Her toplumda vitrin görevi gören, toplumlarda belli kitlelere hitap eden, belli kitlelerinde kendilerine örnek aldığı kişiler vardır. Bunlar sanatçılar, sporcular, yazarlar, siyasetçiler ve nice mesleklerin öncüleri örnekleri çoğaltmak mümkün.
- Toplumda insanların kendilerine örnek olarak aldığı o insanların toplum duyarlılıkları ne kadar?
- Toplumda kendi sanatlarıyla örnek alınmalarına rağmen acaba toplumu kendi içlerinde içselleştirmişler mi?
- Toplumdaki kanayan yaralara merhem olacak çalışmalarda, etkinlik ve yardımlarda bulunmuşlar mi?
- Bireylerin sorunlarını kendi sorunları olarak görüp, gece gündüz demeden maddi ve manevi imkanları seferber etmişler mi?
- Yoksul bir aileye ulaşmak için onun mağduriyetini gidermek için imkanlarını seferber edip çare olmaya çalışmışlar mı?
- İmkansızlıktan dolayı okuma imkanı bulamayan çocukların gözlerindeki okuma ışığının sönmemesi için imkanları harekete geçirmişler mi?
- Sofrasında çocuklarına yiyecek bir şey bulamayan bir annenin yüreğindeki sızının birazcık da olsa dinmesi için imkanları harekete geçirmişler mi?
Uzun zamandır ele almak istediğim, kendimce de bir vefa borcu olarak gördüğüm, bu konularda farkındalık oluşturan kıymetli bir yazardan bahsetmek isterim. Bu yazarımızın nezdinde bu konularda duyarlılık gösteren isimsiz kahramanları da anmış olup, kalemimizle de vefamızı birazcık da olsa ödemiş, vicdanımızın sesini de duyurmuş olalım. Farkındalık oluşturarak toplumsal duyarlılığını görmüş olduğum Kıymetli Yazar Layıkhan Özder hanımefendinin hayatına kısaca bakalım.
Yazar Layıkhan Özder; Ankara doğumlu. Bahçelievler Deneme lisesinden mezun olup . üniversite sınavında Ankara Üniversitesi Dil Tarih ve Coğrafya Fakültesi Yunan Dili ve Edebiyatı bölümünü kazanmış, bu bölümde bir yıl eğitim gördükten sonra alanını değiştirerek tercüman olmaya karar vermiş. Almanca yeminli tercümanlık mesleğine karar vermiş. Tercümanlık mesleği için Goethe Enstitute sınavlarına katılıp bu arada Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın açtığı dil yetenek sınavlarına katılmayı ihmal etmemiş. Emeğinin karşılığını tercüman olma ve Kültür Turizm Bakanlığı’ndan kokart sahibi olma hakkını alarak hayatına devam etmiş. Eğitime olan aşkı hiç yitirmeyen yazarımız Açık öğretim Ev Ekonomisi bölümünü de kazanıp bitirmiş. Özel sektörde İmalat üzerine iş yapan ve Ostim Organize Sanayi Bölgesinde kendi aile şirketinde idari birimde görev yaparak aile şirketine katkıda bulunmuş. Bununla birlikte farklı iş kollarında da (hidrolik, iş makineleri, üretim planlama gibi), tıpta kanser tedavisi üzerine çalışmalarda bulunmuş. Evli olup bir kız annesi olarak hayatına devam etmekte.
Yazar Layıkhan Özder hanımla yolumuz bir kitap grubunda kesişmişti. O dönemde son yazdığı ‘’Mahpusun Gelini ‘’ eserinin tanıtımını okuyucularına yapıyordu. Kitap tanıtımını yaparken eserden gelen gelirlerini sosyal projelerde kullanılmak üzere bağışlaması beni çok etkilemişti. O günden sonra kıymetli yazarımızı daha yakından takip etmeye, yaptığı çalışmaları incelemeye başladım. Kalemini ve tüm zamanını yardıma muhtaç olan insanlara harcamaktan geri kalmayıp gecesini gündüzünü her anını mağdur olan insanlar için çabalayıp geri durmadığını gördüm.
