Merhaba Sevgili Okur,
Bugün seninle hayatın temel yapı taşlarından bir müesseseden yani evlilikten bahsedelim.
Belli bir yaşa gelmiş her genç çevresindekilerin bu beklentisiyle yüzleşerek merak ve baskı dolu sorularla karşı karşıya kalabilir. Sen de yer yer bu sorulardan, baskılardan bunalıyorsan sakın kendine dert etmeyesin diye yazıyorum bu yazıyı. Nitekim herkes bu yollardan geçiyor, yalnız değilsin.
Evlilik, her bireyin kendi karakteri ve beklentileri doğrultusunda gerçekleştirebileceği doğru insanla, doğru zamanda gerçekleştirildiğinde dünyayı cennete çeviren, ahirete de intikâl edebilecek mahiyette olan beraberinde saadet getiren güzel bir müessesedir.
Çağımızın vebası ise zannımca böyle helalinden bir yaşantı dururken insanların kıyafet değiştirir gibi flört değiştirerek yanlış insanlarla, yanlış duygularla aldanarak, nefsinin heva ve heveslerine kapılmasıdır.
Pekâlâ doğru evlilik nasıl olmalıdır?
Doğru evlilik Allah rızası için olmalıdır.
Evlilik Peygamber (sav) sünnetidir.
Hadis-i Şerifler bize bu bağlamda öncü olmalıdır.
Peygamber Efendimiz (s.a.v.):
“Nikâh benim sünnetimdir. Kim benim sünnetimle amel etmezse, benden değildir. Evleniniz! Zira ben, diğer ümmetlere karşı sizin çokluğunuz ile iftihar edeceğim. Kimin maddî imkânı varsa, hemen evlensin. Kim maddî imkân bulamazsa, nafile oruç tutsun. Çünkü oruç, onun için şehveti kırıcıdır.” (İbn-i Mâce, Nikâh, 1/1846) şeklinde buyurmuşlardır. Evlilik çeşitli sebeplerden dolayı gerçekleşebilir. Genel itibariyle bir yuva kurma, evlat sahibi olma, yaşamı, soyu idame ettirme yeni bir düzene girme, beğeni, sevgi, güzellik, yakışıklılık gibi sebeplerden hasıl olabilir. Lâkin aslolan evlilikte Allah’ın rızasını gözetmektir. Evliliğin selameti açısından temel ölçüt bu olmalıdır. Elbette aşk ve sevgi mefhumları bu müessesenin temelini işgal eder.
Lâkin unutmamak gerekir ki, “Kalpleri birbirine ısındıran yalnızca Allah’tır.” Bu bakımdan niyet hayır olur ise akıbette hayır olur.
Yine Resulullâh (s.a.v.) “Kadın dört sebepten biri için nikâhlanır: Malı, nesebi, güzelliği ve dindarlığı. Sen dindar olanı seç ki hayır ve bereket göresin!” (Buhârî, Nikâh, 15, Müslim, Radâ, 53) buyurmuşlardır.
Evlenmenin yaşı var mıdır peki?
Hayır, evlenmenin yaşı yoktur.
Kişi kendi olgunluk seviyesine ve doğru insanla karşılaşma vaktine göre buna kadar verebilir. Evvela nasip kısmet işidir.
Çevredekilerin onla tanış, bunla konuş, otur bir çay iç baskılarına, zorlamalarına, tavsiyelerine çokta kulak asmamak gerekir.
Sizin evleneceğiz insana siz karar vereceksiniz başkaları değil, lütfen aldanıp aceleci davranmayın.
Evlenelim evlenmesine de hadi!
Gel gelelim kimdir bu doğru insan, onu nasıl bileceğiz?
Doğru insanı bulmak evvelâ doğru insan olmaktan geçer. Ne yapalım o zaman önce kendimize bir çeki düzen verelim. Hayatımızda nasıl bir insan istiyorsak ona göre bir yaşantı sürelim.
Öte yandan çağımızın evliliklerinin temel kriterleri ev, araba, yakışıklılık, güzellik, mal, mülk, gösteriş, lüks, şatafat olmuş.
Bunların saadet getirdiği nerde görülmüş?
Evliligin birinci kriteri ahlaktan geçmeli kardeşlerim. Ahlak varsa anlayış vardır. Anlayış varsa saygı vardır. Saygı varsa sevgiyi de beraberinde getirir. Ama o çok sevdiğiniz, aşkından öldüğünüz tiplerle her şeyi dört dörtlük alıp evlendiğinizde ayrılmanız 3 ayı bulmuyor hadi çok olsun 1 sene…
Neden biliyor musun peki kardeşim? Ahlak yokta ondan. Evlilik amacına hizmet etmiyor da ondan. Sevgililik sürecinde yaşaman gereken her şeyi yaşıyorsun haddi aşıyorsun da ondan. Saygı olmayınca sevgi bitip gidiyor. En çetin aşkın bile süresi 3 yılmış sonra sıradanlığa bırakıyor yerini her şey. Iyi düşünmek lazım kardeşlerim. Doğru karar vermek lazım. Hem nasibin dağın altında da olsa sana isabet eder. Inanıyorsan içini ferah tut ve harama bulaşmadan sabırla bekle. Bazen doğru sandığın insanlar yanlışta çıkabilir sıkma canını. Allah’tan hep hayırlısını iste. Bazı gerçek yüzleri yolun başında gösterdiyse sana şükret yolun sonundaki güzellikler hala seni bekliyor umuduna tutun.
Velhasıl kelâm aldanma kardeşim, dünyanın, insanların, süsüne, püsüne, boyasına, havasına hatta konuşmalarına bile aldanma. Sen ne yaptıklarına bak, ne söylediklerine değil. Varsın herkes güzellik arasın sen kalbe bak sûretlere değil. Ebedî mutluluk ancak böyle elde edilir.