Evlilik

Adem Tanışman 600 Görüntüleme Yorum ekle
5 Dak. Okuma

Her zaman her şey mükemmel olmayabilir ama, evlilik yolunda her şey mükemmel olmalıdır. Her şeyin ikinci bir şansı var ama, geçen zamanın ikinci bir şansı yok maalesef.

İnsan doğar, büyür, gelişir, maddi ve manevi değerler kazanır, çoğalır, zirvelere ulaşır, sonra yavaş yavaş kimi zaman hızlı bir şekilde yaşlanır ve bedeni toprak olur.

Her yol, bir deneyim ister. Akıl hocaları, tecrübeler ve yaşanmışlıklar ister. İzler, anılar ister. Hiçbir izi olmayan bir yola girdiğinizde, tüm acı ve sıkıntıların en zirvesini siz yaşarsınız. Çünkü; yoldaki dikenleri ayıklamak, taşları temizlemek, engelleri aşmak tamamen size kalmıştır. Yolun sonu da meçhuldür.

Her insan, bir fıtrata sahiptir. Fıtratlar, her insanda farklı olsa da, hamuru iki damardan beslenir. Biri iyilik, diğeri kötülük damarı. Her ne olursa olsun, ne yaşanırsa yaşansın, iyilik iyi, kötülük kötü yoldadır. Bazen kötü, menfaati için iyi görünse ve ya iyi olan fedakarlık için kötü görünse de, özünde kötü ve iyi asla fıtratını değiştirmez.

Din, insanlar arasında sürekli şüpheli olmuştur. Kimi sımsıkı bağlansa da, kimi bir yaradanın olduğuna dahi inanmaz. İki tarafın da kendine göre haklı payları vardır illa ki ama, akıl insanı diğer canlılardan ayıran unsur ise ve akıl düşünce ve deneyimler sonucu doğruyu bulabiliyor ise, hala kötülüklerin olması, ya insanı aklın ötesinde yöneten duyguların olduğunu gösterir, ya da yaradanın varlığı, insanı kader dairesinde terbiye etmektedir. Bana sorarsanız eğer; aşkın varlığına inanan, bunu az da olsa hisseden, bir ilahi varlığın olduğuna iman etmelidir. Ama yaradan, asla ama asla dünya hayatına direk müdahil olmamaktadır.

Gelelim konumuzun başlığına; EVLİLİK…

İnsanın ömrünü hem yalnız geçirmeme, hem soyunun devamı, din dairesinde helal bir bağ kurma, bazı çıkarlar doğrultusunda hayatlarını birleştiren olaya evlilik diyebiliriz kısaca. Ya da insanın yeni bir dünya sahnesi ile karşılaşma adımı da denilebilir.

Yukarıda da belirttiğim gibi, her işin bir usulü, her insanın bir fıtratı, dünyanın da dini veya akli bir manası vardır. Ama evlilik, başlı başına bir kumar, bir şans, bir sürprizi barındırır içinde. Çünkü siz her ne kadar fıtratınızın az veya çok iyi mi kötü mü olduğunu çevreden duysanız da, ne kendinizin ne de evleneceğiniz kişinin, evlilik sonrası sizde olan gizli fıtratları bilemezsiniz. Onun için evlilik, her ne kadar aşk, sevgi, arkadaşlık, uyuşma içerse de, aslında işin büyük çoğunluğu zar atmaya benzer. Çünkü önünüzde, kendi yaşamınız için o yolda, sizin fıtratlarınızla yürüyen hiç kimse olmamıştır. Evlenen çok insan olsa da, tecrübeler olsa da, sizin kaderiniz, sadece sizin için yeni bir yoldur.

Yaradan her ne kadar dünyaya direk müdahale etmese de, insanı insana akıl, fikir, destek olması bakımından bir birine mecbur kılmıştır. Evlilik yoluna adım attığınızda, söylenen her sözün bir bakımdan geleceğiniz için yaradanın insanların akıl ve ya gönlüne verdiği bir mesajı olabilir. Onun için sizi gerçek manada samimi bulan insanların sözlerine uyun derim.

Fıtrat bakımından, iyi kaynaktan veya kötü kaynaktan birbirini bulan insanlar, her ne kadar mutlu gözükseler de aslında, iyi fıtratlı olan insanlar huzurlu bir yuvada, uyumlu ve dengeli bir şekilde yol alırken, kötü fıtratlı insanlar her ne kadar huzurlu gözükse de, menfaat dairesinde, eşit adım ve yüklerle, biri birini ne mutluluk ne de acıda geçmeden sürekli hesap ve kitap ederek yol aldıkları için aslında hep mutsuzlardır.

Gelelim asıl konuya, ya biri iyi fıtratlı diğeri kötü fıtrattaysa ne olur;

Herkes kendini helal ve iyi daire de görse de, para, mal, makam, şöhret gibi, insanın muhakkak toprak olacağı bedeni tarafına önem verip, insana asıl duyguları yaşatan aşka, acıya, huzuru hisseden ruhani değerler tarafına önem vermeyen ya da bunları ikinci planda tutan aslında kötü fıtratlıdır. Çünkü niyetinde menfaat barındırır. Menfaat barındırılan bir yolda, çıkarların bittiği yerde huzursuzluk ve insanın zor zamanlarında bir birlerine yük olma durumu başlar. Bu insanlardaki kötü fıtratının olduğuna delildir.

İki aykırı fıtrat barındıran evliliklerde, iyi olan sürekli yükü taşıyıp, evliliğin inşası için uğraşsa da, kötü taraf hem sürekli şikayet eder, hem de huzursuzluk çıkarır. Kötülüğün şiddetine göre, iyi olan da depresyon ve buhranlar yaşar. Sonucunda erken yaşlanır, yıpranır, en çok da hissetmek istediği aşk ve sevgi hissizliği altında çürür.

Evlenmeyin demiyorum tabi ama, resminde resminizi, özünde özünüzü görmediğiniz kişi size sadece acı verir. Evlenmeyin demiyorum ama, ölmeyin de.

Sonuç olarak şunu söylemek isterim ki, sizi depresyona sokup aşk, sevgi ve ruhani değer huzursuzluğuna sokan size yar değil, sadece yaradır.

Vesselam…

Gel ey sevgili ölüm, bilirim vuslat sanadır,
Kimse aşka yar değil, bütün uğraşım sanadır,
Önümde bir kader, omzumda ağırlaşan bin keder,
Gel ey sevgili ölüm, artık gönlüm senden yanadır.

Bu İçeriği Paylaş
Bağlantılar:
Yazar & Şair
Yorum yap

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Exit mobile version