Fado

55 Görüntüleme
2 Dak. Okuma

Çok kaldım ayaklarına aşina karada,
Bağlayarak karaları.
Bıraktım ufukların ardında,
Kendimle savaşı;
Ellerim yorgun,
Sanma ki ağırlığından kılıçların;
Bırakmak istemediğimden ellerini,
Sevdanın gürzlerini taşıyan.

Limandayım işte;
Vakti geldi ayrılmanın,
Portekiz semalarındaki kuşlardan;
Ve senden,
Yüreğinin kafesinden uçamadığım.
Kadınlar hep böyle uğurlar,
Kızıllığı keşfe çıkan sevgililerini;
Sen de söyleyecek misin ‘fado’lar,
Hüzün kokan dudaklarınla?
Rüzgar olacak yelkenli gemime,
Terennüm edeceğin mahzun ezgiler.
Ruhumu yıllarca ayakta tutacak,
Peksimetler olacak,
Hıçkırıkları hiç eden sesin;
Aşklarını uğurlayan kadınlardan yükselen.

Hatırlamak zor olmayacak seni,
Uzak etmeyecek aştığım miller nefesini;
Gündüzlerde yumup gözlerimi,
Geceye düşeceğim,
Tutunup dolunayın yakasına,
Kenarına vuracağım pencerenin;
Gecelerde yumup gözlerimi,
Gündüze düşeceğim;
Karışıp ışıklarına güneşin,
Bahçene vuracağım,
Nice vakitler seni seyre daldığım,
Doyamadığım kadınım…

Çok uzaklaşmıştım artık efkârlı kıyılardan,
Düşünürdüm nice lahzalar dalıp ufka;
Atlantik mi daha derindi,
Seni benden ayıran;
Yoksa gözlerin mi,
Beni sana bağlayan?
Kadınım…

(Fado: Kederli Portekiz Halk Şarkısı)

Fado, 19. yüzyılda Portekiz’de ortaya çıkmış kederli halk müziğidir. Bu müziğin etimolojisi; kadınların, denizci eşlerini ufukların ardına teslim edip onların geri dönmemesi ve onları uğurlamanın hüznü üzerine girdikleri kederli iklim ile ilişkilendirilir. Bu itibarla ‘Fado’da, hüzün ve özlem çerçevesinde Portekiz ulusunun kültürel hazineleri yatmaktadır. Gitarla icra edilen ve günümüze değin varlığını sürdüren fado, bugün için Portekiz’in ulusal ve kültürel bir timsali olarak güçlü konumunu muhafaza etmektedir. Bu müziğin en güçlü temsilcisi olarak da Amalia Rodrigues kabul edilmektedir.

Bu İçeriği Paylaş
Bağlantılar:
Yazar
Yorum yap

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Exit mobile version