanmaya yatkın kişilere karşı daha savunmasız hale getirebilir.

Bu noktada, kendinize dair olumlu bir bakış açısı geliştirmek ve öz güveninizi güçlendirmek için çalışmak çok faydalı olabilir. Örneğin, kendi yeteneklerinizi, başarılarınızı ve değerlerinizi gözden geçirmeye vakit ayırmak, öz-değerinizi yeniden kazanmanıza yardımcı olur. Bu şekilde, sizi gerçekten seven ve değer veren insanlarla ilişki kurma olasılığınız artar.

Geçmiş Travmalar ve Duygusal Yaralar

Geçmişte yaşadığınız hayal kırıklıkları, terk edilme ya da duygusal istismar gibi travmalar, sağlıklı bir ilişki içinde olmanızı zorlaştırabilir. Özellikle çocukluk döneminde yaşanan travmalar, güven duygusunu zedeler ve kişinin toksik ilişkileri kabullenmesine neden olabilir. Geçmişte acı çekmiş olan biri, ilişkilerdeki sağlıksız durumları fark etmekte zorlanabilir ve bu durum, yalanlara veya manipülasyona karşı daha savunmasız hale getirebilir.

Geçmiş yaraları iyileştirmek için profesyonel destek almak çok faydalı olabilir. Geçmiş travmalarınızı anlamak, kendinizi yeniden inşa etmenize ve gelecekte daha sağlıklı ilişkiler kurmanıza yardımcı olabilir.

“Kurtarıcı” Rolüne Girme Eğilimi

Bazı insanlar, karşılarındaki kişiyi düzeltme, iyileştirme ya da kurtarma arzusu taşır. Eğer karşınızdaki kişinin sorunlarını çözmeye veya onun “kurtarıcısı” olmaya yönelik bir eğiliminiz varsa, bu size çekici gelebilir ve onun yalanlarına veya zarar verici davranışlarına göz yummanıza neden olabilir. Karşıdaki kişinin sizi sevmediğini veya kullandığını fark etseniz bile, onu değiştirme veya “iyileştirme” umuduyla bu ilişkiye bağlı kalabilirsiniz.

Bu durumu aşmak için, bir ilişkide “kurtarıcı” olmaya çalışmanın sizi yıpratabileceğini fark etmek önemlidir. Bir ilişkideki denge, her iki tarafın da birbirine destek olmasını gerektirir, ancak sürekli kurtarıcı rolünde olmak sağlıklı bir bağlanma biçimi değildir.

Güçlü Bir Bağ Hissine Duyulan İhtiyaç

Bazı insanlar, çok güçlü bir bağ hissetme ihtiyacı duyabilirler ve bu yüzden, ilişkide karşılaştıkları tüm olumsuzlukları görmezden gelmeye yatkın olabilirler. Eğer partnerinizle yaşadığınız bağ size “özel” veya “eşi bulunmaz” gibi geliyorsa, onun hatalı davranışlarını görmezden gelmeniz kolaylaşabilir. Bu, aşkın ve bağlılığın bir yansıması olarak hissedilse de, sağlıksız bir ilişkiyi sürdürmeye neden olabilir.

Gerçekten güçlü bir bağ, karşılıklı saygı, güven ve dürüstlük üzerine kurulmalıdır. Bir ilişkideki bağı, yalnızca duyduğunuz güçlü hislerle değil, aynı zamanda karşılıklı destek ve sağlıklı iletişimle değerlendirmeniz uzun vadede sağlıklı bir ilişki kurmanıza yardımcı olur.

Peki, Bu Durumu Nasıl Değiştirebilirsiniz?

Bu tür bir durumdan çıkmak için kendinizi anlamak ve duygusal ihtiyaçlarınıza daha bilinçli bir şekilde yaklaşmak çok önemlidir. İşte bu konuda yapabileceğiniz bazı adımlar:

  1. Kendi Değerinizi Bilin: Kendinize olan güveninizi ve değerinizi artırmak için kendi güçlü yönlerinize odaklanın. Sevgi ve onaya olan ihtiyacınızı başkalarının davranışlarından değil, kendinizden karşılamaya çalışın.
  2. Sağlıklı Sınırlar Belirleyin: İlişkilerde sınır koymak, sizi korur. Neyi kabul edip neyi etmeyeceğinizi belirleyin ve bu sınırları korumaya çalışın. Bu, karşı tarafın sizi kullanmasını veya yalanlarına kanmanızı zorlaştırır.
  3. Duygusal İhtiyaçlarınıza Dikkat Edin: Yalnızlık, güvensizlik gibi duyguların farkına varın ve bunları daha sağlıklı yollarla ele almaya çalışın. Bu tür ihtiyaçlarınızı, başkalarının sevgisine değil, kendi iç huzurunuza odaklanarak karşılayın.
  4. Destek Alın: Duygusal olarak zorlandığınızı düşünüyorsanız, bir terapist ya da psikologdan destek almak faydalı olabilir. Profesyonel destek, kendinize dair farkındalığınızı artırmanıza ve sağlıklı ilişkiler kurmanız için size rehberlik eder.
  5. Gerçekçi Olun ve Sinyallere Dikkat Edin: İlişkilerde kırmızı bayrakları görmezden gelmek yerine, bu sinyalleri fark edin ve dikkate alın. Gerçekçi bir bakış açısı geliştirmek, kendinizi yanıltmamanızı sağlar.
  6. Kendi Kendinize Yetmeyi Öğrenin: Yalnız kalabilmek, sağlıklı bir ilişkinin temelidir. Tek başınıza da mutlu olabileceğinizi gördüğünüzde, toksik ilişkilere karşı daha güçlü durabilirsiniz.

Kendinize değer verdiğinizde ve sağlıklı sınırlar belirlediğinizde, ilişkilerinizde daha seçici ve kendiniz için daha iyiyi arar hale gelirsiniz. Unutmayın, sevgi, dürüstlük ve saygı üzerine kurulu olduğunda anlamlıdır. Bu yüzden, kendinize sevgi dolu bir yaklaşım geliştirerek, daha sağlıklı ilişkiler kurma yolunda adım atabilirsiniz.

Bu İçeriği Paylaş
Yazan Sema Aktaş
Bağlantılar:
Aile Danışmanı
Yorum yap

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Exit mobile version