Çocukluğumun en güzel anılarına sahip olan köyümüze gelmiştik. Köy halkının o sıcacık ortamı küçüklükten beri her zaman beni cezbetmiştir… Avuç içlerim ve ayak tabanlarım hemdem olduğum köyümün toprağı kokuyordu hep. Güneşi selamladığım bir sabah yine ayakkabılarımı bir kenara atıp özgürlüğümün tadını çıkartırken, çiçeklerle dolu bir alanı fark etmiştim. Çiçekler benim bu hayattaki en yakın dostlarımdı.. Çoğu zaman kopartmaya kıyamazdım ama bazı zamanlar sonradan solacaklarını düşünerek toplardım, kitaplarımın arasına saklardım özlediğim zamanlarda dokunabilmek için.. Çiçeklerin parmak uçlarımdaki dokunuşunu hissederken düşüncelerime engel olamıyordum. Bu kadar güzelliğin içindeyken neden eksik hissediyordum kendimi? Kalbimde anlamlandıramadığım bir şeyler hissediyordum. Belki de hiç arkadaşım olmadığından böyle hissediyorum diye düşündüm. Daha iyi hissetme ümidiyle çiçeklerin yolunu takip edip dolaşırken onlara dokunarak, öpücükler kondurarak selamlamaya başladım. Öyle güzeller ki bütün ömrüm boyunca seyretsem doyamayacağım gibi… Çiçeklerden gözlerimi kaldırdığımda kaybolduğumu fark etmiştim. Hemen geriye dönerek kendimce bir rotada yürümeye başladım. Ama dahada yolumu kaybettiğimi fark ettiğimde korkum dahada artmıştı. O sırada yoldaki minik bir evi fark etmiştim, yolu tarif ederler umuduyla kapıya kadar gittim. Zile bastığım anda tatlı, huzur veren bir melodinin evin içinde çaldığını duydum. Kapı açıldıktan sonra bembeyaz tenli bir teyzenin tatlı gülüşüyle karşılaştım.
“İyi günler teyzeciğim, ben kayboldum evimden çok uzaklaştığımı fark ettim bana yolu tarif edebilir misiniz acaba?”
Yaşlı teyzenin gülümsemesi dahada belirginleşti.
“Yavrum bir soluklan, evvela bir gel hele sana bir şeyler ikram edeyim sonra evini buluruz?”
Nedense bu tatlı gülüş içimi güvenle doldurmuştu. Bu sebepten içeri girerek kapıyı kapattım. Teyzeyi arkadan takip ederken eski tarz mobilyalarla dolu bir salona girdik.
“Kendi evin gibi otur kızım, bende sana sabah yaptığım kızılcık şerbetinden getirem de için ferahlayıversin.”
Gülümseyerek başımı salladım. Teyze elinde bir bardakla salona dönerek bana uzattı. Nasıl susadıysam alıp kana kana tek içişte bitirmiştim.
“Çok teşekkür ederim teyzeciğim ellerine sağlık, çok iyi geldi..”
Çok eskilerden kalma model telefonunu bana getirdi.
“Ben yol tarif etmeyi bilmem kızım, pek evden çıktığım yoktur. Al annenleri arayıver burdan.”
Telefonu alıp ailemi aradım,teyzenin anlattığı kadar söyleyerek tarif ettim nerede olduğumuzu. 1 saate geleceklerini söyleyerek kapattık. İçim rahatlamıştı, ama kalbimde olan o his hâlâ geçmemişti.
“Teyzeciğim nasılsın, tek mi yaşıyorsun bu evde?”
“Şükür kızım, hastalıklar bu ara yaklaşmıyor bana.Eşim vefat edeli 5 sene oldu, ama ben ölmedi gibi hissediyorum halen. Her bir köşede onun hatıraları gözümün önünde… Sen nasılsın güzel kızım benim?”
İçimdeki o boşluk hissini hissettim lakin anlamlandıramıyordum bu sebepten o boşluğu gülümsememle doldurmaya çalışarak “İyiyim teyzeciğim” deyiverdim.
“Rabbim sana hayırlı ömürler nasip eylesin yavrum. Ben en yakın dostumla bir konuşup geleceğim, sen oturadur.”
Kafamı salladım. Salondan çıkarak yan odaya gitti.Bir an tuvalete girmem gerektiğini hissederek ayağa kalkıp, dolaşmaya başladım. Yan odanın önünden geçerken gözlerim içerideki teyzeye ilişti. O an çok şaşırmıştım. Çünkü ben teyzenin telefonla konuşacağını düşünmüştüm, lakin o namaz kılıyordu.. Teyzenin dostum derken Allah tan bahsettiğini fark ederek çok etkilenmiştim. Kapının önünde dikilmiş onu seyrediyordum. O seccadesine aşkla bakan gözlerini… Teyze namazını bitirip, tesbihini çekip duasını ettikten sonra ancak fark edebilmişti beni. Bu nasıl bir aşktı böyle? Bu nasıl güzel bir dostluk… Öyle duygulanmıştım ki ağlamaya başladım.
“Yavrum ne oldu?”
“İçimdeki bu boşluk hissinin neden olduğunu şimdi anladım teyze. Bende namaz kılmak istiyorum, nerede abdest alabilirim?” dedim. Teyze şaşkın bakışlarıyla yerini gösterdi. Kalkıp tuvalete girdim. Lavabonun başındayken abdestin nasıl alındığını unuttuğumu fark ettim. Teyzeciğimden yardım istedim, o bana hatırlattı..
Hemen dolabından en güzellerini çıkartıp örtü ve etek çıkartıyordu, bir yandan da namazın nasıl kılacağını bana hatırlatarak. Verdiklerini giyerek yerde duran seccadeye geçtim. Secdeye vardığımda içimdeki boşluk hissinin tamamlandığını hissettim. Sonunda gerçek dostumu bulmuştum. Nereden bilebilirdim çiçek sevdamın benim kaderimi değiştirecek bir güzellik olduğunu…
Çok harika ve anlamlı bir öykü emeğini kalemini güzel kalbini sağılık başarılarına devam et ??
Duygularımızı, düşüncelerimizi, hayallerimizi aynı noktada kesiştirmek marifet ister.
Bunu da başarabilen güzel insanlardan birisin .Ne güzel bir duygu ,ne güzel söz Hayata Dokunmak.
Her başarının arkasında saklı olan o güzel kalbin ve onu o kadar iyi yönetebilmen,başarılı öyküler çıkarabilmen o kadar güzel ve örnek alınası bir davranış ki güzel kalbin gibi başarılarında hep güzel ilerlesin. Başarılar arkadaşım…
Yüreğine sağlık cnm. Okurken keyif alıyorum her yazından. Rabbim daim kılsın. Başarılar tatlım
Ellerine sağlık çok güzel bir yazı olmus
Emeğini güzel kalbini sağılık çook güzel okurken çok huzurlu oldum başarılarını daim olsun yeni yazılar öyküler sınırsıza bekliyorum ??
Emeğine sağlık yine çok güzel olmuş ?