Yazar Layıkhan Özder’in 2017 yılında bu güne kadar yayınlamış olduğu eserleri: “SANA GEÇ KALMADIM” , “ASLINDA BİTMEDİ”, “YÜREK AĞLARSA”, “O ÇARŞAMBA”, “MAHPUSUN GELİNİ” ve “MUCİZEVİ KIRMIZI PATİK” olmak üzere tüm eserlerinin gelirlerini sosyal projelere harcamaktan da geri kalmadı. Yazmış olduğu eserlerde toplumun kanayan yaralarını ele alarak güçlü kalemi ile de haykırmaya devam etti ve burada da toplumsal bir farkındalık oluşturmayı da başardı.
Yazar Layıkhan Özder hanımın sosyal projeler kapsamında yapmış oldukları yardımlara kalemimizin yettiği kadarıyla ifade etmeye çalışalım:
- Maddi imkansızlıklarından dolayı eğitim hayatını devam edemeyen yoksul ailelerin çocuklarına maddi yardımlar ve burslar vererek eğitim hayatlarının devam etmesi ve yüreklerindeki eğitim aşklarının devam etmesi, geleceğin gençlerinin eğitimli bir toplum yetişmesine vesile olması ,
- İhtiyaç sahibi engelli çocuklara tekerlekli sandalye temini sağlanmasına vesile olarak, bu çocukların toplumdan kopmamalarına ve hayatlarını da daha rahat bir şekilde sürdürmelerine vesile olması,
- Şiddete uğrayan kadın ve çocuklara, her türlü hukuki ve maddi yardımlarda bulunarak onların güvenli bir ortama kavuşmaları sağlaması,
- Depremden etkilenen ailelere, yardımda aracı olması ve SMA tip hastalıklar başta olmak ailenin kendi başına ekonomik olarak üstesinden gelemediği hastalıklar için yardım elini uzatıp onlara bir ışık olması
- Ulus ve uluslararası yardım kuruluşlarıyla beraber yardımların ihtiyaç sahiplerine ulaşmasını sağlama yönündeki imkanları kullanması ve yardım kuruluşlarına da ekonomik olarakta katkıda bulunması, bizim ifade edemediğimiz nice yardımlar ve çalışmalar
Yazımın başından da sorduğum soruların cevaplarını yazarımızın hayatında bulmak mümkün. Toplumun öncüleri olanlar topluma karşı sorumludurlar ve bu sorumlulukları yapmalıdırlar. Lakin bunu çok nadir olan kişilerde görüyoruz. Bu sebeple kıymetli yazarımızı ele aldım ki, toplumda öncü olanlara örnek olsun. Kıymetli yazarımızın kalemi daim olsun.
Umudumuz toplum ile özdeşleşen, toplumdaki mağdur, mazlum, yoksul bireylere el atıp onların dertlerini içselleştiren öncülerin toplumda daha çok görünür olması umuduyla…
Yazımı Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav)’in iki hadisiyle sonlandırmak istiyorum.
- “İnsanların en hayırlısı insanlara faydalı olandır.” (Deylemî, Musnedu’l-Firdevs, II, 199; Irâkî, el-Muğnî an Hamli’l-Esfâr, s. 670.)
- “Bir mümin, aç bir mümini doyurursa, Allah da o kimseyi cennet meyveleriyle doyuracaktır. Yine bir mümin, susuz kalan bir mümine bir şeyler içirip susuzluğunu giderirse, Allah kıyamette ona (misk ile mühürlenmiş lezzetli bir içecek olan) ‘Rahîk-ı Mahtûm’dan içirecektir. Yine bir mümin, elbiseye ihtiyacı olan bir mümini giydirirse, Allah da ona cennetin yemyeşil elbiselerinden giydirecektir.” (Tirmizî, Kıyâme, 18)
Bir sonraki yazımızda buluşmak dileğiyle…